Taha AKYOL

TÜRKİYE'NİN en devamlı ve bu sebeple en 'kurumlaşmış' partisi CHP'dir. Öteki siyasi çizgiler ya birkaç defa kapatıldıkları veya yakın geçmişte kuruldukları için, CHP kadar kurumlaşamamıştır.
CHP, "Aydınlanma" ideolojisi ile bütünleştiği için, 'teknisyen' görünümü zayıf da olsa, öteki partilerimize göre daha güçlü bir aydın potansiyeline de sahiptir.
Böyle bir partide iç rekabetlerin daha gelenekli, daha ölçülü olması gerekmez mi?
Peki, en çok hizip, doktrin ve kongre kavgalarının yaşandığı partimiz neden CHP'dir?
1973'ten itibaren CHP'nin yükseliş ve düşüşlerini yaşayan "Sosyal demokrat mühendis" Erol Tuncer'in cevabı:
- Partinin, bu enerjisi artık dışa ve politika üretimine değil, iç iktidar kavgasına yöneldiği için iç rekabetler sert oluyor. Bir de, SHP ile birleşme mekanik kaldı, SHP kökenliler buna tepki duyuyor.
* * *
DOĞRU...
Ama, sağın da solun parçalanması yüzünden, bütün partilerimizde politika üretimi unutulmuştur. Lider değişikliği sorunlarını ise ANAP ve DYP de yaşamıştır.
CHP'deki "sert" kavgaları 'anlamak' için, sosyolog Prof. Şerif Mardin'in anlattığı "sert ideoloji" ve "yumuşak ideoloji" kavramlarının yardımcı olabileceğini düşünüyorum. (Din ve İdeoloji, sf. 13 vd.)
"Sert ideoloji" daha 'ideolojik'tir. Sistematik olarak işlenmiştir, teorik yönü ağır basar, bilhassa "seçkinlerin kültürüyle sınırlandırılmıştır."
Bu seçkinci kültür, Deniz Baykal'ın da "Siyasal Katılma" adlı önemli eserinde anlattığı gibi, kendi 'doğru'larına toplumu da uydurmak ister.
Onun için "ödünsüz mücadele"ye inanır.
Dili de ona göredir.
Değerli Sosyal Demokrat araştırmacı Tevfik Çavdar, İmge Kitabevi'nden çıkan "Türkiye'nin Demokrasi Tarihi, 1939 - 1950" adlı önemli eserinde, CHP'nin nasıl sert bir siyasi ideolojiye sahip olduğunu, ahaliye karşı "hoşgörüsüz bürokrat yaklaşımını" benimsediğini anlatır. (Sf. 313 vd.)
* * *
ECEVİT'İNortanın solu hareketi sayesinde, CHP, bu seçkincilikten uzaklaşmış ve yükselebilmişti.
Ancak, müzakere, uzlaşma, hoşgörü gibi 'liberal' değerleri küçümseyip"ödünsüz mücadeleyi" yücelten bu "sert kültür"ün etkisi bir ölçüde devam etmektedir.
Ve, CHP'nin "enerjisi" içe yönelince de, "müzakere, uzlaşma, hoşgörü" gibi değerlere göre çok daha etkin olan "ödünsüzlük", sert kavgalara yol açmaktadır.
Bu izah tarzı eleştirilebilir ama en azından ampirik araştırmalarla sınanmaya değer bir hipotezdir.
Jakoben (ve 'Katolik') Fransız kültürü de "sert kültür"ün tipik örneğidir ve bu ülke 150 yıl süreyle din - laiklik, sağ - sol kavgalarıyla çalkalanmış, hatta bizden farklı olarak Avrupa'nın en büyük Komünist Partisi'nden sonra şimdi de Avrupa'nın en büyük Faşizan bir partisini yaratmıştır: Le Pen bu kültürün ifrazatıdır!
Buna karşılık "yumuşak" ve liberal Anglo - Amarikan ve İskandinav ülkelerinde ne bu çapta "sert" din - laiklik kavgaları, ne de komünist ve faşist hareketler görülmüştür.
Herhalde çağımızda iç barış için müzakere, ödünleşme, uzlaşma, ılımlılık gibi değerler son derece gereklidir. Her ideoloji için...


Yazara EmailT.Akyol@milliyet.com.tr