Son beş yılda doların getirisi yüzde 100’ü aştı. Yıllık ortalama getirisi yüzde 14 oldu. Cumhuriyet altını da yıllık yüzde 14 kazandırdı. Özel sektör tahvilleri ve mevduat enflasyonun üzerinde getiri sağladı
Yatırımcının reel getiri arayışı alternatifler içerisinde farklı varlıklara yöneltebiliyor. Durağan yatırımların getirileri sınırlı kalırken değişken varlıklar uzun vadede enflasyonun üzerinde kazandırıyor. Son beş yıllık getirilere bakıldığında altın, dolar ve özel sektör tahvilleri reel getiri sağladı.
Son beş yılda dolar kuru reel olarak yüzde 100 kazandırırken yıllık ortalama getirisi yüzde 14 oldu. Cumhuriyet altını da dolarla fiyatlandığı için aynı dönemde yıllık ortalama yüzde 14 kazandırdı. Özel sektör tahvilleri, yatırım fonları, emeklilik fonları, mevduatın getirisi enflasyonun üzerinde gerçekleşen diğer araçlar oldu. Ancak bu enstrümanların getiri oranları altın ve dolara göre daha düşük kaldı. Borsa son beş yıl içerisinde kaybettirmesine rağmen hisse emeklilik fonları reel olarak kazandırdı.
Emeklilik fonları ne yaptı?
Emeklilik fonlarında hisse ve altın fonları öne çıktı. Kıymetli maden emeklilik fonları yıllık ortalama yüzde 11 kazandırırken hisse senedi fonlarının
Seçim sonrası piyasa senaryoları bugünden yüksek volatiliteye işaret ediyor. Bununla birlikte sinyaller uzun sürecek bir düzeltme içerisinde olduğumuzu gösteriyor
Piyasalar 31 Mart’ta gerçekleşecek seçimlere kilitlenmiş durumda. Yatırımcı cephesinden bakıldığında alınan pozisyonlar ağırlıklı olarak dövizi işaret ediyor. Eylül ayının yedisinden bu yana yurtiçi yerleşik yatırımcılar döviz pozisyonlarını artırıyor. Gelişmeler yatırımcıların döviz kurlarında yukarı hareket beklentisini güçlü tuttukları yönünde.
Fiyat hareketleri ve grafikler geçtiğimiz yıl yaşanan büyük dalgalanmanın etkisinin zayıflamakla birlikte devam ettiğini gösteriyor. Yaklaşık iki yıla yayılabilecek bir düzeltme hareketi içerisindeyiz. Dolar kuru, borsa ve faizlerin seyrinde bu düzeltmenin tamamlamasının ardından ancak bir normalleşme süreci yaşanabilecek. Seçim sonrasında “finansal istikrar”ı sağlamaya yönelik atılabilecek tüm adımlar piyasalar için olumlu olacaktır. Bu da mevcut yatırımcı algısının değişmesini sağlamaya imkan tanıyabilecektir.
Para geldi-gitti
Öte yandan International Institute of Finance (IIF)’e göre ocak ve şubatın ilk haftasında gelişmekte olan ülkelere giren taze para 2018’in ilk çeyreğini
Öncü göstergeler risk unsurlarının varlığına işaret ederken fiyatlamalar hâlâ orta vade için umut veriyor. Borsa İstanbul Endeksi 102.715 seviyesinde. Dolar kuru 5.2814, faiz yüzde 18.60’ı gördü. Bununla birlikte risk primi 300’ün altına inmedikçe kaygılar sürüyor
Öncü göstergelerdeki bozulmaya rağmen sıcak paranın etkisi piyasalarda hissedilmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta açıklanan sanayi üretim verisi, sanayi üretiminin Aralık 2018’de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,8 azaldığını gösteriyor.
Sanayi üretiminde yaşanan daralmanın etkileri elbette sektördeki şirketlerin bilançolarında da görülecek. Söz konusu durum sanayi firmalarının kârlılıklarını olumsuz yönde etkileyeceğini göstermekte. Öte yandan bir diğer öncü gösterge Türkiye’nin Kredi Risk Primi. Veri 5 Şubat’ta 287 seviyesine geriledikten sonra yeniden 300’ün üzerine çıktı.
Yabancı akışı önemli
Dört haftadır üst üste alım yapan yabancılarsa 8 Şubat haftasında hisse senetlerinde 105 milyon dolarlık, tahvilde ise 205 milyon dolarlık satış yaptı. Gerçekleşen satışların akabinde toplam 311 milyon dolarlık para çıkışı gerçekleşti.
Bu çıkışın devamının gelmesi halinde piyasalardaki iyimser hava seçim öncesinde
Piyasalarda kâr satışları etkisini gösterirken borsaya yabancı para girişi hisse senetlerinde güçlü seyrin sürmesini sağladı. Seçim öncesi gerek borsa gerekse kur ve faizde bir kez daha hareketlenme gözlenebilir
Yabancı para girişi hisse senetlerindeki yukarı hareketin sürmesini sağlıyor. Kısa vadede kâr satışları gözlense de Borsada 200 günlük hareketli ortalamanın üzerindeki seyir sürüyor. BIST 100 Endeksi 100.000 seviyesinin altına kaymadı. Dolar bazında endeksin değeri ise 19.502 seviyesinde bulunuyor.
Yabancıların borsadaki hareketlerine bakıldığında 5 unsur öne çıkıyor:
1 - Yabancıların son dört haftadır üst üste alım yaptıklarını görüyoruz.
2 -Yapılan alım miktarı yükseliyor. Ocak ayının ikinci haftasından itibaren aylık ortalama 300 milyon dolarlık alım gerçekleşti. (En yüksek alım ocak ayının üçüncü haftasında 711 milyon dolar ile yaşanmış gibi görünse de bunun yaklaşık yarısı Akbank’ın bedelli sermaye artırımından kaynaklandığı unutmamalı.)
3 - 26 Temmuz’da yüzde 61,36 olan borsadaki yabancı payı 7 Şubat itibariyle 65,94 seviyesinde bulunuyor.
4 -
2019’a hızlı giriş yapan Borsa İstanbul, yatırımcıya yüzde 14 kazandırırken, getiride dünya borsaları liginde Arjantin’den sonra ikinci sırada yer aldı. Şubatta “kâr satışları” gelebilir
Ocak ayının en yüksek getirisini yüzde 14 ile borsa sağladı. Dünya borsaları arasında Arjantin’den sonra ikinci en yüksek çıkışı gerçekleştiren Borsa İstanbul’un aynı performansı şubatta gösterme olasılığı zayıf. Kâr satışları öne çıkabilir.
Piyasalar yıla hızlı başladı. Ocak ayında TL varlıklar değer kazandı. Borsada son 20 yıldaki en yüksek ocak ayı getirisi oluştu. BIST 100 Endeksi yüzde 14 oranındaki primiyle dünya borsaları arasında Arjantin’den sonra ikinci sırada yer aldı. Kurda yaşanan düşüş piyasalara moral verdi. Türkiye’nin kredi risk primi 300 seviyesinin altına kayarak 293’e geriledi. Olumlu gelişmeler fiyatlara yansıdı.
Şubatta ne olacak?
Son 20 yıldaki verilere göre BIST 100 Endeksi geçen süre zarfında dört ocak ayında yüzde 10’un üzerinde prim yaptı. Endeks, 2001,2006,2012 ve 2017 yıllarının ocak aylarında kayda değer çıkış sergiledi. Sonrasında gelen şubat aylarında ise zayıflarken ancak yüzde 1 ile yüzde 7 arasında çıkışını sürdürebildi. 2001 krizinde ise koşulların da etkisiyle
Yılın ilk ayında yüzde bir değer kaybeden dolar kuru 5.29’dan başladığı ocak ayını 5.19’lu seviyelerden tamamlıyor. Aynı koşulların devamı halinde kurda ilk çeyrekte zayıf seyir devam edecek.
Dolar kuru Ağustos 2018’de 7.23’e yaşadığı sert çıkış sonrasında 2019’da sakin ve aşağı yönlü bir seyir izliyor. Yurt içi yerleşiklerin döviz talebine rağmen gerek yurt içinde gerekse yurt dışı gelişmeler dolar kurunda satış baskısına neden oluyor.
‘Ayı’ koşulların devamı halinde seçimlere kadar kurdaki bu zayıf seyir devam edecek.
Kurun değer kaybetmesinin en önemli nedenlerinden biri gelişmekte olan ülkelere para akışının yaşanması. Ocak ayından bu yana Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi yükseliyor.
Bunun etkisi hem Borsa İstanbul’da hem de dolar/TL’nin fiyat seyrinde görülüyor.
Fed’in güvercin adımları, faiz artırımları konusunda sabırlı olunacağı mesajı, küresel risk iştahını canlandırdı. Dolar/TL 5.1967’ye gerilerken BIST 100 Endeksi 105.385 seviyesinde.
25 Nisan toplantısı
Öte yandan hafta içinde yayınlanan Enflasyon Raporu’nda, Merkez Bankası’nın enflasyon öngörüsünde düşüş olduğu gözlendi.
4 Ocak’tan beri yükselişte olan borsa, politika faizinin sabit bırakmasıyla çıkışını hızlandırdı. Endeks 100 binin üzerine çıkarken dolar 5.20’lere indi. Peki, dolarda düşüş, borsada yükseliş sürecek mi?
Piyasalar yılın ilk ayını canlı geçiriyor. Yurtiçi ve yurtdışı gelişmeler dipteki piyasaları canlandırdı. Borsa son sekiz ayın zirvesine çıktı. Dolar kuru ağustos ayından bu yana en düşük seviyelere yakın seyrediyor.
Gösterge faiz 18,19 seviyesinde. Türkiye’nin Kredi Risk Primi (CDS) 306,14 seviyelerine geriledi. Yabancı analistlerin en fazla takip ettiği göstergelerden biri olan Türkiye 5 yıllık CDS oranının gerilemesine rağmen hala 2018’in en düşük seviyelerinin iki katı üzerinde seyrettiği ise dikkat çeken ayrıntı.
Analistler mart yerel seçimlerinin takvimlerde işaretlenmesi gerektiğine vurgu yapıyor. En fazla üzerinde durulan konuysa yerli yatırımcıların dolar almaya devam etmesi.
Enflasyondaki düşüşle birlikte faize yönelik beklentilerin kırılması beraberinde dolara ilişkin yönelimi de kırabilir. Bu noktada gelişmeler TL varlıklardan yana. Seçime kadar piyasaların güçlü seyri ise sürebilir.
Dolar nereye gidiyor?
Dolar kuru 5,27 seviyesine geriledi. Kur, Merkez Bankası’nın faizi
Yılın ilk Para Politikası Kurulu toplantısı gerçekleşti ve TCMB piyasa beklentileri doğrultusunda faizi değiştirmedi. Bundan sonraki toplantılar 6 Mart ve 25 Nisan tarihlerinde.
Seçim sonrasında gerçekleşecek 25 Nisan tarihli faiz toplantısına kadar piyasalar rahatladı. Peki, yüksek faiz ve ucuz hisseler yabancı yatırımcıyı çekebilecek mi?
Piyasalar 16 Ocak faiz kararı sonrası rahat bir nefes aldı. TCMB ekonomideki yavaşlamaya rağmen faiz indirimi için erken olduğu konusunda uyarıda bulundu. Merkez Bankası bir hafta vadeli repo oranını yüzde 24 seviyesinde tuttu.
Yatırımcılar erken bir faiz indirim kararının Türk Lirasında yeni bir erimeyi tetikleyebileceğinden ve yüzde 20,30 olan enflasyonu artırabileceğinden endişe ediyorlardı. TCMB 16 Ocak toplantısında enflasyonda “belirgin bir iyileşme” görülene kadar faizlerin seyrinin korunacağı mesajını verdi.
Bu kararın etkisi hemen piyasada gözlenen tepkide görüldü. Alıcılar hareketlendi ve özellikle banka hisseleri öncülüğünde Borsa İstanbul yükselişe geçti. BIST 100 Endeksi 98.454 seviyesine çıkarken dolar/TL kuru 5,32’lere geriledi.
Gözler 6 Mart’ta
TCMB bu kararı ile seçime kadar piyasaların soluklanacağının da sinyalini verdi. Dolar/TL