MİLLİ Kütüphane'mizde, adında "muhafazakâr" kavramı geçen kitap sayısı sadece beş taneciktir!
İlk kitap "Muhafazakârlık Nedir?" adıyla 1989'da çıkmış!
Türkiye'de her zaman muhafazakar akımlar ve DP, AP, ANAP gibi büyük kitle partileri olmuş ama bu kavram ne kullanılmış, ne de araştırılmıştır: Hem muhafazakârlar için felsefi bir zaaf, hem karşıtları için muhafazakârlığı "irtica" sanan bir sığlık tablosu...
Peyami Safa 1961'de Demokrat Partili kitlelerin hukukunu savunurken, modern bir demokrasi için muhafazakâr bir partinin ne kadar gerekli olduğunu anlatmaya çalışıyor ama hem kendisi ve DP'liler "zinde kuvvetler"in hışmına uğruyordu!
'Muhafazakâr' olduğunu söylemek mümkün müydü?!
***
HAYEK belirtir: Modern toplumun temelinde büyük, muğlak ve pek çok ara renkleri olan üç siyasi felsefe vardır: Liberalizm, Muhafazakârlık ve Sosyalizm (sosyal demokrasi).
Bizde resmi ideoloji bu fikir zenginliğini bastırdı. Sosyal demokrasi kavramını bile ancak 1980'lerde yaygın olarak konuşmaya başladık!
Ama Türkiye "orta sınıf toplumu"na dönüştükçe, artık "biz bize benzeriz" kapalılığından çıkıyoruz, modern siyasi kavramları daha çok kullanma ihtiyacını duyuyoruz: İşte, liberalizmin etkisi artıyor, Kemalist CHP "sosyal demokrat" kavramını benimsiyor.
Aynı "orta sınıflaşma" sürecinde muhafazakârlık üniversitelerde de doktora tezlerine konu oluyor artık:
Dr. Bekir Berat Özbek, Muhafazakâr Düşünce Geleneğinde Akıl, Toplum ve Siyaset, Ankara Üniversitesi, 2000.
Dr. Hasan Hüseyin Akkaş, İngiliz Muhafazakâr Siyasal Düşüncesi ve Edmond Burke, Dokuz Eylül Üniversitesi, 2000.
Dr. Mehmet Vural, Siyaset Felsefesi Açısından Muhafazakârlık, Elis Yayınları 2003.
İletişim'den yeni çıkan 700 sayfalık "Muhafazakârlık" cildi de bizde bu duyarlığa sahip düşüncelerin zenginliğini ortaya koyuyor.
***
AKP'nin kendini "muhafazakâr demokrat" olarak nitelemesi ve Avrupa'daki benzer partiler grubuna üye olmaya karar vermesi son derece olumludur.
Siyasi İslamcılıktan ayrı, modern bir muhafazakârlık: AKP kongresinde gördüğümüz insan tablosu...
Karabekir'in "Terakkiperver" partisinden Menderes'e, Özal'a kadar, merkez sağ bizde ilk defa "muhafazakâr" kavramını resmen benimsiyor.
Dr. Yalçın Akdoğan'ın "Muhafazakâr Demokrasi" adlı kitabının önsözünü Tayyip Erdoğan yazdı, AKP tarafından yayımlandı. Kitapta Batı'daki modern muhafazakar felsefelerle ciddi paralellikler kuruluyor.
Türkiye'de merkez sağı toparlamak ancak muhafazakâr değerleri temsil eden kitle partileriyle ve Menderes, Demirel, Özal gibi karizmatik liderlerle mümkün olur. AKP ve Tayyip Erdoğan bu niteliklere sahip gözüküyor. AKP Güneydoğu'dan da oy alarak "milli entegrasyon"u takviye ediyor.
AKP'nin muhalifi ve alternatifi asla "zinde kuvvetler" olmamalı; öyle bir durum Türkiye'yi yarım asır geriye götürür, siyasi modernleşmeyi engeller.
AKP'nin alternatifi ve muhalifi "zinde kuvvetler" değil, modern anlamda "sosyal demokrasi" olmalı, olabilmelidir.
Yarın: MHP ve milliyetçilik