Haberin Devamı

Mehmet Bulutun Osmanlı - Hollanda ticaretini inceleyen eseri bu bakımdan önemli: "Ottoman - Dutch Economic Relations", Hilversum, Verloren, 2001.Eser 1571 - 1699 dönemini inceliyor: Türk ve dünya iktisat tarihlerinin dönüm noktasıdır bu devre... Geri kalmamızın kökleri oraya kadar gidiyor."17. yüzyıla kadar Osmanlı İmparatorluğu, tabii kaynaklarca zengin coğrafyası ve erken dönemdeki aydınlanmış sultanlar sayesinde, ekonomik bakımdan altın çağını yaşadı. Kendine yeterlik siyaseti izleyen sultanlar, Türkiyenin Asya, Avrupa ve Afrikayı kapsayan kıtalararası ticaretin merkezi haline gelmesini sağladılar..." (Sf. 32)Osmanlı, hâkim olduğu kıtaların doğal zenginliklerini Avrupaya ihraç ediyordu, kıtalararası ticaretten gelir sağlıyordu. (Sf. 56, vd)***FAKAT, 16. yüzyılın sonunda dünya ticareti Akdenizden okyanuslara yöneldi. Artık Akdeniz değil, okyanuslar dünya ticaretinin ana yolları oluyordu: Yeni keşfedilen Amerika kıtasından altın ve gümüş akıtan Atlas Okyanusu ve Ümit Burnunun dolaşılmasıyla Hint Okyanusu...Osmanlı ise Celali isyanlarıyla ve ekonomik sebeplere dayalı İran ve Avusturya savaşlarıyla sarsılıyor, mali krizlere sürükleniyordu. (Sf. 59, vd)Gerileyen Akdenizin fotoğrafı: 1604 yılında Venedikten Halepe yapılan para havalesi 1 milyon 250 bin para birimiyken, 1613te 850 bine düşmüştü. (Sf. 154)Artık Hollandaya hammaddelerin sadece beşte biri Akdenizden, beşte dördü ise okyanuslardan ve Rusyadan ithal ediliyordu. (Sf. 158)Akdenizde Osmanlı da, Rönesansın beşiği Venedik de çöküyordu!Osmanlı kapitülasyonlar vererek hammadde ticaretini tekrar Akdenize çekmek istedi; bir süre yararlı oldu. Avrupa hammaddeyi işleyip ihraç etmeye yöneldikçe zararlı oldu. (Sf. 54, vd; 197, vd)***İÇ SEBEPLERE gelince... Osmanlı iktisat zihniyetinde "iaşecilik" yani halkın iaşe ihtiyacını karşılamak, mal kıtlığına imkân vermemek çok önemli... "Emperyal kendine yeterlik" ekonomisi uygulayan Osmanlı, bir malın yetersizliği görülünce onun ithalini teşvik ediyor, ihracını yasaklıyordu. Bazen siyasi sebeplerle, yani düşmana mal gitmesini önlemek için ihracatı yasaklıyordu. (Sf. 34, vd)Halkçı bir politika!!!Avrupa ise, tersine, "merkantilizm" denilen erken kapitalizm siyaseti ile ihracatı artırıp ithalatı kısarak, ülkede sermaye birikimini (para hırsı!) hızlandırıyordu. (Sf. 197, vd)Böylece Hollandada (ve bütün Batı Avrupada) "devletten bağımsız" tüccar sınıfı ve şehirli sosyal yapı güçlendi. Yol ağı gelişti. Ticaret mecburen hesap kitap işlerini geliştirdi, bu da matbaanın icadını ve yaygınlaşmasını sağladı. Galileolar bu sosyolojik yapının eseri olarak ortaya çıktı. Devletin toplumu sımsıkı sardığı İspanya ise, sömürgelerine rağmen, bu sürecin gerisinde kaldı. (Sf. 77, vd; 203, vd)Demek ki, esasen, "girişimci orta sınıf"ın oluşması bizde geciktiği için geri kaldık!Bu değerli eseri önemle tavsiye ediyorum. t.akyol@milliyet.com.tr KİMİNE göre din yüzünden, kimine göre dinimizi ihmal ettiğimizden! Halbuki ilmi tarihçilik bu meseleye daha kapsamlı, özellikle "dünya tarihi içinde" cevap arıyor.