"Yönetim ve Yönelmezlik" bölümünde (Sf. 132 vd.) Sartori, bir ülkede, demokratik sistemin çözmek zorunda olduğu sorunların ağırlığını belirtmek üzere "aşırı yük" kavramını kullanıyor. İsveçte çözülecek sorunlarla Türkiyede çözülecek sorunlar arasındaki muazzam "ağırlık" farkını düşünün!Ona göre de demokrasinin, bu "yük"ü kaldıracak ölçüde "yönetebilir" olması lazımdır. "Yönetilmezlik" demokrasinin en önemli sorunlarından biridir.Bir ülkede hem "aşırı yük" (ağır sorunlar) hem de "yönetilemezlik" (yönetemeyen demokrasi) varsa, vay o ülkenin haline!***SARTORİ diyor ki:"Yönetenlerin iktidarının az olması, hiçbir surette yönetilenlerin iktidarının çok olması anlamına gelmez... Oyunda her iki taraf da kaybedebilir. Yönetenlerin kaybettiği iktidarı yönetilenler kazanmaz."Seçilmiş hükümetlerin zayıf, koalisyonların istikrarsız olması halkın (yönetilenlerin) güçlenmesi anlamına gelmez. Aksine:"İşte aşırı yük (overload) ve yönetilemezlik (ungovernabilitiy) diye betimlenen ve gitgide daha çok ilgi toplayan gelişme budur." (Sf. 134)Sartori, sosyolog Karl Mannheimdan bir alıntı yaparak uyarıda bulunur: "Diktatoryal istekleri olan gruplara fırsat veren şey, işte bu genel yönetme, çekip çevirme yokluğudur." (Sf. 179)Demokrasinin karşısında iki risk vardır: Biri, (Türkiyede olduğu gibi) sandıktan bir çoğunluk çıkmaması, oligarşik bir "azınlığın egemen olarak yönetimi"nin ön plana çıkmasıdır. (Sf. 156 vd.) İkinci bozulma, "çoğunluğun zorbalığı"dır. Halbuki, Sartorinin belirttiği gibi, "çoğunluğun hakkı, çoğunluğun haklılığı anlamına gelmez" diyor. (Sf. 150)***LİDERLİK özellikle kriz ve tıkanma dönemlerinde önem kazanıyor: "Görünüşe karşın, liberal demokrasilerin, hatta belki otoriter yönetim biçimlerinden daha çok liderliğe ihtiyacı vardır...Demokrasi yaşayacaksa beceri, bilgi ve liderlik diye ne varsa hepsinden yararlanmak zorundadır. İçinde yaşadığımız bu birbirine bağımlı, karmaşık dünya, bilgi, beceri, öngörü ve liderlik olmadan yönetilemez." (Sf. 179)Tabii bizdeki lider sultası değil... Büyük kitleleri birleştirecek esin gücüne sahip ve oluşturacağı çoğunlukla ülkeyi yönetme ve sorun çözme kabiliyetine malik bir liderlik... Otoriter liderlik de değil..."Diktatoryal hükümranlık ile demokratik liderlik arasında dağlar kadar fark vardır." (Sf. 144)Sartori işin felsefesine indiğinde, Fransız (Jakoben) türü "akılcı" demokrasi ile, liberal "deneyci" demokrasi arasındaki büyük felsefe farkını anlatır. Özeti, biri toplumu tepeden inme yöntemlerde adam etmeye, öteki ise sorunları çözerek gelişmeye inanır. (Sf. 52 vd.)Darbelerle, yönetemeyen koalisyonlarla yıllarımızı kaybettik! Artık "yöneten demokrasi"yi felsefesiyle ve sistemiyle düşünmemizin zamanı gelmedi mi?! t.akyol@milliyet.com.tr SİYASET biliminin saygın isimlerinden Giovanni Sartorinin "Demokrasi Teorisine Geri Dönüş" adlı büyük eseri. (Türk Demokrasi Vakfı Yay. 1993)