SADECE ANAP için değil, herkes için, özellikle de
"sistem" için son derece önemli bir araştırma... Araştırmayı yöneten ANAP'lı Işın Çelebi, sonucu şöyle özetliyor:
"Durum iki türlü vahimdir. Birinci yön, milletin devletine olan güveni sarsılmıştır... Türkiye'de devletine güvenmeyen bir millet vardır.İkinci vahim yön, siyaset ve siyasetçi toplumun gerisinde kalmıştır. Siyaset kan kaybetmektedir..."
ANAP'ın araştırmasına göre, halkın yüzde 43'ü
"sistemin daha da bozulmakta olduğunu" düşünüyor.
"Sistem çöküyor" diyenlerin oranı yüzde 37'dir.
Sistemi bir türlü iyi bulanların toplam oranı ise yüzde 19'da kalıyor!
"Sistem"den halk ne anlıyor diye akademik bir tartışmaya girmenin anlamı yok. Belli ki, halk devletin ya da siyasi kurumların sorun çözemediğini görüyor.
Halk seziyor ki, sorun, yöneticilerin kişisel becerisini aşan bir 'sistem' sorunudur.
* * *
TEHDİT algılaması da toplumla devlet arasındaki farklılaşmayı yansıtıyor.
"ülke açısından en önemli tehdit nedir?" sorusuna verilen cevapların yüzde dağılımı şöyle:
Bölücülük 51.2Bozuk gelir dağılımı 26.3
İns. haklarına baskı 9.8
Aşırı dincilik 5.6
Bunlardan sonra, yüzde 2 ve altındaki puanlarla aşırı milliyetçilik, çevre kirlenmesi, yabancı ülkeler gibi
"tehdit" algılamaları geliyor.
Belli ki, halkta irtica paranoyası yok.
Hatta halkın yüzde 7'si din ve dünya işleri kesinlikle ayrı olmalı derken, yine halkın yüzde 64'ü din ve vicdan özgürlüğünün bir biçimde baskı altında olduğunu düşünüyor.
"Öncelikli sorunlar" sorulduğunda
"laiklik karşıtı akımlar" diyenlerin oranı yüzde 6.7'de kalıyor.
Çünkü farklılıkların hoş görülmesini isteyenlerin toplam oranı yüzde 76'ya çıkıyor.
İç barışımızın teminatı bu bilinçtir.
Vural Savaş'ın savaş ilanları değil!
* * *
EKONOMİK bilinç güçleniyor. Din, laiklik, etnisite, kimlik gibi çatışma yaratabilecek duygusal konuları halk
"öncelikli sorun" yapmıyor.
Birikimli bir sosyal analist olan Işın Çelebi, bu ekonomik bilincin son derece sevindirici olduğunu söylüyor.
Gerçekten, toplumsal rasyonelleşmenin yolu,
"akılcılık dogmatizmi"ni devlet zoruyla dayatmak değildir, toplumun ekonomik bilinçlenmesidir.
İşte, 'ülkenin zor günlerinde en çok neye önem verilmelidir?' sorusunun cevapları: (%)
Ekonomik kalkınma 26.9Adalet 20.0
İnsan hakları 17.3
Din ve ahlak 13.3
Demokrasi 10.6
Resmi ideoloji ve diğer ideolojiler çok düşük düzeyde puan alıyor.
Halk
"muhafazakar değerler" ile
"modernleşme" arasında bir uzlaşmazlık görmüyor.
Besbelli, toplum, 'devlet'in, 'sistem'in ilerisinde...
Işın Çelebi'nin şu sözlerini çok önemsiyorum:
"ANAP'ta sürekli oy kaybı vardı. Sayın Yılmaz'ın devleti eleştiren, birey hak ve hürriyetlerini savunan konuşmalarından sonra gerileme durdu, hatta yukarıya doğru bir eğilim belirdi."Evet! Yılmaz'ın son çıkışları doğru yöndedir.
Siyasetin sorun çözme gücüne ulaşması için toplumla bütünleşmesi ve toplum üzerindeki devlet yumruğunu kaldırması lazımdır.
Yazara E-Posta: t.akyol@milliyet.com.tr