Düğüm düğüm CHP...

10 Şubat 2024

Her seçim öncesinde her siyasi partide adaylık tartışmaları, kırgınlık, küskünlük durumları siyasetin bildik ritüeli. Dün de vardı, bugün de oldu, oluyor. Ancak bunun dozaj aşımıyla tabanda, seçmende kırgınlık, küskünlük ya da sandığa tepki yaratma olasılığı da siyasetin bir başka gerçekliği… Bu açıdan genel görüntüye bakıldığında da ana muhalefet partisi CHP’nin diğerlerine oranla daha fazla risk içerdiği de ortada...Gerçi CHP’liler buna çok seslilik diyor ama aday belirleme sürecinde bugüne kadar İzmir, Eskişehir, Çanakkale, Çiğli ve Ataşehir gibi başlıca noktalarda partide ciddi krizler patlak verdi. Çekişmenin zirve yaptığı Çankaya ve Kadıköy adayları ise haftalardır belirlenemiyor...Her iki yerde de çok sayıda aday adayı var ama adayın nasıl belirleneceği konusunda kafalar karışık...Anket sonucuna göre belirlenecek falan deniliyor ama onda da güven sorunu var ve genel algı da hem CHP Genel Başkanı Özgür Özel hem de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bilek güreşine

Yazının Devamı

Ahtapot’un kolları!

8 Şubat 2024

Bir süredir kanlı saldırılarını unuttuğumuz DAEŞ, DHKP-C hortladı. Daha doğrusu hortlatıldı. Şaşırdık mı? Hayır. Bildik hikâye. Türkiye, FETÖ’den etnik bölücü PKK’ya, aşırı solcu terör örgütü DHKP-C’ye, El Kaide ve DEAŞ gibi dini istismar eden terör gruplarından “17 Kasım” ve ASALA gibi terör örgütlerine kadar, terörizmin farklı biçimleriyle yıllardır mücadele ediyor. Bunlar ön planda bilinen, görünenler ya da maşalar. Hepsinin isimleri farklı olsa da hedefleri, daha doğrusu sahiplerince kullanım gerekçeleri aynı. Ahtapotun kolları gibiler. Sahipleri denildiğinde de başta CIA, MOSSAD, İngiliz Servisi MI6, Avrupa ülkelerinin birçok servisinin varlığı herkesçe malum. Ahtapotun başının kim olduğu da açık ve net yani. O hadi deyince harekete geçiyorlar, saldırıyorlar. Bu alçaklık bir bakıyorsun bölücü terör örgütü PKK ve türevleri YPG/PYD ya da radikal dinci DEAŞ veya Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde bulunan polis kontrol

Yazının Devamı

Deprem ve sandıktan ders almak!

5 Şubat 2024

Geçen yıl 5 Şubat gününün gazetelerinde Mayıs 2023’teki Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere dönük haberler ön plandaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aydın’daki toplu açılış töreninde yaptığı 6’lı Masanın Mutabakat Metni’ne yönelik konuşması ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı tespitine dönük ilk tur arayışları gibi. Ertesi güne yani 6 Şubat’a uyandığımızda ise ülkeyi yasa boğan ve acısı hala taze felaketle karşılaştık. Kahramanmaraş merkezli depremlerde 11 ilimiz yerle bir oldu, 50 binden fazla “canımızı” yitirdik. Yaraları sarma seferberliği ve muhalefetin müdahalede gecikme eleştirileriyle geçen günlerde bir de maalesef afet bölgesini sel vurdu. Adıyaman’da, Şanlıurfa’da konteynerler, çadırlarda barınmaya çalışan depremzedeler bir darbe daha yediler. Böylesi ağır bir tablo içinde Türkiye bir yandan da 14 Mayıs’taki sandığa geri sayıyordu. Doğal olarak da seçimin ana gündem maddesi deprem, afetin yaraları nasıl sarılacak, bu kadar vahim bir tablonun altından kim

Yazının Devamı

Bak şu konuşanlara!

3 Şubat 2024

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns, Amerikan dış politika dergisi Foreign Affairs için kaleme aldığı makalede 7 Ekim’den sonra Ortadoğu’da yaşanan süreçle ilgili şöyle diyor:

“Son 40 yılımın büyük kısmını Ortadoğu’da ya da bu bölge üzerine harcadım ve Ortadoğu’yu daha karmaşık ve bu kadar patlamaya hazır görmedim.”

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, birkaç gün önce Washington’da düzenlediği basın toplantısında Suriye-Ürdün sınırında 3 Amerikan askerinin öldüğü saldırıya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Şu anda Ortadoğu’da inanılmaz istikrarsız bir dönem yaşıyoruz. 1973’ten bu yana bölgede, şu an karşı karşıya kaldığımız kadar tehlikeli bir dönem görmedik.”

Bir de ABD Başkanı Joe Biden’in sözleri var. O da ABD üssüne yapılan saldırıdan sonra gazetecilerin “nasıl bir karşılık vereceksiniz” sorusu üzerine şöyle buyuruyor:

“Orta Doğu’da daha geniş bir savaşa ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum,

Yazının Devamı

CHP’de gerçekte ne değişti?

1 Şubat 2024

CHP’de lafa geldiğinde herkes “köklü değişim” dedi, diyor. Aslında bu CHP’de genel başkanlık koltuğunun tartışıldığı her dönemde ya da alınan her seçim yenilgisinden sonra veya gerçekleştirilen her kurultay öncesinde tabana, teşkilata heyecan vermek amacıyla parti içinde dillendirilen “O gitsin, ben geleyim” ritüeli. Yani CHP’nin değişmeyen değişim klasiği. Ama yüzde 25 bandında sıkışan CHP’nin hem tabanına hem de sokaktaki insana umut olması için yenilenmesi konusunda görüntüde herkes hemfikir olmasına rağmen beklentiler ve içerik konusunda yönetimsel anlamda senkron bir türlü tutmuyor. Aynısı daha 3 ay önce değişim sözüyle genel başkanlık koltuğuna oturan Özel’in CHP’si için de geçerli. Kurultay sonrası başlayan yönetim tartışmaları yerel seçimlere dönük aday dengelerindeki kriterler noktasında aleni bir saflaşmaya dönüştü. Kırgın, küskünlerden değişim sözlerine uyulmadığı gerekçesiyle, zehir zemberek, eleştiriler, suçlamalar

Yazının Devamı

CHP’de koltuk paradoksu!

29 Ocak 2024

Siyasetin farklı tanımları var. Bir tanıma göre siyaset, insanlığa, insanlara hizmet için yapılır. Başka bir tanıma göre ise iktidarı ele geçirmek için yapılan her türlü faaliyeti kapsar. Ya da siyaset bir yönetme sanatı ve bilimidir. Onun için de sorun değil, çözüm üretme odaklıdır. Tabi bunların hepsi yapanın kişiliği ve niyetiyle doğrudan bağlantılı olmak kaydıyla. Zira siyaset bir çatışma çözme ya da uzlaşma sanatı olarak görülse de uygulayıcının hareketleriyle bir anda kirlenebilir ve daha da olumsuz sonuçlar doğurabilir. Ama siyasetin bir de özellikle ülkemizde sanki bir meslek gibi algılanan tarafı da var. Koltuğa yapışma, kazanılmış bir hak gibi görme ya da mutlaka bir koltuk kapma sevdası yani. Bunun diğer boyutu da o adayları belirleyen parti yönetiminin kimlik siyaseti yapma, kadrolaşma ve kendi yandaşını tercih etme durumu. Seçim dönemleri de bunlara dönük bir turnusol testidir aslında. Tıpkı şimdilerde olduğu gibi. Lafa geldi mi ideoloji, siyasi duruş, dava, sadakat diyenler aday gösterilmeyince soluğu bir başka

Yazının Devamı

İstanbul denklemi hepten karıştı!

27 Ocak 2024

Yerel seçimler öncesi gözler büyükşehirlerde, özellikle de İstanbul’da sandıktan kimin çıkacağı, 31 Mart’ın en merak edilen konusu olacak. CHP adayı Ekrem İmamoğlu devam, AK Parti adayı Murat Kurum’da devralma konusunda iddialı ve istekli... Kurum, hizmet odaklı vaatler ve kampanya stratejisi kapsamında da trafik, toplu taşıma ulaşımı, metro hatları, deprem gibi bir dizi sorunlara ilişkin çözümlerini 10 başlıkta anlattı. Projeleriyle net hedefler ortaya koydu. Partililerin çoşkulu ve istekli tavırları da oldukça hareketli ve hararetli bir seçim süreci yaşanacağını gösterdi. Bu arada henüz takvimin başında olmamıza rağmen anketler de konuşulmaya başlandı. Ama bir yanda da İYİ Parti, SP, Zafer Partisi ve gelişmelere odaklı diğer partilerden gelen olası yeni aday sinyalleriyle hesaplar da sürekli revize edililiyor. Herkes kuvvetli adaylarla İstanbul denklemini zorluyor. En çok konuşulan DEM Parti’nin tavrı da hala netleşmiş değil. Dolayısıyla kazanacak aday kadar kaybettirecek aday üzerine de tartışmalar yoğunlaşmış durumda. Kim kimden ne kadar oy

Yazının Devamı

İstanbul’da farklı Ankara’da başka CHP

25 Ocak 2024

Yerel seçime dönük Cumhur İttifakı’nda adayların neredeyse tamamı belli oldu. 30 Ocak’ta da AKP seçim beyannamesini açıklayacak. Takvim normal seyrinde organize halde ilerliyor. Aynı görüntüyü bu kez ittifak değil daha farklı arayışlar içinde olan muhalefet için söylemek zor. Daha çok da kafa karışıklığı havası var. Özellikle de ana muhalefet partisi CHP açısından. Niyesi de malum. CHP’de genel başkanlık değişimi daha çok yeni, dolayısıyla hem başkanlık yarışındaki etkisi hem de İBB başkanlığından kaynaklı popülaritesi nedeniyle İmamoğlu ile Genel Merkez arasında bir otorite sorunu ya da parti içi iktidar kavgası hissediliyor. Henüz 6 ay önce seçim kaybeden ama yüzde 48 oy alan bir de eski genel başkan var ve o da kendisini destekleyen delegeleriyle hala aktif halde... Bir siyasi parti içerisinde böyle fazla güç odağı olunca da aday belirlemenin çok daha zorlaşacağı kaçınılmaz elbette. Hele de CHP’nin kalesi gibi görülen ve garanti sanılan İzmir ya da İstanbul’un

Yazının Devamı