Yavuz DONAT
TÜRK Kurultayı, merhum
Alparslan Türkeş'in en önem verdiği konulardandı.
Ama kurultay bu, para gerekli.
Türkeş, "bir ortak dostu" Başbakan Prof. Erbakan'a gönderdi.
"Ortak dost", İstanbul'dan
Kemal Cebioğlu.
Kemay Bey,
Erbakan'a
"durumu" anlattı.
Sonuç:
Refahyol hükümeti
"D - 8"le meşguldü.
Türk Kurultayı'na destek verme yanlısı değildi.
Gerçi
"söylemde" pek olumsuzluk yoktu ama,
"eylemde" de hiçbir şey yoktu.
Türkeş bu dönemde
Ankara'da
Demirel'in,
İstanbul'da da
İbrahim Polat'ın
"olağanüstü ilgi ve desteğini" gördü.
* * *
ALPARSLAN Türkeş, kurultay öncesi Almanya'ya uçtu.
"Kafasında, gündeminde" üç konu vardı:
1. Türk Kurultayı.
2. Ülkücü kuruluşlarla temas.
3. Sol dizindeki "problem"
için doktorlarla görüşme.
Türkeş
"son Almanya gezisinde" mutluydu.
Başkanlığını
Mehmet Erdoğan'ın yaptığı ve
"Avrupa'nın en büyük örgütlerinden biri" olan Avrupa Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu,
"Başbuğ'u yürekten kucaklamıştı."
* * *
TÜRKEŞ, Almanya'dan
Ankara'yı aradı.
Dedi ki
"geliyorum. Ve ayağımı toprağa basar basmaz da brifing istiyorum."
Brifingin konusu
"Türk Kurultayı hazırlıkları."
3 Nisan 1997 - Perşembe.
Türkeş'i
Hamburg'dan getiren uçak saat 19.30 sularında
Atatürk Hava Limanı'na indi.
Ve hemen
Kıbrıs Türk Hava Yolları'na ait
"VIP salonuna" geçildi.
Eşi Seval Türkeş'i ilk uçakla başkente uğurladı.
Sonra da VIP salonunda brifing başladı.
Brifinge katılanlar:
Başbuğ Türkeş.
TÜDEV (Türk
Devlet ve Toplulukları, Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Vakfı) Genel Sekreteri
Prof. Dr. Haluk Çay.
Tuğrul Türkeş.
TÜDEV kurucularından
Rıza Müftüoğlu.
Türkeş'e yakınlığı ile tanınan,
Marmara Grubu Vakfı'ndan
Akkan Suver.
MHP yönetiminden
Osman Ceylan.
Osman Ceylan bir ara
"yemekten" bahsetti.
Türkeş:
- Hayır, teşekkür ederim, yemeyeceğim. Sizi de aç bırakacağım. Zira "kurultay konusu"
çok önemli, onu konuşalım.
Uzun uzun konuşuldu.
Hatta
"kurultayın maliyeti... Finansman sorunu" bile.
* * *
TÜRKEŞ'ten,
Akkan Suver'e:
- Para getirdim, vereyim mi?
- Başbuğum, sizin üzerinizde kalsın.
- Şimdi sana yüz bin dolar bırakacağım. Kurultay için.
- Başbuğum, biliyorsunuz, asıl masraf kurultay esnasında. Ve kurultayın sonunda. Parayı daha sonra alırız.
- Tamam da üzerimde para var.
- Efendim, Başbuğ'dan daha sağlam yer mi olur.
* * *
AYNI akşam, saat 22.00 uçağı ile
Türkeş, Ankara'ya uçtu.
Başbuğ'un yanında
Tuğrul Türkeş, Özel Kalem Müdürü
Sami Cezzaroğlu ve koruma polisi vardı.
Türkeş'i
Esenboğa'da
MHP yönetiminden
Mustafa Mit, Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok ve partililer karşıladılar.
Lider, saat 24.00 sularında evine gitti.
* * *
TARİH 4 Nisan 1997 Cuma.
Amasya'da
MHP kongresi vardı.
Türkeş böyle yerlere
Mercedes'le gider... Makam otomobiliyle.
Ya da
"ikinci makam aracı" olan
Audi ile.
Sabah 09.00'da eve
MHP yöneticilerinden
Adnan Uçaş geldi.
Ve
Başbuğ'u, kendi kullandığı
Volvo marka otomobiliyle,
Amasya'ya götürdü.
Lider kahvaltı yapmamıştı. Otomobilde
"bir şeyler" atıştırdı.
Aynı akşam
Amasya'dan dönüldü.
Başbuğ, Hilton'da,
Burhanettin Kaya'nın kızının nişan yüzüğünü taktı.
Oradan da
Audi ile evine giderken fenalaştı.
Şoförü
Alpaslan, hızla
Başbuğ'u hastaneye götürdü.
Ama
Türkeş kurtarılamadı.
Lider o gün,
Amasya'ya giderken yanında
"çanta" var mıydı?
MHP yöneticisi
Adnan Uçaş dedi ki
"hayır, yoktu."
* * *
ANKARA haftalardır
"kayıp çantayı" konuşuyor.
Ama hep
"kapalı kapılar ardında."
Kimine göre çantada
625 bin mark vardı.
Kimine göre
"dolar, mark karışıktı."
Dün
Tuğrul Türkeş'e sorduk:
- Nedir bu kayıp çanta konusu?
- Bazı duyumlarım oldu ama tahkik edemedim.
- Neden?
- Zamanım yoktu. Türk Kurultayı... Genel Başkanlık yarışı... Düşünmeye, araştırmaya fırsat bulamadım.
- Para ne kadar ve nerede?
- Bilemiyorum.
- Ama babanız
"VIP salonunda" konuştu.
- Evet... Orada birkaç kişiydik. Başbuğ konuştu. Bütün bildiğim bu.
Ya para... Onu ise bilen yok.
İşte
"kayıp çantanın" kısa hikayesi.
Yazara Email Y.Donat@milliyet.com.tr