Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Seçim öncesi Başbakan Tayyip Erdoğan‘ın İzmir’de kazanmayı ne kadar istediği çok yazıldı çizildi. İki bakanını aday göstermesi, aralarında bazıları, kimileri tarafından “çok uçuk” bulunsa da İzmir’e yönelik 35 projeyle ortaya çıkması kim ne derse desin büyük puan kazandırdı. CHP’nin “kalesi”nin sallanmasında bu taktiğin payının büyük olduğunu kimse inkar etmez.
Seçim bittikten sonra AK Parti’nin sözünü tutup tutmayacağı, sözünü ettiği uçuk İzmir projeleri için ne düşündüğü merak konusuydu. Seçim ortamında verilmiş uçuk vaadler mi, yoksa üzerinde düşünülmüş, laf olsun diye değil, yerine getirmek üzere masaya konmuş gerçek projeler mi?
Projeler konusunda ciddi ve kararlı olunduğunun ilk işaretini, açıklanan kabine listesinde gördük. Bana göre, İzmir’den aday gösterilen iki bakanın, Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay‘ın aynı göreve yeniden atanması bu açıdan sevindiriciydi.
İlk adım Yıldırım’dan
Nitekim, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, görevi devralır almaz ilk ziyaretini İzmir’e yaptı. Bir partilinin düğünü için geliyor da olsa, seçildiği yere bakış açısını gösteren güzel işaretler bunlar. Havaalanında karşılayan coşkulu kalabalık da, kendisine verilen önemi ve beslenen umudu göstermiş olmalı ki, yaptığı kısa konuşmada üzerine basa basa “İzmir’e sözümüz var. İzmir’e vaadimiz var. İzmir’e hizmet borcumuz var. Borcumuzu ödeme vakti geldi. Artık zaman iş yapma zamanı. Yakında vaadettiğimiz sözleri tutacağız. Tüm projelerin teker teker temelini atmaya başlayacağız” dedi.
İzmir’i sevindiren, umut veren sözler bunlar...
Bununla da kalmadı elbette.
Meclis’te hükümet programının sunuşunu izleyenler tanık oldu.
Milliyet Ege okurları, da dün Başbakan’ın o uzun konuşmasında İzmir için yaptığı o özel açıklamaları öne çıkaran haberi okudu.
Bir kez daha hatırlayalım; ne diyordu Başbakan?
“İzmir’de, körfez geçişi projesi, diğer adıyla, İzkaray’ı inşa edecek, İzmir Körfezi’nin iki ucunu birbirine bağlıyacağız. Ankara-Afyonkarahisar-Uşak-Manisa-İzmir güzergâhında 583 kilometre uzunluğunda çift hatlı yüksek hızlı tren hattını iki etap halinde inşa edeceğiz. Sabuncubeli geçişinde bir tünel inşa edeceğiz. İzmir-Ankara ve İzmir-İstanbul otoyollarına zaten başladık. İzmir şehir içinde dört ayrı metro hattı yapacağız...”
Dün de belirttik. Bu sözler, seçim döneminde seçmeni etkilemek için ortaya atılmış vaadler değildir artık. Hükümet programına, bir başka deyişle “yol haritasına” girmiştir artık.
İnşaatlar dönemi
Expo 2020 adayı olduğu da göz önüne alınırsa; İzmir’i, önümüzdeki 9 yılda hummalı bir çalışma dönemi bekliyor. Kentin bir açık şantiyeye dönmesini özlemle bekliyoruz. Uzayan, bir türlü bitirilemeyen metro inşaatlarından antrenmanımız var; Konak Tüneli için, İzkaray için, dört yeni metro hattı için, büyük kent yenileme projeleri için çekeceğimiz çile varsa seve seve katlanırız. Yeter ki İzmir’e bir şeyler yapılsın...
Ancak CHP’li Büyükşehir Belediyesi de, “Nasıl olsa hükümet metroyu falan yapıyor” diye boş durmasın. Zaten durmayacaktır ya; biz yine buraya notumuzu düşelim.
Örneğin, kent merkezinde trafiğin kilitlenmesine sebep olan kavşakların en azından birkaçında alt-üst geçit çalışmalarına hemen başlayabilir.
Düşünsenize...
Öyle bir İzmir ki, bir yanda Büyükşehir Belediyesi, Çankaya, Alsancak ve Konak’ta kesintisiz trafik akışı sağlamış, diğer yanda Ulaştırma Bakanlığı Buca’nın, Bayraklı’nın iç bölgelerine, hatta Narlıdere’ye kadar uzanan metro projelerini bitirmiş. Ulaşım, trafik diye bir sorunu kalmamış. Yeni limanıyla dış ticaretin merkezi, kruvaziyer iskeleleriyle milyonlarca turistin uğrak yeri bir İzmir...
Hayali bile güzel...