CHP’nin Türkiye genelinde ve İzmir’de aldığı oylar bir başarı tablosu mu yoksa başarısızlığın göstergesi mi?
Bu sorunun cevabı, durduğunuz yere göre değişiyor.
Baktığınız açıya göre, farklı şeyler görebiliyorsunuz.
Parti yönetimine muhalifler, 2009 yerel seçimlerinde alınan İl Genel Meclisi oylarını gösterip, “Oylarımız geriledi” diyor.
Başarılı olduğunu iddia edenler ise genel seçimin ölçüsünün bir önceki genel seçim olacağını söyleyip, 2007’de alınan sonuçlarla kıyaslama yapıyor ve “Bakın; oyumuz 5 puan artmış” diyor.
Kendi bakış açılarına göre onlar da haklı...
Ancak ben, değerlendirmeyi, başka bir pencereden bakarak yapmayı tercih ediyorum.
AK Parti İzmir İl Başkanlığı penceresinden...
İl Başkanı Ömer Cihat Akay seçim sonrası pasta kesip kutlama yaptı mı?
Yaptı...
Başbakan Tayyip Erdoğan, bakanlar, partinin kurmayları tek tek arayıp Akay ve il yöneticilerini tebrik etti mi?
Etti.
O halde AK Parti başarılıdır.
AK Parti başarılıysa da CHP başarısız olmuştur.
Bu iş bu kadar basit.
Oy oranının, milletvekili sayısının artmış olması değildir burada önemli olan...
AK Parti, belli bir oranın altında tutulamamıştır.
Çünkü, daha önce Genç Parti’ye, ANAP’a, DYP’ye oy vermiş olan seçmenine ulaşılamamıştır.
AK Parti propagandistleri, bu insanlara “dokunmuş”, çoğunu da ikna etmeyi başarmışlardır.
Ortadaki sonuç da bunun kanıtıdır zaten...
Bir de rapor yazmış
CHP’liler “İzmir kalemiz”, “Belediyeye operasyon sayesinde 10+10 yaparız” gibi saçmalıklarla yalnızca kendilerini kandırmış, bırakın parti örgütünü, adayların çoğu canla başla çalışmamıştır.
Adayların çoğunun bende bıraktığı izlenim, “Şu seçimler bitse de mazbatayı alıp Ankara’ya gitsek!” tavrıdır.
Ortada bir başarısızlık varsa bunun baş sorumlusunun İl Başkanı olduğu unutulmamalıdır.
Tacettin Bayır, basının karşısına geçtiğinde, kendisinin bile inanmadığı “Oylarımızı artırdık; başarılıyız” martavalını tekrarlıyor. Hatta başarısızlığın nedenlerini rapor edebiliyor.
Tam bu noktada kendisine sormak lazım:
Eee. Ne oldu?
Hani başarılıydınız?
Nereden icabetti bu başarısızlık raporu?
Raporda, aday gösterilmeyen milletvekilerini seçim çalışmalarına hiç katılmamakla suçluyor.
Suçlanan milletvekillerinden Kemal Anadol ise, il yönetiminin kendilerini seçim süreci dışında tutmak için özel gayret sarf etmekle suçlayıp, “Çorbada tuzumuz olsun istemediler” diyor.
Aynı çorba-tuz tanımlamasını, geçen hafta Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm de yapmıştı.
Seçilirken, partisinden 70 bin oy fazla almış bir belediye başkanı olmasına rağmen, İl Başkanı Bayır tarafından, “Adayların önüne geçmeyin; bırakın seçmene kendilerini tanıtsınlar” diye uyarıldığını söylemişti Kürüm...
Yerel seçimlerde CHP’yi zirveye taşıyan belediye başkanları, adayların elinden tutup seçmene götürse, onları tanıtsa fena mı olurdu?
Sorumluluğu üstlenmeli
Hangi sivri zekalı bunun kötü olacağını düşünüp engellediyse, çıkıp sorumluluğu da üstlenmeli...
Bence başarısızlığın en büyük sorumlusu, İl Başkanı Tacettin Bayır.
Seçimden, seçmen davranışlarından haberi olmadığını, hele hele çorba yapmaktan hiç anlamadığını ortaya koymuştur.
Ankara’ya rapor yazacağına, istifasını yazmak; altına da imzayı kondurmak, bu partiye yapacağı en hayırlı hizmettir.
Üstelik demokrasilerde böyle davranışlar gereklidir.