TARTIŞMAYI arkadaşımız Meral Tamer yeniledi ve iyi etti: Evet, İslam dünyası neden geri kaldı?
Tarihçiler arasında hala tartışmalı bir konu...
Kestirmeci görüş, işi Gazali'ye bağlar: "imancı" Gazali, "akılcı" İbni Rüşd'ü mağlup ettiği için İslam dünyası geri kalmıştır...
YÖK Başkanı Kemal Gürüz de bunu söylemişti.
Tek Parti devrindeki yayınlarda da "Türk ırkından akılcı İbni Sina ve Farabi'ye karşı, Arap ırkından dogmatik Gazali ve mistik İbn Arabi ağır bastığı için" İslam medeniyetinin çöktüğü söylenirdi.
Gazali ve Eşari gibi tasavvuf ve kelam okullarının İbni Rüşd gibi "akılcı" akımlara üstün gelmesiyle İslam medeniyetinin gerilediği görüşü yaygındır.
TÜBİTAK'ın yeni yayımladığı "Bilim Tarihi"nde Colin Ronan da bunu yazıyor. Hürriyet'te Özdemir İnce de sütununda bu görüşü tekrarladı.
***
KOLAY ve yalın bir görüş: Tarihin çok karmaşık süreçlerini din - bilim çatışmasına indirgiyor. Kovun dini, gelişsin bilim! Jakoben tezler için de yararlı...
Üstelik, tarihin 'görüntü'süne de uyuyor:
Gazali, 11. asrın sonunda "Tehafüt" (ret) adlı kitabıyla felsefeyi reddetmiş, imanı savunmuştu. Yarım asır sonra İbn Rüşd "Tehafüt'e karşı Tehafüt"ü yazarak aklı savunmuştu. Gazali büyük kabul görmüş, İbn Rüşd makbul sayılmamıştı.
Bu 'görüntü' doğru ama geri kalmanın sebebi bu mu?
Büyük tarihçi Fernand Braudel, bu 'görüntü'nün sebep değil sonuç olabileceğine dikkat çekiyor!
Braudel'e göre, Haçlı seferleri, iç savaşlar, Moğol istilası, İslamın "hayat veren Akdeniz"den kopup karalara kapanması, bu şekilde "İslamın nefes almakta güçlük çekmeye" başlaması ve dünya ekonomisindeki değişmeler gibi son derece karmaşık, sosyal, ekonomik ve siyasi sebepler İslam dünyasının geri kalmasına yol açmıştır. (A History of Civilizations, sf. 85 - 92)
Osmanlı donmuş bir medeniyet devralmıştı.
***
ORTAÇAĞ uzmanı tarihçi Henri Pirenne, 5. asırdan itibaren, Barbar istilaları yüzünden Avrupa'da Roma'dan kalan kentli yapının tahrip olduğunu, sosyal hayatın çöktüğünü, "birçok iyi beynin" manastırlara çekilip mistisizme kapandığını, Avrupa'nın karanlık çağlara gömüldüğünü anlatır. (Hz. Muhammed ve Charlamagne, sf.149 vd.)
Bruadel, benzer olayın Moğol istilası ve diğer sebeplerle İslam dünyasında yaşandığını yazar. İslam dünyasındaki zihinsel gerileme, bu ortam yüzündendir.
Avrupa'da bilim bu karanlık çağları aştı... İslam dünyası ise parlak bir medeniyetin ardından karanlığa gömüldü. Çünkü...
Avrupa'da, coğrafi avantajlar sayesinde zamanla şehir ve ticaret hayatı 'kendiliğinden' gelişti. Bu büyük sosyal değişme zihinleri de açtı. Felsefe ve bilime ilgi arttı. Bertrand Russell'ın da belirttiği gibi, bu süreçte Batı İslam medeniyetindeki tecrübi bilim zihniyetinden çok şey öğrendi.
Bernard Lewis'in "İslam'ın en büyük talihsizliği" dediği kurak Ortadoğu coğrafyası, bir de denizlerden kopunca, Avrupa'nın ürettiği sosyal gelişmeyi üretemedi, elindeki mirası bile yitirdi.
Hele de dünya ticareti Akdeniz'den okyanuslara kayınca, Rönesans'ın beşiği İtalya bile çöktü!
***
BİLİM ve felsefenin gelişmesinde elbette dâhilerin rolü büyüktür. Ama temeldeki etken sosyal dinamiklerdir.
Galileo, ticaret merkezi Floransa'da değil de, bir aşiret çadırında veya bir keşiş manastırında doğsaydı ne yazardı?!
Fransız Aydınlanması'nın karmaşık tarihi süreçleri din - bilim çatışmasına indirgeyen militan görüşü yanlıştır. Din devrimci şiddetle 'vicdanlara' hapsedilirse bilimin gelişeceği kehaneti de yanlıştır.
Bilim ve felsefenin gelişmesi kentleşme, ticarileşme, orta sınıflaşma gibi sosyal dinamiklere bağlıdır. Zihinler böyle açılır... Bir de zamanımızda GSMH'den ayrılan pay...
Ateist fizikçi Weinberg ile mümin fizikçi Abdüsselam'ın aynı Nobel ödülünü paylaştığı çağımızda din ve bilim anlayışları çatışmaya indirgenemeyecek kadar yeni nitelikler edinmiştir.
Tarihin dersi: Bilim, ekonomi ve sosyal gelişmeyle ilerler.