Taha AKYOL

KUTLU Savaş'ın hazırladığı Susurluk raporunda anlatılan vahim olayların bilançosu, yine raporda özetlenmiş:
"Meydan çetelere terkedilmiştir. Topyekün ıslah projesi ele alınmazsa mahalli kabadayıların devlete diklenecekleri zamanın yakın olduğunu söylemek kehanet değildir..."
Dehşet verici bir 'çözülme' tablosu!
İlk işaret, "çek senet mafyası" idi. KİT'ler, şişkin kadrolar ve SSK katrilyonları yutarken Adliye'nin pul parasına muhtaç duruma düşmesinin kaçınılmaz sonucuydu bu!
Ve, Susurluk raporundan öğreniyoruz ki, "adam öldürme konusunda karar mercii başçavuşa, komisere ve itirafçılara kadar inmiş!"
Kimbilir kaç katrilyon tehdit parası dönmüştür bu işlerde!
Kanunsuzluğun can damarı kara para!
İşte Topal cinayetinin sebebi 17 milyon dolarlık kumar haracıymış!
* * *
VAHİM kelimesi az! Bu gidişle, "mahalli kabadayılar" bile devlete meydan okuyabilirler! Devlet, kirlenen ve parçalanan siyaset yüzünden, mafya ve çete yüzünden, liberal reformları yapamamak yüzünden asli işlevlerini yerine getiremiyor!
İşte zaafın vahim örneklerinden biri:
"Uğur Mumcu öldürüleli, 1826 gün oldu; katilleri hala yakalanamadı."
Genelde, 'ali kıran baş kesen düzeni'ne sürüklenmekteyiz!
Aynı zamanda, toplumda kültürel ve sosyal uçurumlar oluşmaktadır!
Üstelik, başımızdaki terör belası ve dış sorunlar!
Türkiye adeta lif lif çözülüyor!
Devlette ve ekonomide gerçekten "topyekün bir ıslah" zorunludur ve ivedidir.
Ama bu ağır ameliyatı kim yapacak?!
Zaten bu belalar "yönetemeyen demokrasi"nin zaaflarından kaynaklanıyor!
* * *
ÜLKENİN bugünkü şartlarında Başbakanlık, büyük sorumluluktur. Bu şartlarda başbakanlar, "topyekün ıslahat"ın gerektirdiği büyük vizyonu, büyük kararlılığı, büyük enerjiyi sergilemek zorundadır!
Başbakan Yılmaz'ın "gücüm yok, koalisyon ve azınlık hükümetiyim" demeye hakkı yoktur!
Fransa'da 1958 - 62 arasında böyle bir "topyekün ıslah" projesini başaran De Gaulle, 1947'de siyasette başarısızlığa uğrayıp köyüne çekilmişti; Meclis'te ciddi bir partisi bile yoktu!
De Gaulle, yıllardan beri ısrarla savunduğu "topyekün ıslah projesi"ne olan 'iman' derecesindeki inancının etki gücüyledir ki, gereken siyasi gücü de toplayabilmiştir!
Özal'ın iktidara gelişi de bir ölçüde böyle olmamış mıydı?
* * *
BAŞBAKAN Yılmaz, devlette ve ekonomide "topyekün ıslah" için gereken anayasal ve yasal düzenlemelere ve icraata ilişkin "proje"lerini ortaya koyup, RP ve DYP dahil herkesle görüşmeli, destek istemelidir.
Asker ve CHP kızmasın diye RP'ye, Çiller'e kızıp DYP'ye ambargo koyarak hiçbir ciddi reform yapılamaz!
Başbakan Yılmaz, Baykal'ın hükümetin ipini elinde tutmak için yaptığı bir salvo ateşinden korkar da, reformlar için alabileceği RP desteğinden hükümetini mahrum ederse, sadece kendisini başarısızlığa mahkum etmiş olmaz, Türkiye de bir başarısızlığa daha uğramış olur!
Sorunlarımız çok ağır ve fevkalade tehlikelidir. Mutlaka büyük çözümler gerektiriyor. Bu Meclis'ten "büyük ıslahat" çıkmazsa (ki ümitli değilim), Allah sonumuzu hayretsin!

Yazara EmailT.Akyol@milliyet.com.tr