Yılmaz Çetiner

Yılmaz Çetiner

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

OLUP bitenleri görmezden gelmek; en isabetli deyimi ile "vurdumduymazlık" belki bir süre için geçerli olabilir ama bunu ilanihaye sürdürmek gafletten başka nedir?..
Son üç dört aydır siyaset kazanının altına odun atıp habire suyu kaynatıyorlar!.. Uydurdukları hayali rakamlarla Türkiye bütçesine milyarlarca dolar istif ediyorlar!..
Hatta öylesine coşturuyorlar ki, bu kez bütçenin fazla geldiğini, taştığını söylüyorlar!..
Gulu gulu dansı yapan yamyamlar!.. Fesatlar, din düşmanları, yalancılar yakıştırmalarını kendilerine oy vermeyen ülkenin yüzde 80'i vatandaşa layık görüyorlar!..
Hani kardeşlik getireceklerdi?.. Hani nerede huzur ve barış?.. Halbuki halkımızın, ülkemizin bugün her günden daha çok bunlara ihtiyacı var!..
İktidar koltuğuna oturup, tayfalarını iktidarın nimetlerinden yararlandırmaya başlayıp, dünyayı toz pembe görünce, anlaşılan her şeyi unuttular, kayıtsız şartsız tüm hayallerini gerçekleştirebileceklerini sandılar!..
Tıpkı bütçeden taşan hayali milyar dolarlar gibi!..
Halbuki kamuoyu fırsat tanımış, iyiniyet beslemiş, bunların halkın "uygarca yaşam düzenini değiştirmek" gibi bir amaçları olmadığına inanmak istemişti!..
Ama takke düştü kel göründü!..
* * *
CUMHURBAŞKANI Süleyman Demirel aylardır herkesi uyarıyor... Son günler ise, açık açık rejimin tehlikede olduğunu söylemeye başladı...
Yeminine sadık olmayan milletvekillerine sesleniyor;
- Laik demokratik Cumhuriyet'e sadık kalacağına yemin etmiştin, bu çizgiyi aşarsan mukavele bozulur, meşruiyetin dışına çıkmış olursun diye ihtar ediyor!..
Ve şeriat isteyenlere dönüyor;
- Namazını kılıp orucunu tutuyor musun, kimse sana karışıyor mu? Bu ülkede 65 bin camide, beş vakit ezan okunuyor mu? Her yıl 1500 yeni cami yapılıyor mu? 85 bin din adamının maaşını devlet karşılıyor mu?.. ve ilave ediyor,
- Sen Cumhuriyet'e teşekkür borçlusun...
* * *
ÖTE yandan tüm dünyanın gözleri üzerimizde... Acaba Türkiye laik demokratik devlet olmaktan çıkıyor mu?.. Yoksa din devleti mi geliyor?..
Amerika'ya sivil, asker, işadamı, diplomat, gazeteci bir karma heyet gidiyor görevli olarak... Devlet Bakanı Abdullah Gül, kendisinin ve partisinin görüşleri çerçevesinde (!) konuşmalar, temaslar yapıyor!..
Heyette bulunan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, kürsüye geliyor ve diyor ki:
- Atatürk ideallerinin bekçisi olarak, onun Anayasamızdan kaynaklanan demokratik ideallerine büyük önem veriyoruz... Demokrasimizin öteki temel unsurları olan laiklik kadar hükümetin birleştirici sistemi içinde kişisel hak ve özgürlüklere de büyük önem veriyoruz. Sözünü ettiğim temel prensiplere hükümetin tam olarak uyması ve dikkat etmesini bekliyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri Anayasa'mızın bekçisi ve halkımızın parçasıdır.
Bir Orgeneral'in ve hele Genelkurmay Başkanı'nın izni ile böyle bir gerçeği dünya kamuoyu önünde vurgulamasından daha doğal ne olabilir?..
Söylediklerinin tümü Anayasa'nın yazılı emri değil mi? Milletvekilleri Meclis kürsüsünden bu konuda yemin etmediler mi?.. O halde bu konuşmadan binbir anlam çıkartacaklarına "biz de aynı şekilde düşünüyoruz" deseler daha isabetli olmaz mı?