Ankara Akpm Üyesi Ve Ak Parti Eskişehir Milletvekili Günay:

Akpm Üyesi Ve Ak Parti Eskişehir Milletvekili Günay:

24.01.2018 - 18:26 | Son Güncellenme:

"Birçok akademisyen ve uzmana göre Avrupa, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en çalkantılı dönemini yaşıyor. Üstelik bu çalkantı yalnızca ekonomi alanıyla sınırlı değil. Avrupa aynı zamanda siyasi, toplumsal ve ahlaki açıdan da çalkantılı bir süreçten geçiyor"

Akpm Üyesi Ve Ak Parti Eskişehir Milletvekili Günay:

ESKİŞEHİR (AA) - Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Üyesi ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, "Birçok akademisyen ve uzmana göre Avrupa, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en çalkantılı dönemini yaşıyor. Üstelik bu çalkantı yalnızca ekonomi alanıyla sınırlı değil. Avrupa aynı zamanda siyasi, toplumsal ve ahlaki açıdan da çalkantılı bir süreçten geçiyor." ifadesini kullandı.

Haberin Devamı

Günay, basın iletişim ofisi aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, Fransa'nın Strazburg şehrinde gerçekleştirilen AKPM Genel Kurulu'nu değerlendirdi.

Ocak 2018 kış dönemi toplantısının Türkiye açısından iki başarılı girişimin gerçeklemesi olarak tanımlayabileceklerine dikkati çeken Günay, şunları kaydetti:

"İlk olarak acil gündem maddesi olarak Filistin konusunun kabulü ve Türkiye'nin büyük donör olarak bütçesini düşürmesi. Öncelikle Türkiye, ABD Başkanı (Donald) Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararının, AKPM Genel Kurulu'nda acil gündeme alınmasını talep etti, 20 ülke destek verdi ve acil gündem maddesi olarak görüşülmesi kabul edildi. Trump'ın kararının, tüm insanlığın görevi olarak görülen Kudüs'ün tarihi statüsünü koruma ve nihai barışı sağlamaya yönelik saldırı olduğunun altı çizildi. Konseyin ilk günkü toplantısında Avrupa Konseyi Genel Sekreteri (Thorbjorn) Jagland konseyin yıllık çalışmalarını değerlendirdi ve milletvekillerinin sorularını cevaplandırdı. Jagland'a toplam 12 soru soruldu ve bunun altısı doğrudan Türkiye ile ilgiliydi. Türkiye Avrupa Konseyinin odak noktası olmaya devam ediyor. Türkiye olmasa gündem ne olacak merak ediyorum."

Haberin Devamı

- "Avrupa Konseyi üyeliğinden kaynaklanan yükümlülükler"

Günay, Türkiye'nin AKPM bütçesine yaptığı önemli katkıya da değinerek, şöyle devam etti:

"Türkiye, 1949 yılında İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Rusya'nın ardından altı kurucu üyeden biri olarak katıldı. Avrupa Konseyinin bütçesine en fazla katkı yapan 6'ncı devlet olarak 12 Mayıs 2015 tarihinde onaylandı ve 1 Ocak 2016 tarihinde de yürürlüğe girdi. Türkiye, yaklaşık 13 milyon avro olan yıllık katkı payını diğer 5 büyük donör devlet gibi 33 milyon avro düzeyine çıkarttı. Finansal sorun yaşayan AKPM, Türkiye'nin son iki yılda verdiği ekstra 40 milyon avro sayesinde nefes aldı. Ancak üst üste gelen anlaşmazlıklar AKPM ile Türkiye arasında gerginlik yarattı. İlk anlaşmazlık, Haziran 2017 toplantısında demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti konusunda Avrupa Konseyi üyeliğinden kaynaklanan yükümlülükler yerine getirilmediği gerekçesiyle Türkiye'yi 2004 öncesinde olduğu gibi tekrar siyasi denetime alma kararı oldu. Ekim 2017 toplantısında ise her yıl ekim ayında verilen Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü'nü FETÖ'den tutuklu yargılanan eski YARSAV Başkanına vermesi Türkiye tarafından kabul edilemez olarak beyan edildi."

Haberin Devamı

- "Avrupa çalkantılı bir süreçten geçiyor"

Avrupa'nın içinde bulunduğu çalkantılı duruma işaret eden Günay, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"Birçok akademisyen ve uzmana göre Avrupa, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en çalkantılı dönemini yaşıyor. Üstelik bu çalkantı yalnızca ekonomi alanıyla sınırlı değil. Avrupa aynı zamanda siyasi, toplumsal ve ahlaki açıdan da çalkantılı bir süreçten geçiyor. Önümüzde duran ilk sorun ekonomi. 2010'dan bu yana borç krizi Avrupa'da çok yavaş toparlanıyor. Avrupa'da kamu borçlarının gayri safi yurtiçi hasılaya oranına bakıldığında ülkelerin çoğunda hala yüksek bir oran bulunmakta. Bu nedenle kriz öncesi ekonomik refaha ulaşmanın biraz zaman alacağı açıkça ortada. Bu gerçeklik, kamu ve özel kaynakların farklı alanlar ve sorunlar için ayrılması gerektiğine inanan bazı topluluklarda ciddi bir endişe ve huzursuzluk kaynağı yaratıyor."