Yazarlar"Susurluk Ovası, Bozkurt yuvası"

"Susurluk Ovası, Bozkurt yuvası"

02.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Susurluk Ovası, Bozkurt yuvası"

Susurluk Ovası, Bozkurt yuvası

Yalçın DOĞAN

1980 öncesindeki "vur - kır çizgisinin MHP'de yeniden" ayak sesleri duyuluyor. Üstelik, bu kez MHP kongreleri "devletteki çetelerle işbirliği" naralarıyla inliyor.
Aradan bir hafta geçmesine rağmen, Devlet Bahçeli'nin yeniden seçildiği son MHP kongresinin yankıları hala sürüyor. Sürmeyecek gibi değil. Türkiye'nin yoğun gündeminde gözden kaçanların, tekrar anımsanması gerekiyor. Çünkü, son MHP kongresi geriye dönüşün çarpıcı bir göstergesi.
Son yıllarda Türkiye'de iki siyasal parti "radikal çizgiye" kayıyor. Bunlardan RP "radikal İslamcı unsurları kendi içinde daha çok barındıran" bir parti konumuna sürüklenirken, Alparslan Türkeş'in ölümünden sonra MHP'de "1980 öncesine dönüş" her geçen gün daha netleşiyor. Bunun da ötesinde, Türkiye'de büyük çoğunluğun "tasfiye edilmesi, gün ışığına çıkarılması gerektiğinde" birleştiği devletteki çetelere, MHP sahip çıkıyor. MHP kongresindeki "Susurluk Ovası, Bozkurt yuvası" sloganı bu sahiplenmenin en açık kanıtı. Ek olarak, "Çatlı ölmedi, kalbimizde yaşıyor" sloganı, MHP'nin bugünkü yapısının aynası.
Türkeş'in ölümüyle birlikte MHP'de bir tartışma alevleniyor. "MHP, 1980 öncesi gibi yeniden katı, ideolojik ve eylemci bir parti mi olacak, yoksa kendini yenileyerek çağdaş milliyetçi çizgiye mi oturacak?.." Alparslan Türkeş hayatta iken MHP'yi çağdaş çizgiye çekmek için bir hareket başlatırken, onun ölümünden sonra oğlu Tuğrul Türkeş bu politikaya sahip çıkıyor.
Buna karşılık, daha Alparslan Türkeş'in sağlığında bu çizgiyi reddedenler, bugün MHP'yi ele geçiriyor.

MHP kongresi sırasında birkaç garip olay var. Örneğin, adaylardan Tuğrul Türkeş'in bir anda "korumaları geri çekiliyor." Olay İçişleri Bakanı'na yansıtılıyor, korumalar yeniden göreve dönüyor!..
MHP kongresinde en çok Çiller ile Erbakan alkışlanıyor. Mesut Yılmaz ile Muhsin Yazıcıoğlu'na yuhalamalar kalıyor. MHP'nin bugünkü yönetimi "DYP ve RP ile seçim ittifakına yakın" görünüyor.
Özellikle DYP, Devlet Bahçeli'nin kazanması için elinden geleni yapıyor. DYP ile MHP arasındaki "eşgüdümü MHP kökenli Meral Akşener" yürütüyor. Zaten, son bir yıl içinde "DYP'nin tabanına MHP egemen" oluyor. DYP ile MHP arasında "hızlı bir örgütsel yakınlaşma" var. Yakınlaşmadan DYP'nin zarar göreceği açık. Bu sürecin sonunda "MHP DYP'lileşmez, tersine MHP DYP'yi teslim alır." DYP'de kim bunun farkında ki?..
MHP tabanında bugün bir ayrılık var. Her ne kadar Devlet Bahçeli MHP'yi ele geçirdiyse de, "MHP tabanının yüzde 46'sı bugünkü yönetime karşı." Daha açıkçası, "devletteki çetelerle partinin bütünleşmesine karşı." Ama, bu bir şey ifade etmez. Çünkü, bugünkü yönetim yüzde 46'yı tasfiye eder.
Geçen ay MGK'da benimsenen "Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi" ilk kez "ırkçı milliyetçilik ve ülkücü mafyadan" söz ediyor. MGK'nın altını çizdiği tehlike şimdi "bir partiye mi" bürünüyor?.. MHP, artık Susurluk Ovası'nı mesken tutuyor.




Yazara EmailY.Dogan@milliyet.com.tr