Dolar kuru, 5.69 liraya geriledi. TL son altı aydır ilk defa değer kazanıyor. TCMB faizi 625 baz puan arttırdığında dahi döviz alımı devam ederken şimdi trend değişiyor. ABD’li rahip Brunson’un bırakılması, risk primindeki gerileme, Hazine’nin ihracına üç kat fazla talep gelmesi yatırımcı güvenini artırdı.
Türk Lirası varlıklar yatırımcıların radarına girmeye başladı. TL altı ay aradan sonra ilk defa dolar karşısında perşembe gününden bu yana yükselişte. Gündemdeki en önemli konu ABD’li rahip Andrew Brunson’un davasıydı.
Dolar/TL kuru Rahip Brunson’un ev hapsine alınması ve ardından gelen ABD yaptırımları ile temmuz ayında 4.80’li seviyelerden yükselişe geçmiş 10 Ağustos tarihinde ise 7,23 seviyesine kadar yükselmişti.
Kur, sonrasında zirve seviyelerinde dalgalanmaya başladı.
TCMB’nin 13 Eylül’de faiz oranlarını 625 baz puan artırdığında dahi TL üzerindeki baskı azalmadı. Ancak şimdi gelişmeler trendin değiştiğine işaret ediyor.
4 Eylül’de 574 seviyesine kadar yükselen Türkiye’nin kredi risk primi 386 seviyesine geriledi.
Risk priminin 300 seviyesinin altına inmesi piyasalar açısından rahatlamanın sinyali olarak değerlendirilirken asıl döviz girişi 150’li seviyelere gelindiğinde yaşanac
Piyasaların önündeki belirsizlikler azalıyor. Brunson’un tahliyesiyle birlikte şimdi yapısal reformlara ve yurt dışı gelişmelere odaklanılacak. Risk primi inerse para girişi hızlanacak.
Sert fiyat dalgalanmaları ve genişleyen hareket marjlarında normalleşmeye doğru bir gidiş gözleniyor. ABD’li rahip Andrew Brunson’un yargılandığı davanın sonuçlanması, “Enflasyon ile topyekûn mücadele” kampanyası, dolar/TL kurunun 6,00 seviyesinin altına çekilmesi ve gün içerisindeki volatilitenin azalması öngörülebilir fiyatlamaların oluşmaya başlamasını sağladı. Bu da piyasalarda sakinleşmeyi getirdi. BIST 100 Endeksi, 96.657 seviyesinde bulunurken, dolar/TL 5,8731, gösterge faiz ise 26,80 düzeyinde. Gelişmeler piyasaların yılsonuna kadar nefes alacağını gösterse de kasım ayındaki ABD seçimleri ve sonrasında yaşanacak gelişmeler, ABD’nin yeni ambargolarla gelme ihtimali, gerilimi yüksek tutmaya devam ediyor.
Mevcut duruma baktığımızda ağustos ayında piyasalarda yaşanan kitlesel histeri yerini biraz daha sakinleşmeye bırakmış durumda. Fakat fiyat hareketlerine ilişkin rasyonalitenin ortadan kalkmasıyla başlayan panik hali hâlâ tam olarak geçmiş değil. Bunu Türkiye’nin kredi risk priminin bulunduğu
Piyasalarda hacim azalırken yatırımcılar beklemeye geçti. “Bakan arkadaşlara söyledim, McKinsey’den fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız” diyen Erdoğan, ekonomide tartışmaları bitirdi.
Temmuz ayından bu yana en yüksek portföy büyüklüğüne sahip 8 ülkeden 186 fon ve yatırımcı Türkiye’den ayrıldı. McKinsey adımı ile yabancıların yeniden TL varlıklara dönmesi bekleniyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü açıklamaları sonrasında McKinsey olmadan yola devam edilecek.
Önümüzdeki hafta ekonomi yönetiminin bu konudaki aksiyonlarının neler olacağı merak konusu. Türkiye’deki ekonomistlerin yetkinliğini herkes kabul etmekle birlikte, artan kredi risk primi, düşürülen kredi notları, bozulan makro göstergeler nedeni ile hisse ve tahvil piyasasında satış yapan yabancıların zedelenen yabancı güvenini onarmak için McKinsey adımına olumlu bakanlar da vardı. Ancak Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları yabancı güvenini kazanmak için de bu yönteme gerek duyulmadığını gösterdi.
Peki neler olacak?
Piyasalar için kritik bir süreç yaşanıyor. Borsada 94.883, dolarda 6,1330’lu seviyeler test ediliyor. Hem borsada hem de döviz piyasasında hacim daralırken yabancı yatırımcıların satışları dikkat
Dolar kuru kredi risk priminin düşmesiyle birlikte 6 lira seviyesine geriledi. Yılın dokuz aylık döneminde hızlı yükselen döviz bazlı yatırım enstrümanları son çeyrekte durulurken TL varlıklar hareketleniyor.
Piyasalarda oynaklık azalmaya başlıyor. Dolar kuru 7.2362 seviyesini test ettiği 10 Ağustos ’ tan bu yana zaman zaman yükseliş atakları yaşasa da gerilemesini sürdürüyor. Dolar/TL kurunda teknik olarak güçlü desteklerin aşağı doğru kırılması, 6 lira seviyesine geri çekilmeyi beraberinde getirdi. 574 seviyesindeki kredi risk priminin (CDS) 377 ’lere gerilemesi kurdaki düşüşü hızlandırdı. Risk primi 150’lere çekildiğinde ise dolar/TL kurunda yaşanan aşırı değerlemenin köpük kısmı da gitmiş olacak. Kuru asıl düşürecek olansa gelişmekte olan ülkelere yönelik para akışının yönü. Dolar Endeksi’nin (DXY) yeniden 95 seviyesinin üzerine çıkması olumsuz. Doların dünyada en çok işlem gören altı para birimi karşısındaki değerini gösteren Dolar Endeksi yeniden güçleniyor. Bu da kurun aşağı sarkmalarını sınırlayacak bir unsur.
Yerlilerin döviz pozisyonu
Dolar kuru teknik olarak 6.27 liranın altında kaldığı sürece satış eğilimi devam edebilecek ve bu durumda takip edilecek destek seviyeleri
Merkez Bankası’nın faiz hamlesinden sonra YEP açıklandı. Buna karşın kurda artış beklentileri zayıflamadı. Yerli yatırımcılar her düşüşte dolar alıyor. Döviz artış beklentisinin kırılması şart.
Finansal piyasalardaki dalgalanmanın önemli göstergelerinden biri olan dolar kuru 6,26 sevilerinde. Söz konusu seviye yılbaşından bu yana yüzde 65’lik değer artışı anlamına geliyor. Dolar kuru 6 liranın üzerine doğru tırmanırken gün içi fiyat oynaklığı da arttı. Günlük yüzde birin üzerindeki dalgalanmalar hem kurumsal hem de bireysel yatırımcıların spekülatif beklentilerini artırmakta.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine 6,50’nin üzerinde satışlar geldiyse de son veriler artış beklentisinin henüz kırılmadığı yönünde. Dolar kurunun 6,16 seviyelerine gerilediği 14 Eylül haftasında yurtiçi yerleşik yatırımcıların yine alım yaptığı gözleniyor. Yurtiçi yerleşiklerin kıymetli maden dahil yabancı para mevduat ve fonları 14 Eylül ile biten haftada yaklaşık 2,14 milyar dolar artışla 153 milyar dolar oldu. TCMB 13 Eylül’de politika faizini 625 baz puan artırarak yüzde 24 seviyesine çekti. Bu karar öncesi 6,4450 seviyesinde olan dolar/TL, 6,01’e kadar geriledi. Ancak haftayı 6,16’nın üzerinde
Yeni Ekonomi Programı ile piyasaların önündeki bir belirsizlik daha ortadan kalktı. Piyasalar program doğrultusunda atılacak her adımda olumlu tepki verecektir.
Yeni Ekonomi Programı (YEP) açıklandı. Merakla ve ilgiyle beklenen program, bir belirsizliği daha ortadan kaldırdı. Bu yılki OVP (Orta Vadeli Program) toplantısı Türkiye’nin son dönem makroekonomik verilerindeki seyir ve buna yönelik atılacak adımlar açısından önceki yıllara göre daha önemliydi. Henüz program açıklanmaya başlamadan programın içeriğine dair çok fazla beklenti dile getirildi.
Güven ortamı
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın dün açıkladığı 2019 - 2021 dönemini kapsayan 3 yıllık program, 3 ana temel üzerine dayanıyor: Ekonomide dengelenme, mali disiplin, üretim ve ihracatta katma değer odaklı değişim... Açıklamalara baktığımızda belirlenen hedefler yapılan tahminlerle uyumlu. Yabancı yatırımcılar açısından da gerçekçi hedeflerin konulması piyasaları rahatlatacak. Piyasalar cephesinde şimdi bakılacak olan YEP hedefleri doğrultusunda uygulamalar...
YEP ile birlikte 2019’da 60 milyar TL’lik tasarruf sağlanacak. Tasarruf adımı piyasaların beklediği bir gelişmeydi. Bu nedenle olumlu karşılandı. Fakat tasarruf
Merkez Bankası faiz artışı ile piyasaların önüne geçerken şimdi gözler 20 Eylül’de açıklanacak Orta Vadeli Program’da (OVP) olacak. Belirlenecek program yol haritası çizecek. Öngörülebilir hedefler piyasalarda çıtayı yukarı taşıyabilir.
Global piyasalarda riskler artarken kaygılar güçleniyor. Güvensizlik azalmıyor. Beklentilerin yönetilmekte zorlanıldığı bir süreç yaşanıyor. Korumacılık trendi küresel büyümeyi tehdit ediyor. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı büyürken piyasalar sert dalgalanıyor.
Bu ortamda artan enflasyon baskısını göz önünde bulunduran Merkez Bankası 14 yılın en yüksek faiz artışını gerçekleştirdi. 625 baz puanlık artış piyasalar için normalleşme ve dengelenme döneminin başlangıcı olabilir. Karar sonrası Türkiye’nin kredi risk primi 574 seviyesinden 449’lara geriledi. Uzun vadeli tahvil faizleri geri çekildi. 10 yıllık tahvil faizi 200 baz puan aşağı kayarken banka hisselerinde alımlar görüldü.
Açığa satanların pozisyonlarını kapatmaları ve kâr satışları nedeniyle yüksek getiriler ilk etapta korunamadı. Ancak bu ilk etki henüz piyasalara güçlü bir para girişi için yeterli değil. Piyasalara güçlü para girişi risk primi 200 seviyesinin altına indiğinde yaşanıyor.
Merkez Bankası politika faizini 6.25 puan artırarak yüzde 17.75’ten yüzde 24’e yükseltti. TCMB bu kararı ile piyasalardaki anketlerin de üzerinde bir artış yaparak piyasanın önüne geçti.
Açıklanan ağustos ayı enflasyon verisi sonrasında eylül ayı toplantısında parasal duruşun yeniden şekillendirileceğini açıklayan Merkez Bankası, dün gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini 625 baz puan artışla yüzde 24’e yükseltti. TCMB’den yapılan açıklamada fiyat istikrarını desteklemek amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirilmesine karar verildiği belirtildi. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı.
Merkez’in kararı sonrasında dolar/TL kuru 6.52’li seviyelerden 6.07 seviyesine kadar gerilerken, Borsa İstanbul, 91.229’lu seviyelerden 93.650’lere yükseldi. İlk piyasa tepkisi olumlu. Bunun asıl etkilerini ABD ile ilişkilerde yeni bir gerilim yaşanmazsa TL varlıklara ilginin artması ile önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Dolar inişe geçti
Dolar kuru gün içerisinde test ettiği 6.52’li seviyelerden 6.07’ye kadar geriledi. Kurda daha sonra 6.21’lere doğru yeniden