Siyaset ‘Batı, şu an DEAŞ’ın yanında’

‘Batı, şu an DEAŞ’ın yanında’

18.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Pakistan parlamentosunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batı, şu anda DEAŞ’ın yanındadır. Bunların elinde yakaladığımız silahların Batı menşeili olduğunu tespit ettik, gördük” dedi. Erdoğan, İslam dünyasını bütünleşerek yarınlara yürümeye çağırdı

‘Batı, şu an  DEAŞ’ın yanında’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı dünyasını DEAŞ nedeniyle sert bir şekilde eleştirerek İslam dünyasına birlik çağrısı yaptı. “Batı, şu anda DEAŞ’ın yanındadır” diyen Erdoğan, “Müslümanları yaşadıkları bu zelil durumdan kurtarmak için İslam toplumlarının arasında kol gezen mezhepçilikten, etnik ayrımcılığa kadar tüm istismar vesilelerini ortadan kaldırmalıyız. Bizi parçalıyorlar, parçaladılar. Onun için de İslam çatısı altında bütünleşerek yarınlara yürümeye mecburuz. Kardeşlerimize de İslam dünyasının önünü birlikte açmayı teklif ediyoruz” diye konuştu.
Erdoğan, Pakistan parlamentosunda gerçekleştirilen Ulusal Meclis ve Senato ortak oturumunda Besmele çekerek başladığı konuşmasında özetle şu mesajları verdi:

15 TEMMUZ TEŞEKKÜRÜ: Türkiye’deki 15 Temmuz terörist darbe girişiminin ardından Pakistan’ın devlet yönetimiyle, Meclisiyle, halkıyla bizim yanımızda yer alan ilk ülke olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Pakistan FETÖ’nün faili olduğu 15 Temmuz darbe girişimi karşısındaki duruşuyla ikinci Kurtuluş Savaşı’nda da Türk milletinin yanında yer aldığını göstermiştir. Allah sizden razı olsun. Desteğiniz için burada tekrar teşekkür ediyorum.

DÜNYAYA İÇİN TEHDİT UYARISI: FETÖ, sadece Türkiye için değil faaliyet gösterdiği tüm ülkeler için tehdit teşkil eden eli kanlı bir terör örgütüdür. Mısır’da bir gazeteye verdiği beyanatta şöyle diyor: Kainatın İmamı ve 170 ülkede faaliyet gösteren bir kişi. Nerede? Pensilvanya’da. Ne yapıyor? Pensilvanya’dan dünyayı yönetiyor, 170 ülke... Bu terör örgütünün kardeş Pakistan’a zarar vermeden en kısa sürede bertaraf edileceğine yürekten inanıyorum.

SİLAHLARI BATI MENŞEİLİ: Terör örgütleri karşısındaki işbirliği ve dayanışmamızı yaygınlaştırarak devam ettirmemiz gerektiğine inanıyorum. El Kaide ve onun bir parçası olarak ortaya çıkan DEAŞ gibi terör örgütleri sadece ve sadece M zarar veren, İslam’a karşı yürütülen savaşın aracı olan yapılardır. Şu anda Türkiye olarak bizler DEAŞ’e karşı çok ciddi bir mücadele veriyoruz. Çünkü bu örgütün İslam ile yakından, uzaktan alakası yoktur. İslam’a bunların verdiği zararı kimse vermiyor. Peki yanlarında kimler var? Batı, şu anda DEAŞ’ın yanındadır. Bunların elinde yakaladığımız silahların Batı menşeili olduğunu tespit ettik, gördük, görüyoruz. Bütün bunlar İslam dünyasına karşı yapılıyor. Bölünen neresi Suriye, Irak, Libya, Afganistan. Hep bu ülkeler. Ondan sonra da Afganistan ise Pakistan vuruşturuluyor. Pakistan terörle mücadele ediyor mu, ediyor. Terörden kendisini kurtarabildi mi, kurtaramadı. Türkiye kurtarabildi mi, kurtaramadı. Biz de bu mücadeleyi sürdürüyoruz.

EL ELE VERMELİYİZ: Müslüman kanı dökmekten başka hiçbir maharetleri olmayan bu katil sürülerini en kısa zamanda İslam aleminden ve tüm dünyadan söküp atmalıyız. Aksi taktirde ne Türkiye ne Pakistan ne İslam dünyası ne de insanlık huzura kavuşacaktır. Şayet biz bu aziz dinin müntesipleri olarak el ele verip sorunlarımızın üstesinden gelemezsek Müslümanları içine düştükleri zillet çukurundan da çıkaramayız. İslam toplumlarının arasında kol gezen mezhepçilikten, etnik ayrımcılğa kadar tüm istismar vesilelerini ortadan kaldırmalıyız. Birleşmeye mecburuz. Bizi parçalıyorlar, parçaladılar. Onun için de İslam çatısı altında bütünleşerek yarınlara yürümeye mecburuz.

HER TÜRLÜ RİSKİ ALIYORUM: İslam dünyasını tefrikanın, bozgunculuğun, fitnenin, nefretin, cehaletin hakim olduğu bir coğrafya haline dönüştürmek isteyenlere karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. Türkiye ve Pakistan hem bölgelerindeki konumları hem de sahip oldukları kadim medeniyet miraslarıyla bu konuda öncülük edebilecek, dünyayı harekete geçirebilecek potansiyele sahip iki ülkedir. Biz bu konuda her türlü riski alıyor, hiçbir mücadeleden kaçmıyoruz, kaçmayacağız. Dünyada tek bir Müslümanın dahi kanının haksız yere dökülmesini önleyene kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Siz Pakistanlı kardeşlerimize de İslam dünyasının önünü birlikte açmayı teklif ediyoruz.

‘İkinci evinize hoş geldiniz

‘Batı, şu an  DEAŞ’ın yanında’


Pakistan Başbakanı Navaz Şerif ise, “İkinci eviniz Pakistan’a hoş geldiniz, şeref verdiniz” dedi. Pakistan ve Türkiye arasında ilişkilerin köklü bir geçmişe sahip olduğunu hatırlatan Şerif, “Pakistan ve Türkiye olarak beraber seviniyoruz, beraber üzülüyoruz. Pakistan halkı 15 Temmuz gecesi yaşanan hain darbe girişiminden büyük bir üzüntü duymuştur. Türk halkının son derece takdire yaşan şekilde darbe girişiminin karşısında durması gerçekten bizi etkilemiştir. Sayın Erdoğan’ın da bu sürece liderlik yapmış olması belirleyici olmuştur. Türk halkının gösterdiği mücadele ve sağlam iradeyi ortaya koyduğu bu süreç diğer ülkeler tarafından örnek alınmalıdır. Biz eminiz ki Türkiye Cumhuriyeti, Sayın Erdoğan’ın karizmatik ve vizyoner liderliği altında ilerlemeye ve müreffeh bir noktaya doğru adım atmaya devam edecektir.”

Alkış yerine masaya vurdular

Erdoğan’ın Pakistan parlamentosunda yaptığı konuşması sırasında vekillerin sık sık masalara vurması ilginç anların yaşanmasına neden oldu. Pakistan’da takdiri ifade etmek için alkışlamak yerine genellikle sıralara vuruluyor.
METİN AKTAŞ-AA

Pakistanlı köşe yazarlarına tepki

Erdoğan, dün Pakistan Başbakanı Navaz Şerif tarafından Başbakanlık binasında resmi törenle karşılandı. Erdoğan ve Başbakan Şerif ile görüşmede ikili ekonomik ilişkiler, başta terörle mücadele olmak üzere bölgesel meseleleri ele aldı. Erdoğan, Pakistan yönetimine FETÖ ile mücadele konusunda gösterdikleri dayanışmadan dolayı teşekkür ederek, “Gördüğümüz kadarıyla bu örgüt (FETÖ) artık Pakistan’da da barınamayacaktır. Bu tutumun tüm dost ve kardeş ülkelere örnek olmasını temenni ediyorum” dedi.

Türkiye’deki FETÖ kalıntılarıyla kararlı bir mücadele içinde olduklarını belirten Erdoğan, “Bugünkü Pakistan gazetelerinde bazı köşe yazarlarının ‘masum’ ifadeleri pek de kabullenecek ifadeler değildir. Çünkü onlar bu süreci bizimle yaşamadılar. Pakistan Milli Eğitim Bakanlığı ile bizim Maarif Vakfı’nın müşterek çalışmalarıyla buradaki tüm öğrenciler en ideal şekilde ele alınarak yine yetiştirileceklerdir. Bu şer şebekesinin, katiler sürüsünün adalet önünde hesap vermeleri ve hak ettikleri cezaya çarptırılmaları konusunda gerekenleri yapıyoruz. Pakistan da güvenliğine ve kamu düzenine karşı tehdit oluşturan bu terör örgütünün bertaraf edilmesi konusunda en başından itibaren işbirliği göstermiş, gereken önlemleri almıştır. Şimdi ise örgütle bağlantıyı şahısların 20 Kasım’a kadar ülkeyi terk etmelerini istemiştir. Gördüğümüz kadarıyla bu örgüt artık Pakistan’da da barınamayacaktır” dedi.

Yazarlar