Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

GENEL seçimlere üç hafta kala İzmir’de ve Türkiye’de durum biraz daha netleşmeye başladı.
Üç hafta içinde seçmen tercihlerini değiştirecek boyutta bir gelişme yaşanır mı, bilinmez. Ancak hangi partinin yüzde kaç oy alacağı, kaç milletvekili çıkaracağı bir-iki sürpriz payı bırakarak tahmin edilebilecek duruma geldi.
Tabii herkesin tahmini kendine...
Ne kadar isabetli olacağı, tutacağı 13 Haziran sabahı belli olacak.
Bir defa önce şu konuya vurgu yapmamız gerekiyor:
Seçime bir ay kala yapılan kamuoyu araştırmaları, kararsızları yüzde 5’lerde gösteriyor. Uzun yıllardan beri ilk kez kararsız oranı bu kadar düşük.
Geride bıraktığımız hemen tüm seçimlerde en az yüzde 15-20 arasında değişen kararsız görünüyordu anketlerde. Hatta yüzde 35 kararsız çıkıp da “Seçimin galibi kararsızlar” manşetlerinin atıldığını hatırlayanlar çıkacaktır.
Bazı kamuoyu araştırmaları, yalnızca oy oranları ve diğer rakamlar üzerinde durmuyor, seçmen davranışlarıyla ilgili analizlere imkan verecek çarpraz sorularla da bizi aydınlatıyor.
Bu araştırmalardan çıkardığımız sonuca göre CHP’nin aile sigortası projesi, taşeronluğa son verme vaadi, bedelli askerlik projesi ve eski emekli aylıklarının güncellenmesine yönelik projesi seçmen üzerinde etkili olmuş durumda.
Bundan önceki seçim kampanyalarında oyların büyük bölümünü yönlendiren bir etki-tepki mekanizması oldu. Bu seçimlerde de MHP’ye yönelik kasetler, İzmir’de belediye operasyonu gibi tepki oylarını yönlendirecek olaylar var.
Ancak genelde görülen o ki, seçmenin büyük çoğunluğu, bu kez ideoloji ve tepki mekanizmasının dışında hareket edecek. İnsanlar doğrudan kendisini, cebini, geleceğini ilgilendiren konulara bakarak değerlendirmesini yapacak.
Nitekim, bu değişimi seçim meydanlarında da görüyoruz. Liderlere ideolojik çatışmalardan tamamen vazgeçemese de kampanyalarının önemli dayanakları projeler oldu. Çılgınıyla, mantıklısıyla projeler yarışıyor bu seçimde.
AK Parti’den vazgeçersem CHP’ye oy verebilirim diyenlerin oranı iki katına çıkmış durumda. İki katı derken abartmış olmayalım. Adil Gür’ün araştırmasına göre yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkmış. Bazıları küçük görebilir ama gösterge olarak bakıldığında önemli.
YGS’deki şifre skandalı, AK Parti oylarında önemli bir oynamaya sebep olmamış görünüyor. Ancak özellikle İzmir gibi batı bölgelerinde, tahminlerin ötesinde olumsuz etki yapabilir. Başka nedenlerle gelebilecek artı puanlarla dengelenir mi bilmem. Ancak sırf bu yüzden, AK Partililerin alabilecekleri bir-iki puanlık oydan mahrum kalacakları anlaşılıyor.
Elbette buna İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonun yarattığı havayı da eklemek gerekir.
Bu operasyon yüzünden pek çok seçmenin AK Parti’ye oy vermekten vazgeçip CHP’ye döneceğini söylemek safdillik olur. Ancak daha önce CHP’ye oy vermiş olup da türlü nedenlerle kızıp ortada sallanmakta olan oyların geri dönmesini sağlayacağını söylemek de iddialı bir söylem sayılmaz.
Sonuç: Türkiye genelinde CHP’nin yüzde 30’lar civarında, hatta üzerinde oy alacağı tahmini yapılabilir. AK Parti de yüzde 44-45 oyla yine tek başına iktidar olacak görünüyor. Ancak bugünkünden fazla milletvekili sayısına ulaşmaları zor.
MHP’nin baraj altında kalmasına umut bağlayanlar olabilir. Ancak kaset saldırılarının MHP’nin yüzde 13-14 civarındaki “kemik” oyunu etkileyebileceğini zannetmiyorum.
Sonuçta, birkaç bağımsız ve CHP’li fazlasıyla bugünküne yakın bir meclis tablosu bekliyor bizi.
İzmir’e gelince...
Onu da salı günü yayınlanacak yazımızda anlatalım.
O güne kadar sizden gelecek İzmir analizlerine de açığım.
Böylece daha sağlıklı ve tarafsız bir sonuca yaklaşmış oluruz.
Haydi buyrun bakalım.