Siyaset Atatürk kimsenin tekelinde değildir

Atatürk kimsenin tekelinde değildir

15.11.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Atatürk’ün toplumun ortak değeri olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, “Ellerinde sanki Atatürkçülük dedektörü varmış gibi gezinen siyaset hafiyeleri, milleti fişlemeye, sosyolojik çatlak oluşturmaya gayret ediyor” dedi...

Atatürk kimsenin tekelinde değildir

Başbakan Binali Yıldırım dün partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Ak Parti’nin kurulduğu günden beri Anıtkabir’e gittiğini hatırlatan Yıldırım özetle şu mesajları verdi:
DÜNYANIN HER YERİNDEYİZ: Irak ve İran’da meydana gelen depreme ulaşan ilk ekipler bizim ekiplerimiz oldu. İlk etapta 3 bin çadır ve ısıtıcı ile 10 bin battaniye depremzedelere dağıtılmıştır. Irak ile ortak çalışılarak 50 tır yardım malzemesi ulaştırılmış, hala bölgede çalışmalar devam etmektedir. Sadece Irak veya İran değil, bir afet ve felaket varsa dünyanın neresi olursa olsun oradayız. Dost ve kardeş, Irak ve İran halkının acılarını paylaşıyoruz.
KIRK DEREDEN SU: ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile 9 Kasım’da bir toplantı gerçekleştirdik. Türkiye’nin hassas olduğu bütün konular masaya konuldu. FETÖ elebaşının tutuklanarak ülkemize iadesi, faaliyetlerinin kısıtlanması ve sonlandırılması talebimizi tekrar ettik. 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlularının adalet önünde yargılanması konusunun, Türkiye için hayati öneme sahip olduğunun bir kez daha altını çizerek ifade ettik. Ümit ediyorum ki somut adım atılmasını beklediğimizi kararlılıkla tekrar kendisine anlattık. Bize ‘kanıt, delil’ diyenlerin, 11 Eylül hadisesinden sonra meydana çıkıp, ‘Amerika saldırı altındadır. Bu işi yapan da El Kaide’dir. Onun başı da Usame Bin Ladin’dir. Afganistan’a giriyoruz. Amerika’nın arkasında olan bizimle gelsin’ dediniz. Biz de delil sormadık, kanıt sormadık ve oraya da asker gönderdik. Şimdi 15 Temmuz’un faili olduğunu sağır sultanın bile bildiği Feto’nun geriye verilmesi konusun kırk dereden su getirmenin ne alemi var? Ne delili soruyorsunuz? 250 şehidimiz, 2 bin 194 gazimiz var, daha ne delil soruyorsunuz? Bunların, Türk-Amerikan dostluğuna, müttefikliğine yakışmadığını altını kalın çizgilerle çizerek ifade ettik.
BRE AHMAKLAR: Şaşkınlıkla takip ettik ki birileri bütün Türkiye’nin ortak değeri olan Atatürk’ü hâlâ tekellerinde görmeye devam ediyor. Ne yazık ki bazı medya çevreleri de Atatürk tekelleşmesine çanak tutarak, toplumda bir ayrışmayı körüklemeye çalışıyor. Bazı basın yayın organlarına bakarsanız akıl almaz ifadeler var: ‘Ak Parti Anıtkabir’de. Ak Partililer Anıtkabir’de...’ Bre ahmaklar, Ak Parti, kurulduğu günden beri Anıtkabir’e gidiyor, 10 Kasım törenlerine de katılıyor. Kaldı ki Ak Parti’nin kurumsal anlamda veya Ak Parti mensuplarımızın, hiç kimseye Atatürkçülüğünü kanıtlama gibi bir ihtiyacı yok. Ellerinde sanki Atatürkçülük dedektörü varmış gibi ortalıkta gezinen siyaset hafiyeleri, milleti fişlemeye, sosyolojik bir çatlak oluşturmaya gayret ediyorlar. Çok şükür ki bu sefer de çakıldılar. Atatürk, hiçbir siyasi kurum ya da kuruluşun tekelinde değildir. Atatürkçülük, lafla olmaz, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine çıkarma idealine hizmetle olur. Laf üstene laf koymak değil taş üstüne taş koymaktır. Türkiye için eser üretmektir. Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkenin ortak değeridir. Toplumu bu konu üzerinden ayrıştırmak Atatürkçülük değildir, vatanseverlik hiç değildir. Biz bu oyunu daha önce de gördük şimdi de aynı şeyler tekrarlanıyor. Türkiye, kökleri saksıda yeşermiş cılız bir ülke değildir, koca bir çınardır. Bu çınarın dallarından biri Fatih Sultan Mehmet ise diğer biri de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Fatih Sultan Mehmet ne kadar bizimse Gazi Mustafa Kemal Atatürk de o kadar bizimdir.

‘LAİKLİĞİN TEMİNATIYIZ’

AK Parti laikliğin de en sağlam teminatıdır. Laiklik, din ve devlet işyerini düzenleyen önemli bir alandır. Biri olmadan diğerinin sağlıklı ilerlemesi de söz konusu değildir. Gelin görün ki Elmalılı Hamdi Yazır’a Kuran’ı Kerim tefsiri yazdıran, Yaşar Hafız beye şehitlerimiz için mevlit okutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü dindar insanlardan ve toplumun mütedeyyin kısımlarından soyutlamak isteyenlerin çabaları da nafiledir.

‘Çatışma alanı olmamalı’
“Kuzey Irak’ta Türkiye’nin uyarılarının ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin oldu-bitti macerası hüsranla sonuçlandı. Körfez ülkelerinde gerçekleşen siyasi dalgalanmalar ve Suudi Arabistan özelindeki gelişmeler dikkat çekicidir. Lübnan’da Başbakan Hariri’nin istifa muammasıyla başlayan gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Gelişmelerin yeni bir krize yol açmamasını, bir çatışma alanı olmamasını ümit ediyoruz.”

Haberin Devamı