‘Yürüyüşle olmaz ev ev gezeceksiniz’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’ın anayasa değişikliği teklifinin rejim değişikliği olmadığına yönelik değerlendirmesine, “Güçlü demokratik parlamenter sistemden güçlü tek adam rejimine geçiyoruz. Bir kişiye yetkinin verildiği ülkelerde hep kan ve gözyaşı olmuştur. Hitler, Pinochet, Mussolini... Elin oğlu temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçiyor, biz demokratik parlamenter sistemden, tek adam rejimine geçiyoruz” sözleriyle yanıt verdi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Ankara’ya çağırdığı CHP il ve ilçe başkanlarına, Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ndeki etkinlikte şöyle seslendi:

- AKILLA KONTROL: Önümüzde bir referandum var, bir siyasi partinin seçimi değildir. Heyecanınızı anlıyorum ama heyecanımızı akılla kontrol edeceğiz. Demokrasi oylanacak. Sadece CHP’lilerin değil bütün siyasi partilerin sorumluluğu var. Nerede ne konuştuğumuzu, nasıl konuştuğumuzu çok iyi bileceğiz.

- SİGORTASIZ DEVLET OLMAZ: Sen ‘evet’ diyorsun ben ‘hayır’ diyorum diye bir kavga asla olmamalı. Her insanın görüşüne değer vermeliyiz. Düşünerek vatandaşlarımızın sandığa gitmesini isteyeceğiz. Ev ziyaretleri yapacaksınız, kahvelere, köylere gideceksiniz. Soracağınız ilk soru şu olmalı: Cumhurbaşkanı, taraflı mı, tarafsız mı olmalı? Cumhurbaşkanının tarafsızlığı devletin sigortasının garantisidir. Evinizde elektrikler söndüğünde önce sigortaya bakarsınız, sigortasız bir devlet olmaz. .

- ÇİFTBAŞLILIK OLACAK: Beni illerde il başkanlarım temsil eder. Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olduğunda, cumhurbaşkanını kim temsil edecek? Vali mi, il başkanı mı? İllerde başlılık çıkacak. Bir siyasi partinin genel başkanı, hakim tayin ettikten sonra bu düzen dikiş tutmaz. Hakimin tarafsızlığına gölge düşmüş olur. Kavga etmeden inatlaşmadan, sakin, ‘Vicdanın buna elveriyor mu’ diyeceksiniz.

- İKNA EDİCİ DİL: Dünyada hangi devlette böyle bir uygulama var? Tek kişi hükümran olamaz arkadaşlar, demokrasilerde denge, insan sevgisi, düşünce özgürlüğü vardır. Bir gecekondusu var vatandaşın kamulaştırıldı. Düşük bedelle kamulaştırılırsa mahkemeye gidecek. Biri hakime, ‘Bir kuruş fazla verme, verirsen sürerim’ diyecek. Bu ayrıntıları güzel, ikna edici bir dille vatandaşlarımıza anlatacaksınız. Yürüyüşlerden bir şey çıkmaz, ev ev gezeceksiniz.

- BÜTÜN MESELE ANLATMAKTA: Niye feshediyoruz Meclis’i? Cumhuriyetin kuruluşundaki mantığın gerisine düşüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bir maceraya teslim edilemez. Bu olay CHP, MHP, AKP, HDP, Saadet Partisi, Vatan Partisi olayı değildir, bu olay Türkiye meselesidir. Her vatandaşımın kendisini değil çocuklarını düşünerek sandığa gitmesi lazım. ‘Milli Savunma Bakanlığı’nı kapattım, adını Savaş Bakanlığı yaptım’ diyebilecek. Bu yetkiler cumhuriyetin kuruluşundan beri TBMM’nin elindedir. Emin olun, bunları iyi anlattığınız zaman ikna edemeyeceğiniz kimse yoktur. Bütün mesele anlatmakta, samimi konuşmakta, doğrudan ilişki kurmakta.

- GÜÇLÜ TEK ADAM REJİMİ: ‘Bu bir rejim değişikliği değil’ diyorlar. İran, Suriye, Libya, Mısır da cumhuriyet. Onların cumhuriyeti bizim cumhuriyete benzemiyor. Güçlü demokratik parlamenter sistemden güçlü tek adam rejimine geçiyoruz. Halkın seçtiği 550 kişinin ortak iradesini sıfırlıyoruz, bir tek kişiye bütün yetkileri veriyoruz, bu tek adam rejimine geçmektir. Bir kişiye yetkinin verildiği ülkelerde hep kan ve gözyaşı olmuştur. Hitler, Pinochet, Mussolini... Biz, tarihin o arka odasına gidiyoruz. Elin oğlu temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçiyor, biz demokratik parlamenter sistemden, tek adam rejimine geçiyoruz. Aklını peynir ekmekle yemek gibi birşey. Kuzey Kore modeli olacak. Devletler macera olsun diye yönetilmez.

‘Önce demokrasiyi kurtaralım’

Demokrasiyi hep birlikte savunacağız. Çocuklarımıza bırakacağımız en önemli miras, ‘Senin geleceğin için hayır oyu kullandım’ demek olacaktır. Ben 12 Eylül darbe anayasasına hayır oyu kullanmıştım, övünçle söylüyorum. Bu işin sağı solu yok. Ülkemizi seviyoruz, bir parti propagandası asla olmayacak. Bu bir memleket meselesi, gezerken, konuşurken bilgiye dayalı konuşacağız, ezbere değil. İnanarak, sevgiyle konuşacağız, kimseyi ötekileştirmeden. Önce şu demokrasiyi kurtaralım, önce bir demokrasi getirelim şu ülkeye.

Vicdan muhasebesi

İki soruyu daha sormanızı istiyorum. 15 yıldır iktidardalar, parlamento çoğunluğu bunlarda. İsteyip de çıkaramadıkları bir kanun var mı? Bütün bakanlar aynı partiden, istediği zaman kararname çıkarıyorlar. Neden tek adam rejimi? Soruyu soracaksınız ve cevabını bekleyeceksiniz; vatandaşımızın bir vicdan muhasebesi yapması lazım.

Sanatçılarla fikir alışverişi

Referandum hazırlıklarını hızlandıran CHP kurmaylarının geçtiğimiz pazartesi günü bir grup sanatçıyla İstanbul’da bir araya gelerek, “hayır” kampanyasına yönelik fikir alışverişinde bulunduğu öğrenildi. CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin koordinasyonunda gerçekleşen toplantıya 50’ye yakın sanatçı katıldı. Toplantıya İlgezdi’nin yanı sıra genel başkan yardımcıları Zeynep Altıok, Veli Ağbaba ve Bülent Tezcan ile PM üyesi Sera Kadıgil de katıldı. Referandumda “hayır” oyu çıkması gerektiğini vurgulayan sanatçıların, teklifin kabul edilmesi durumunda sanatçıların özgürlük alanlarının yok edileceği tespitini yaptıkları, böylesi bir yetkilerin hiç kimseye verilmemesi gerektiğini savunduklarının altı çizildi.
Öte yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cuma günü İstanbul’da bir grup ilahiyat fakültesi kökenli akademisyen ve kanaat önderiyle akşam yemeğinde biraraya geldiği öğrenildi. Milliyet’in aldığı bilgilere göre, yemekte referanduma ilişkin fikir alışverişinde bulunuldu.

Katılımcıların, Kılıçdaroğlu’nun birkaç aylık performansını “olumlu” ve “kucaklayıcı” bulduklarını ifade ettikleri, referandumda “hayır” çıkması gerektiğini savundukları öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun bir süredir “tek adam rejimi” olarak tanımladığı anayasa değişikliği teklifinin İslam dinine göre de uygun olmadığına yönelik çıkışının da toplantıda ele alındığı ifade edildi.

‘Tahriklere kapılmayın’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün partisinin il ve ilçe başkanlarının katılımıyla Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleşen 5 saatlik toplantıya evsahipliği yaptı.

Endişem provokasyon

Kılıçdaroğlu’nun nisan ayında “vatan meselesi” olarak tanımladığı bir referandum gerçekleşeceğini belirterek, “Bir parti toplantısında konuşur gibi konuşmayın. ‘Kahrolsun faşizm’, ‘Kahrolsun emperyalizm’ gibi toplumun bir bölümüne hitap edecek söylemleri kullanmayın. Herkesi kucaklayan bir dil kullanın” dediği belirtildi. Gençlik Kolları’na ilk kez oy kullanacak seçmenlere yönelik özel bir çalışma yapmaları, Kadın Kolları’na da tüm kadınlara değişikliği anlatmaları talimatı veren Kılıçdaroğlu’nun gençlere özellikle mizahi bir dil kullanmaları önerisinde bulunduğu belirtildi. Kılıçdaroğlu’nun “Tek bir endişem var, o da provokasyonların yaşanacak olması. Tahriklerine kapılmayın, tuzaklarına düşmeyeceğiz” talimatını verdiği öğrenildi.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin doğrudan hedef alınmasından özellikle kaçınılmasını istediği, teklifin Erdoğan sonrasını da düzenlediğinin topluma iyi anlatılmasını istediği öğrenildi. (MERİÇ TAFOLAR Ankara)