Anayasanın kabulünün "Irak'ın birliğini korumasının tek yolu" olduğunu savunanlar da var; anayasadaki hükümlerin bölünmeyi kaçınılmaz kılacağına inananlar da.Referandumda "evet" çıkması ve aralıkta Irak'ın yeni parlamentosunu seçmesi ardından, ABD askerlerinin hızlı bir geri çekilme takvimini hayata geçirmesi yanlıları var. Ancak asker çekmekte acele edilmemesi gerektiğini düşünenler de çok.Referandumdaki Sünni katılımının ocaktaki seçimlere kıyasla yüksek olmasına ve bunlardan bir bölümünün son dakikada "evet" cephesine geçmesine bakarak, Sünnilerin de nihayet siyasi sürece kazanılmaya başlandığını söyleyenlerin sesi yüksek çıkıyor. Ama eski Baasçıların dışlanması ile Irak ordusunun lağvedilmesinin büyük hata olduğunu ve bedelinin Sünnilerin siyasi sürece direnmesiyle ödendiğini düşünenlerin sesi de kısılmadı. Üstelik Washington'daki bu görüş ayrılıkları, sadece Irak Savaşı konusunda başından beri birbirinden farklı tavırlar almış bir kesimde değil, savaşı ve Bush yönetimini desteklemiş olanlar arasında da yaşanıyor. Anayasa referandumunu, "demokratik Irak yolunda aşılan bir eşik" sayan ABD'liler de var; "iç savaşa doğru adım atıldı" diyenler de. Irak öngörülerinde birbirinden ayrılanların birleştiği nokta ise, 15 Ekim referandumunun Bush yönetimi için de sandık sınavı olduğuydu. İlk tahminler, yönetimin sınavı geçtiği yönünde.Cumartesi günü referandumu diken üstünde izleyen yetkililer, medyaya yansıyan "düşük katılım" haberlerinin, başta bir "kaygı dalgası" yarattığını, ancak daha sonra sahadan gelen verilerin bu kaygıyı dağıttığını söylüyorlardı. Irak seçim yetkililerinin, 15.5 milyon kayıtlı seçmenden 10 milyonunun, yani yüzde 65 kadarının sandığa gittiğini açıklaması, Beyaz Saray'ı memnun etti. Esasen, Başkan Bush'un genel popülerlik grafiğinin ve Irak Savaşı'na desteğin dibe vurduğu bir aşamada gerçekleşen referandumun Beyaz Saray ve çevresi için bir hezimete dönüşmesi bir bakıma son anda önlendi. Bu, geçen hafta, Irak'taki Şii, Sünni ve Kürt grupları arasında, büyük ölçüde Amerikan zorlamasıyla sağlanan uzlaşma sayesinde mümkün oldu. Bush'un sandığı Washington'da artık epey daralsa da, Irak Savaşı'nın sadık destekçisi olan bir çevre, referandumu "Irak misyonunun başarı şansını koruduğunun göstergesi" saydı. Wall Street Journal'ın 15 Ekim'deki başyazısı, Irak'ın geleceği konusunda iyimser olabilenlerin tezlerini özetliyordu: Irak'ta oylanan "tüm eksiklerine rağmen, Arap dünyasında bugüne kadarki en özgürlükçü anayasaydı"; ocaktaki seçimleri boykot eden birçok Sünni, sürecin dışında kalmanın hata olduğunu bu kez anlamıştı; Irak güvenlik güçlerinin eğitimi hızlanmış, "40 tabur Irak askeri, anti-terörist operasyonları bizzat yönetebilecek hale gelmiş," ocak seçimlerinde 12 bin takviye asker kullanan ABD'nin, referandumda sadece 2 bin kişilik ek kuvvete ihtiyacı olmuştu.Bu iyimser vurgular, Bush yönetimini Irak'ta sürekli hata yapmakla eleştiren savaş destekçilerini iknaya yetmiyor ama, son haftada sağlanan Sünni-Şii-Kürt uzlaşmasıyla umutlananlar da sadece iyimserler değil.Örneğin New York Times, Irak İslami Partisi'nin Şii ve Kürt gruplarla, anayasada, referandum ertesinde de köklü değişiklik yapılabileceği konusunda anlaşmaya varmasını ve "evet" oyuna yönelmesini "umut kıvılcımı" başlıklı bir başyazıya taşıdı. "Umut" gerekçesini de, "Sünnilerin en azından bir bölümünün dertlerini anayasa ve seçim kanallarına taşımayı seçmesi, Şiiler ile Kürtlerin bir bölümünün de dayatmacılığın zararını kavraması" diye açıkladı. İyimserlerin tezi İster en başta aktardığım bölünmenin karamsar tarafı, ister iflah olmaz iyimserler, isterse referandum arefesinde bir nebze umutlananlar olsun, Washington'daki birçok gözlemci referandumun ve 15 Aralık'a kadar yapılması gereken seçimlerin, "Amerikan çıkış stratejisinin parçası" olduğunda hemfikir. Çıkışın zamanlaması ve biçimi konusundaki görüş ayrılıkları ise keskin. Başkan Bush şimdilik, ABD'nin Irak'tan çekilme takvimi açıklamasının "hata" olacağını söylüyor. Buna karşın Bush 'un yakın çevresinde, referandumun da seçimlerin de isyanı dindirmeyeceğine dikkat çekerek, ABD'nin kapıya yönelmesinde ısrar edenler var. Kimin ağır basacağı biraz da, Irak referandumunun Amerikan kamuoyunun nabzını nasıl etkileyeceğine bağlı. ycongar@erols.com Çıkış stratejisi