Taha AKYOL

LİBERAL Demokrat Parti Genel Başkanı Besim Tibuk, MÜSİAD'ın Kayseri şubesinin davetlisi olarak bir konferans verdi. Salon ağzına kadar dolu... Konferans ve soru - cevaplar bitince çok sayıda MÜSİAD'lı, Tibuk'u kutladı. Yerel TV'ler Tibuk'la mülakatlar yaptı.
Kayseri'nin 'ünlü' Belediye Başkanı Şükrü Karatepe de liberal Tibuk'u kutladı:
- Sizin görüşleriniz dünyanın her yerinde, her durumda savunulabilecek güçlü görüşlerdir. Aradığımız yeni bir sestir!
RP tabanında liberal görüşlere artan ilginin bir göstergesidir Tibuk'a ilgi...
Bu 'değişim' sürecinin yansımaları RP yöneticilerinde görülüyor: "Savunma" dolayısıyla Erbakan'ın gazetecilere söylediği "Batılı normları biz savunuyoruz" gibi sözler... "Savunma"da böyle çok örnekler var. Trabzon'da eski bir kilisede çan çalınmasına RP'li belediyenin müsaade ettiği de belirtiliyor.

ŞÜKRÜ Karatepe'ye RP'deki bu 'liberalleşme' eğilimini sordum. Diyor ki:
- Belediye seçimleri için bildiri yayınlamıştım. Adil Düzen ve RP'nin çeşitli bildirilerinden bir şey çıkaramadım. Ama Turgut Özal'ın görüşleri, mahalli idarecilik konusunda bana çok yararlı oldu!..
Yani?
- Fikirler hayalci değil, pratik ve dünyaya açık olmalı... Bundan başka, liberal eğilim, dünyanın gidişidir. Demokratik devlet ve bireylere hürriyet diyorsak, bu liberalizmin sözleridir.
Karatepe, devam ediyor:
- Osmanlı'da Meşrutiyet ortaya çıkanca, İslam'da da 'meşveret' var denilmiş. Sonra Cumhuriyet'in de İslam'da olduğu belirtilmiş. Dünyada sosyalizm rüzgarları eserken 'İslam sosyalizmi' arayışları olmuş. Çağımızda da İslam düşüncesi liberalizmle tanışıyor. İyi de oluyor!
Siyaset bilimi doçenti Karatepe, 1995 seçimlerinden önce RP yöneticilerine demiş ki:
- 'Adil Düzen' gibi lafları bırakalım. Turgut Özal'ın ANAP'ı gibi bir parti olalım.
Anlatamamış.

RP'YE ve tabanına "iç düşman" ve "kırmızı kuvvetler" diye bakanlar, bu 'değişim' görüntülerine "takiye" diyorlar...
Sübjektif "takiye" kavramı, objektif sosyolojik süreçlerin analizinde kullanılamaz. Değişmekte olan Türkiye'de RP'nin de değişmekte olduğu muhakkaktır.
"Ama Karatepe mahkum oldu... Şevki Yılmaz diyor ki... Erbakan demişti ki..."
Doğru da, sosyolojik süreci görmezlikten gelip 'olay'ı bu "ama"lardan ibaret sanmak, basit bir 'komplo teorisi' olur!
Değişim süreçleri daima "iki yüzlü" , hatta çok yüzlü tablolar yaratır. Kentlileşen Türkiye'de hepimiz biraz köylü, biraz kentli değil miyiz? Vesaire...
Konrad Adenauer Vakfı'nın bir buçuk sene önce yayınlanan "RP Üzerine Bir Araştırma"sında da, "RP'nin demokrasi konusundaki olumlu tepkilerini takiye sayan ve bu yüzden onu sürekli savunma pozisyonu almaya zorlayanlar" eleştirilmektidir! (Sf.50)
RP, kesinlikle, Maurice Duverger'nin öngördüğü ılımlılaşma sürecindedir, siyasi önyargılarla yolu kesilmemelidir. Bu, başörtülü kızların "hayatta en hakiki mürşit ilim" tarafından üniversitede "aydınlanmalarını" yasaklamak türünden bir Jakoben "gaflet ve dalalet" olur!




Yazara EmailT.Akyol@milliyet.com.tr