Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan, beklenen “çılgın” projelerini açıkladı. Açıklamayı İzmir’de değil İstanbul’da yaptı ama olsun...
Sonuç’ta İzmir’i ilgilendiren konuları anlattı.
Ortaya atılan projeleri kimi beğenmedi, kimi ise “Bu muymuş çılgın projeler?” diyerek burun kıvırdı.
Şahsen ben de açıklanan projeleri pek çılgın bulmadım.
Ancak sonuç itibarıyla bir kazanım olarak bakıyorum.
Çılgın bulmadım; çünkü zaten bilinen, yıllardır konuşulan, tartışılan projelerdi.
Örneğin Körfez’e tüpgeçit projesi... İstanbul’la ilgili kanal projesini açıklarken de buna değinmişti. O zaman da eskisi, olduğu kabul edilmişti.
Yıllardır tartışıldığını biliyoruz. İzmir’e gerekli olduğuna itiraz eden pek hatırlamıyorum. Tartışma konusu “Köprü mü olsun, tüpgeçit şeklinde mi yapalım” üzerineydi. Anlaşılan o ki; Başbakan iki tarafın da gönlünü etmiş. Projede hem tüpgeçit var, hem de köprü. Üstelik yalnızca lastik tekerlekli taşıtların geçebileceği bir köprü değil.
Canlandırma resimlerden anladığımız kadarıyla, metro da düşünülmüş.
Son olarak Ahmet Vefik Alp, “Köprü yapacaksanız raylı sistem de içinde olsun” diye uyarmıştı; dikkate alınmış. Körfez’in etrafında ring yapan bir raylı sistemimiz olacak.
Ne güzel işte.

Küçük bir farkla
Konak Tüpgeçidi veya tüneli denen projeye gelince...
Bu proje de yeni değil. Çeşme Otoyolu’nun Mustafa Kemal Sahil Bulvarı üzerinden gelip Konak’ta tıkanması üzerine Kordonyolu Projesi’nin gündeme geldiğini, denizin bu yüzden doldurulduğunu hatırlarsınız.
Liman girişindeki hiçbir işe yaramayan viyadük ayakları boşa giden bu projenin anıtı gibi durur. İşte bu girişimin olamayacağı anlaşılınca ortaya atılmıştı bu proje.
Mustafa Kemal Sahil Bulvarı, Sabancı Kültür Merkezi önünde sağa dönecek ve İzmir Kız Lisesi’nin altından tünele girecekti. Tünelin diğer ucu Aziziye-Kemer civarında Yeşildere yoluna bağlanacaktı.
Başbakan Erdoğan aynı yola biraz daha ileride, Mürselpaşa Bulvarı’nda buluşma öngören bir tarif yaptı.
Ulaşılmak istenen amaç aynı. Önemli miktarda bir araç trafiğini kent merkezine sokmamak.
Efes Antik Kenti’ni yeniden denizle buluşturma projesi de öyle.
Kamil Subaşı’nın belediye başkanlığı döneminden beri gündemde. Son olarak Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür, işin bir ucundan tutup başlamıştı bile. Projeyi Ankara üstlensin; razıyız. Yeter ki bitsin..
Yat limanı projeleri de öyle. İzmir Ticaret Odası’nın internet sitesine girin görürsünüz.

Yeter ki yapılsın
Üç büyük kentin otoyollarla, hızlı trenlerle birbirine bağlanması, İzmir’in metro ağıyla örülmesi de öyle. Altındağlı metroyla kent merkezine inme rahatlığını istemez mi?
Sorun bakalım Bucalı’ya, metroyu kimin yaptığının önemi var mı?
Yoksa, “Bir an önce işe başlasınlar da kim yaparsa yapsın” mı diyor?
İşte ben de aynen böyle düşünüyorum. Projelerin çılgın olup olmaması hiç önemli değil. İzmir’e gerekli olduklarında hemfikir miyiz?
Biz değil miyiz 9 yıldır AK Parti’nin İzmir’e yatırım yapmadığını söyleyen?
İşte fırsat. Hazır ağızlarından sözü de almışız. Buyursunlar yapsınlar öyleyse.
Bütün kamuoyu araştırmaları AK Parti’nin yeniden iktidar olacağını göstermiyor mu? Vaat ettiklerini yapacak güce sahip olacaklar yine.
İzmir’de birinci parti olsunlar olmasınlar; hiç oy almayacaklar mı? Hiç milletvekili çıkarmayacaklar mı? En azından bu oyların hatırına sözlerini tutmak zorundalar.
Tutmazlarsa, kendi bilecekleri iş.
Tutarlarsa, İzmir kazanır.
Hem belki o zaman; İzmir halkının AK Parti’ye bakışı bile değişir.