06.02.2018 - 22:13 | Son Güncellenme:
HAKKARİ (AA) - Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, "Türkiye'nin güvenliğine, bölge halkının güvenliğine, huzuruna istikrarına tehdit oluşturan her türlü terör örgütüyle mücadeleyi bir görev addediyoruz. Onun için Afrin operasyonunu yapıyoruz." dedi.
Valilikteki toplantının ardından Hakkari Belediyesine geçen Işık, Belediye Başkan Vekili Cüneyt Epcim'den yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi aldı.
Daha sonra esnafı ziyaret ederek vatandaşlarla sohbet eden Işık, AK Parti İl Başkanlığında teşkilat mensuplarıyla bir araya geldi.
Işık, burada yaptığı konuşmada, AK Parti'nin sıradan bir parti, yürüttükleri davanın da sıradan bir dava olmadığını vurgulayarak, bin yıldır devam eden bu davanın bugünkü temsilcisi olduklarını söyledi.
"Bu millet büyük bir millet. Bizim millet tanımımız sadece dar kalıplara sokulabilen bir tanım değildir. Sadece bölge temelli, dil temelli bir millet tanımımız yok. Bizim tanımımız bunların hepsini kapsayan önemli bir tanım." diyen Işık, bin yıldır bu topraklarda bir millet olarak kardeşçe yaşadıklarını, kıyamete kadar da birlik beraberlik içinde yaşamaya devam edeceklerini belirtti.
- "İman dolu göğüsler, tankı, topu durdurdu"
Bin yıldır bu topraklarda birlikte yaşadıklarını, kardeşliğin çok güçlü şekilde devam ettiğini aktaran Işık, "Büyük milletlerin özellikle karakterleri zor günlerde ortaya çıkar. İstiklal Harbi'nde bu ortaya çıkmıştı, Çanakkale'de ortaya çıkmıştı. Bugün de bizi bir arada tutan en önemli değerler bu değerler. Buna sahip olduğumuz sürece hiçbir şeyden korkmayız. Bunlardan uzaklaşırsak başka felaketin başımıza gelmesine gerek yok." ifadesini kullandı.
İstiklal Harbi'nde milletin bütün Türkiye sathında Kuvayımilliyeler oluşturarak mücadele verdiğini, Kıbrıs Barış Harekatı'nda bir gecede herkesin kenetlendiğini anımsatan Işık, en son 15 Temmuz gecesi ne kadar büyük bir millet olduklarını bütün dünyanın bir kez daha gördüğünü ifade etti.
Bayrağını alanların meydanlara, tankın, topun önüne koştuğunu, hain darbe girişimine teşebbüs eden asker kılığındaki hainlerin, şerefsizlerin millete doğrulttukları silahların dahi işe yaramadığını anlatan Işık, iman dolu göğüslerin namluyu, tankı, topu durdurduğunu, milletin birliğine, beraberliğine sahip çıktığını herkesin gördüğünü kaydetti.
Işık, 35 yıldır terörle mücadele ettiklerini, zaman zaman yanlışlıkların da yaşandığını belirterek, şöyle devam etti:
"Şu anda bir taraftan Hakkari'de yaşayan her bir insanımız huzur içinde yaşasın, gecenin bir vaktinde birinin kapısı çalınıp kimse rahatsız edilmesin, esnaf kepenk kapatma baskısıyla karşı karşıya kalmasın, insanlar özgürce, huzur içinde şehirlerinde, kasabalarında, köylerinde, mahallelerinde yaşasın diye şu anda yoğun bir mücadele veriyoruz. Hiçbir devlet dağında elinde silahlı bir teröristin gezmesine müsaade etmez, edemez. Bu bir devlet olmanın bariz vasfıdır. Devletin bir tek meşru silahlı gücü vardır. Bunun dışında kim silah taşımaya kalkar, o silahı vatandaşına, halkına, askerine, polisine, korucusuna tutarsa onu etkisiz hale getirmek devletin görevidir ama bunu yaparken de en çok dikkat ettiğimiz şey, terörle ne kadar yoğun mücadele edersek, halkımıza devletin şefkat yüzünü o kadar göstermek, hizmetlerimizi o kadar arttırmak. Devletin yapması gerekenleri hızlı ve kaliteli şekilde yapmak. Aynı anda hem terörle mücadele ediyoruz, halka hizmet için de elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz."
- "Kaynaklar terör örgütüne değil hizmete aktarılıyor"
Işık, Hakkari'ye ilk kez 2009'da geldiğini, sonrasında da birçok kez kenti ziyaret ettiğini, burada yaşayan insanların kayyumla Hakkari'nin çehresinin nasıl değiştiğini, eski halinin nasıl olduğunu daha iyi bildiğini söyledi.
Karanlık caddelerin ışıl ışıl olduğunu, esnafın kendilerine "Allah razı olsun" diyerek dua ettiğini dile getiren Işık, şunları kaydetti:
"Gelen kaynak aynı. Ankara'dan ilave çok büyük paralar gelmiyor. Kaynaklar halka hizmet edin, vatandaşın alt, üst yapısını yapın, suyunu götürün diye gönderiliyor ama adamların derdi vatandaşa hizmet değilki. Vatandaşa hizmet diye gönderilen kaynaklar terör örgütüne, dağa gönderilirse vatandaşa hizmet için para kalır mı? Şimdi vatandaşa hizmet için gönderilen paralar vatandaşa hizmet için kullanılıyor. Bu kadar kısa sürede bu kadar büyük değişim oldu. Demek ki belediyeler kendilerine gönderilen kaynakları halkın hizmetine kullansa Hakkari şu anda olduğunun 15 katı olurdu. Bölgede terör olmasaydı, bu hainler milletin birliğine beraberliğine kastetmeselerdi, bizim değerlerimizi aşındırmak için özel gayret göstermemiş olsalardı Hakkari sadece yaylalarındaki küçükbaş hayvanlar sayesinde, hayvancılık sayesinde Türkiye'de refah seviyesi en yüksek illerden olurdu. Bazı HDP'lilerin söylediklerinin ne kadar yanlış olduğunu sizler artık yaşayarak da görüyorsunuz."
Işık, Hakkari'de Allah vergisi madenlerin bulunduğunu, Türkiye'de madencilerin de çok olduğunu dile getirdi.
Önceden "Hakkari'de yatırım yapın" dediklerinde ''Bizim iş makinelerimizi yakarlar, operatörleri öldürürler, orada çalışamayız." cevabı aldıklarını anlatan Işık, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu memlekete en büyük kötülüğü kim yapıyor? İş makinesini yakan yapıyor. Bir madende binlerce insan çalışır. Terör olmasa yaylalara hayvancılık için insanlar rahatlıkla gidip gelse bu binlerce insana iş değil mi? Her geçen gün bu konuda mesafe alıyoruz. Bundan sonra daha fazla yatırım gelecek. Türkiye et ithal ederken, bizim burada yaylalarımızın açık olması, küçük, büyükbaş hayvancılığın gelişmesi Türkiye ve Hakkari ekonomisine büyük bir destek. Bunun için teröristlerle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Burada terörle mücadelede en küçük bir taviz vermeyeceğiz."
- "Afrin'deki Kürtlerin başının en büyük belası PYD"
Sadece içeride PKK terörüyle mücadele etmediklerini, aynı zamanda Afrin'deki Kürtlerin de başının en büyük belası olan PYD ile mücadele ettiklerini vurgulayan Işık, "Türkiye'nin güvenliğine, bölge halkının güvenliğine, huzuruna istikrarına tehdit oluşturan her türlü terör örgütüyle mücadeleyi bir görev addediyoruz. Onun için Afrin operasyonunu yapıyoruz." diye konuştu.
Afrin'de Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin huzur içinde yaşadığını ancak terör örgütünün büyük bir baskı kurduğunu ve kendisi gibi düşünmeyenleri bertaraf ettiğini anlatan Işık, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Kendisi gibi düşünmeyen herkesi, özellikle dini değerlere sahip olanları tamamen yıldırıyorlar. Ya göçe zorluyorlar, ya infaz ediyorlar ya da zulümle canlarından bezdiriyorlar. Bunlara operasyon yapıldı mı 'vay efendim operasyon Kürtlere karşı yapılıyor.' Hayır. Bütün Kürtler bizim kardeşimizdir. Onların güvenliği bizim güvenliğimizdir. Bölgede güvenlik, istikrar olmasa herkes zarar görür. Bölgede güvenliğin, istikrarın olmaması Amerika'nın çok önemsemediği bir şey olabilir. Binlerce kilometre ötede. Bazı ülkelerin önemsediği bir şey olmayabilir ama biz önemsemek zorundayız. Orada yaşayanlar bizim kardeşimiz. Kan, millet, akrabalık bağımız var. Onların güvenliğinde, huzurunda problem olursa bu bize yansır. onun için bu Afrin'deki operasyon kesinlikle terör örgütüne karşıdır. Onlar temizlendikten sonra orada yine inşallah Kürtler, Türkmenler, Araplar barış içinde yaşayacak ve Türk Silahlı Kuvvetleri işi bittiğinde oradan çekilecek. Bizim için Afrin Afrinlilerindir. Afrin'i yönetecek Afrinlilerdir. Bizim derdimiz terör örgütüyledir. Bu operasyonu yapıp bitirdikten sonra, orada huzur ve sükunet sağlandıktan sonra oradan Türkiye'ye yönelik tehdit ortadan kalktıktan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri kendi görevine dönecek ve orada huzur ve sükun sağlanacak."
Başbakan Yardımcısı Işık, konuşmasının ardından partililerle basına kapalı görüşme yaptı.