Zülfü LİVANELİ
ŞİMDİ size bir soru:
Oğlunuza bir İslam halifesinin adının verilmesine karşı çıkar mısınız?
Cevapları duyar gibiyim:
Hayır, niye halife ismine karşı çıkalım ki?
Tekrar soralım:
Peki Hazreti Peygamberden sonra onun adına hilafet eden altıncı halifenin adını saygıyla anar mısınız? Yoksa bu isim sövgü yerine mi geçer?
"Haşa!" diyenleri duyar gibiyim.
O zaman bir başka soru soralım:
Oğlunuza Yezit adını koyar mıydınız?
Ya da şöyle bir soru:
Bir kişi diğerine seni yezit seni dese, bu söz hakaret kapsamına girer mi girmez mi?
* * *
EVET;
Muaviye'nin oğlu
Yezit, altıncı İslam halifesidir.
Ne var ki bu kişinin adı halife olarak değil, hakaret anlamında kullanılır.
Sünniler de böyle kullanır, Aleviler de!
Çünkü
Yezit, Kerbela'da Peygamberin torunu Hazreti Hüseyin'i ve soyundan gelenleri büyük bir zulümle öldürmüştür.
Bu yüzden de bir İslam halifesi olmasına rağmen, katil olarak anılır.
Alın size Alevilerle Sünniler arasında bir ortak payda daha!
* * *
NEDENSE bizi birleştiren ortak paydaları değil de ayıran detayları tartışmaya çok meraklıyız.
Hacı Bektaş şenliklerinin ardından bazı gazetelerin öfke dolu yayınına bakınca bu gerçeği daha iyi anlıyorsunuz.
Bazı yazarlara göre
Hacı Bektaş-ı Veli'nin büyüklüğünden söz edilmesi ve
devlet adamlarının bu kutlamaya katılması bir bölücülük örneği.
Hacı Bektaş şenliklerini bir
"provokasyon" olarak niteliyorlar.
Daha önce de belirttiğim gibi
Şeyh Edebali ve
Ahi Evran'la birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nun manevi temellerini atmış olan bu ulu kişilikle ilgili saygı gösterileri neden kışkırtma sayılsın ki?
Böyle bir tutum kimi kışkırtabilir?
* * *
Yezit Aleviler için de lanetli bir isimdir, Sünniler için de!
Osmanlı ordularının piri
Hacı Bektaş'ı Sünniler de benimser, Aleviler de!
O zaman 21. yüzyılın eşiğinde nedir bu kin, nedir bu kavga?
Yazara Emaillivaneli@milliyet.com.tr