02.09.2016 - 10:10 | Son Güncellenme:
Gaziantepli iş adamı Nihat Öztüzün’ün iş makineleri üretim ve tamiri yapan fabrikasına kurduğu müzede, Çanakkale’yi anlatan fotoğraflar ve Çanakkale Savaşı’ndan kalan eserler sergilenerek, işçilere Çanakkale ruhu yaşatılıyor. Öztüzün, yemek arasında çalışanlarına müzeyi gezdirerek onlara dönemin zorluklarını anlatıyor. Babası Çanakkale gazisi olan Öztüzün fotoğraflara bakarak, babasının anılarını ve yaşadığı zorlukları anlatıyor.
“Babamın ruhunu yaşatıyorum”
"Babamın öyküsünü duyan bana sarılarak ağlıyor" diyen Nihat Öztüzün, “Babam çok acı çekti bu topraklar uğruna, yoksulluk içinde büyüdük. Tornacılıktan başlayıp fabrika sahibi oldum. Ben de bu fabrikada babamın anısını ve Çanakkale ruhunun yaşatılması için fabrikamın içine bir müze kurdum. Bu müzede babama ait hatıralar ve Çanakkale Savaşı dönemine ait fotoğraflar ve eserler var. Çalışanlarımla beraber her yemek arasında bu müzeyi gezerim. Toplantılarımı burada yaparım, çünkü insanların o dönemki zorlukları unutmasını istemem. Tarihini her zaman hatırlasın, geleceğe aktarsın” diye konuştu.
Gazinin yürek burkan öyküsü
Nihat Öztüzün’ün babası Mustafa Öztüzün’ün yürek burkan hikayesi tarihi kitaplarda şöyle anlatılıyor:
"Mustafa Öztüzün, 1892 yılında Halep’in sancağı olan Ayıntap’ta doğdu. 1912 yılında askere çağrılan Mustafa Öztüzün, 35 yıla yakın vatan hizmeti yaptı. Öztüzün Halep’e kadar yürüyerek gidip teslim oldu. Piyade sınıfına ayrılınca buradan Mersin’e yürüyerek gönderildi. Kıta çavuşu olarak büyük harbin başlamasıyla, yürüyerek Çanakkale’ye kadar gider. Çanakkale zaferinden sonra İsrail’e gönderilen Mustafa Öztüzün, burada İngilizlere esir düşer. Esaret döneminde aç ve susuz bırakılan Öztüzün, Mısır’a gönderilir. Mısırda serbest bırakılan Öztüzün, yürüyerek Antep’e gelir. Yaklaşık 9 sene gelemediği memleketine dönünce kız kardeşinin evinin önünde oturur, kız kardeşi onu görüp aç mısın diye sorunca, o da açım der. Kız kardeşi ona bir çorba verir, fakat abisi olduğunu bilmez, çünkü hem zayıflamış, hem de saçı sakalı birbirine karışmıştır. Eve gelen eniştesi Mustafa’yı tanır ve diğer 3 kardeşini de çağırarak hasret giderirler. Bu sırada Mustafa kendisine sağlanan yatakta yatamayıp taşların arasında yatar, çünkü 9 sene boyunca cephelerde yerlerde yatmıştır."