YazarlarYahudiler

Yahudiler

17.09.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yahudiler

Yahudiler


Siz hiç aç karnına yazı yazdınız mı?
Ben çok yazdım... Bu da onlardan biri...
Koşar adım yanından geçerken bilgisayarıma bakdım, bir sürü mesaj ve hep aynı sual: Efendim, ben niye hep Yahudilerin yortularını kutluyormuşum... Doğru değil! Ben, yazı günlerime denk geldikçe hem Müslüman, hem (değişik mezheblerden) Hıristiyan ve hem de Musevi okurlarımın bayramlarını ve yortularını kutlarım. Bunu bir beraberlik ve birbirine aidiyet atmosferini güçlendirmek üzere fırsat ittihaz ederim. Eskiden bizim toplumun en sıhhatli yanlarından biri buydu. Sonra araya bir sürü hıyarlıklar girdi... Neyse...
Öte yandan Yahudilere hep özel ilgi duyduğum da bir gerçekdir. Ben Cihangir'de doğdum ama Maltepe'de büyüdüm. Kartal Maltepesi vaktiyle, şimdi olduğu üzere iğrenç bir ahtapot değildi. 1945 Yılı'nda, bizlere "Hayat Bilgisi" dersinde öğretdiklerine göre, 3294 nüfuslu ve yazın "sayfiyeciler" dolayısıyla yaklaşık 5000 kişinin yaşayarak "müdhiş" bir turistik potansiyele ulaştırdığı harikulade bir "köy"dü... Şarkısı bile vardı: "Marmara'nın İncisi, / Güzellik birincisi!"
Yahya Kemal'e de ilham kaynağı olmuşdu:
"Artıyor gökyüzünde yıldızlar. / Gece gitdikçe başka hal alıyor. / Suyu ürpertiyor çıkan rüzgar. / Şimdi sahil boyunca Maltepe'yi / Köpüren mavi dalgalar yalıyor."
Ayrıca Haldun Taner'in o dünya edebiyatı şaheserlerinden "Ayışığında Çalışkur Apartmanı" adlı anlatısı da Maltepe'de, o efsanevi "Süreyya Plajı"nın bitişiğindeki yarı "kıyı pansiyonu" yarı yalımsı ilginç binada geçer. "Kampana Kafalılar Çetesi"nden arkadaşım Agop Sakayan da yazları ailesiyle orada otururdu. Birlikde çok "cürümler" işlemişizdir. Aris Panayotidisin de katılımıyla!!! Ama Maltepe'nin bir de "Yahudi"si vardı: Yoğurtçu İzak Efendi!!! "Monopolist" bir pozisyona sahibdi. Zira "Köy"de en iyi yoğurdu o yapdığı için bütün ev hanımları onun sokakdan geçmesini beklerdi. O hiç "Yoğurtçu!" filan diye bağırmazdı ama sokağa girince ev hanımları, ellerinde beyaz çorba tabaklarıyla kapıların önüne çıkar ve seslenirlerdi: "İzak Efendi, bir kilo tartsana!!!".
Ve ben o sürekli şaşkın kahverengi çocuk gözlerimle İzak Efendi'yi uzakdan seyrederdim. Çelimsiz bedenli, hafif kamburca, kasketli, 50 yaşlarında bir adamdı. Okula başladığım yıl oğullarından biri de benimle aynı sınıfa düşdü. "Şeyhülislam Feyzullah Efendi İlkokulu"!!! Adı, yanılmıyorsam Erol'du... Kızıl saçlı sessiz bir oğlan. Sonra ansızın bütün aile kayboldu. Filistin'e gitdiklerini söylediler. Yahudilere büyük antipati duyduğum da oldu New York'da... Çok küstah, kuraltanımaz ve edebsizdiler... O sıralar Woody Allen gözüme hiç ilişmedi. Yaşlanmaya başlayınca Yahudilerden hep birer Freud, Kafka, Marx, Spielberg, Kirk Douglas, Einstein, Maymunides, Edward G. Robinson olmalarını beklediğimi farketdim. Bütün Fransızların birer Voltaire, bütün Türklerin birer Hezarfen yahut Fuzuli olmalarını beklemek gibi saçma sapan birşey...
Yaa, işte böyle... Artık hakkımdaki herşeyi biliyorsunuz. Peki, sizin ne gibi sırlarınız var?
NOT: Bana şiirlerini göndermek isteyen değerli okurlarıma... Memnuniyetle! Ama "amatörce" şiir yazılmaz!!! Yazdıklarınız ya "şiir"dir ya değildir! "Nisbi" gebelik olmaz!!!


KEŞFETYENİ
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?

Cadde | 27.05.2025 - 14:39

Bir döneme güzelliği, sesi ve oyunculuğuyla damga vuran, Türkiye’nin kalbinde özel bir yer edinen ünlü sanatçı Harika Avcı, yıllardır süren sessizliğini nihayet bozdu.

Yazarlar