Yılmaz Çetiner

Yılmaz Çetiner

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Rahmetli Turgut Özal, özel sohbetlerinde Emlak Vergisi için "Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmiyor" derdi. Vatandaş canı yanarak ödediği paraların daha toplanırken eriyip gittiğini, üstelik bunun bürokrasiye büyük yük getirdiğini söyler "Bana kalsa hemen bu vergiyi kaldırırım" diye konuşurdu. Cumhurbaşkanı oldu. Emlak vergileri de gittikçe ağırlaşarak halkın sırtına bindi. Şimdi herkes, neredeyse kendi malı tapulu evinde kirada oturuyor.!
Artık insanlar ev veya işyeri satın almaya hevesli değil! Mesken almak, mesken yaptırmak, mesken üretmek özlemi kayboldu. Piyasa durgun mu durgun. Sadece villalar yapılıyor bir de gecekondular!

Vergi ve diğer mali konuları halka inik biçimde ortaya koyan, bu işin üstadı Şükrü Kızılot, geçen pazar günü köşesinde anlatıyordu.
Yüz binin üzerinden; büyükşehir belediyesi toplanan Emlak Vergisi’nin yüzde 50’sini alıyor. Sonra Özel İdare, sonra İller Bankası, sonra Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, arkadan Beden Terbiyesi spor il payı geliyor! İlçe belediyelerine ise yüzde 26 pay düşüyor!
Bir ilçe belediye başkanı yakınıyor Kızılot’a "Çektiğimiz sıkıntılara rağmen toplanan verginin ancak yüzde 24’ünü alabiliyoruz. Bu pay bu işin masraflarını bile karşılamıyor" diyor.

Yeni iktidar işin başından beri tüm vergilerin çok yüksek olduğunu, bu vergileri tabana yayıp aşağı indireceklerini vaat ediyor. Herhalde bu yıl geçti ancak gelecek yıla bir şeyler yapabilirler! Ama zaten yürürlükte olan yasalara göre 2003 yılında 10 puan kadar bir indirim var vergilerde. Şimdi insan ister istemez düşünüyor "acaba yeni iktidarın hesabının altında bu mu yatıyor" diye.
AK Parti hükümeti eğer halkın sırtına binen vergi yükünü hafifletmek istiyorsa, en kolay, en kestirme çare, bütçeye önemli bir katkısı olmayan Emlak Vergisi’ni sembolik bir düzeye indirmelidir.
Böylece vatandaşın gözü korkmaz, yuva sahibi olmak özlemini kazanır. İnşaat sektörüne talep canlanır. Aksi halde bugünkü gibi lüks villalar alıcı bulur veya gecekondular yapılır Hazine arazilerine.
Belediyeler de bol kepçe paralarla, kaldırımları bir gün yeşile, bir gün kırmızıya boyar. İki ayda bir kanalizasyonlar kazılır!

AK Parti enkaz devralmadı, önce bunu noktalayalım. Ülkenin sorunları çok ama çarelerin altyapısı hemen hemen hazır. Üstüne üstlük TV kanallarıyla, yazılı basınıyla hatta AKP’ye oy vermeyen aydınlarıyla, herkes yeni iktidarın başarılı olması için yardımcı. Hiç kimse (şu ana kadar) çelme atmıyor.
Ama... herkes tereddüt içinde; acaba Recep Tayyip, Abdullah Gül takiye mi yapıyor endişesi var!
Örneğin; AKP liderinin Atina’daki sözleri! Cumhurbaşkanı’nın bazı bakanların yerlerini değiştirince kendisini tutamayıp:
- Dengeler bozuldu, demiş!
Acaba hangi dengeler? M. Eğitim Bakanı yapılmak istenen zatın geçmişteki olayı ortaya çıkınca mesele anlaşılıyor!
Ve sonra "Türban sorununu çözmek namus borcumuzdur" sözleriyle bilinen Bülent Arınç’ın BMM Başkanlığı’na seçiliş yöntemi!
"...Ben Türkiye’de ayrımcılığı düşünenlerin inadına aday oluyorum. Özel hayatım, dini inancım, eşimin yaşantısı (türbanı) hiç kimseyi ilgilendirmez!" sözleri.
Bunlara itiraz eden yok ama böyle bir inat için Meclis Başkanlığı istenir mi hiç!
Öte yandan, Meclis’te Bülent Arınç’ın, konuşmasını yaparken, Gazi Mustafa Kemal’e, Atatürk’e teşekkür etmesini de unutmamak gerek!