Dünya Avrupa Türkiye’ye fırsat penceresi açtı

Avrupa Türkiye’ye fırsat penceresi açtı

21.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kulislerde Avrupa Konseyi’nin, Türkiye ile ilgili raporu görüşmeyi daha ileri bir tarihe ertelediği konuşuluyor. Bunun da, Avrupa Birliği’nin özellikle Türkiye ile diyaloğun kopmasını istememesinden kaynaklandığı belirtiliyor...

Avrupa Türkiye’ye fırsat penceresi açtı

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) Türkiye raporu, Fransa’nın Strasbourg kentinde düzenlenecek olan genel kurul oturumunun gündeminde yer alıyor. Söz konusu raporun, Ocak 2017 tarihinde düzenlenen kış oturumunun “aciller” gündemine alınması söz konusuydu. Ancak, Türkiye tarafından yapılan girişimler ve AKPM üyelerine verilen teminatlar sayesinde Türkiye, raporun ilkbahar oturumuna ertelenmesini sağlamıştı. AKPM’nin Türkiye raporunu kaleme alan Muhafazakarlar Grubu üyesi Norveçli Ingebjorg Godsksen ile Sosyalist grup üyesi Estonyalı Marianne Mikko, insan hakları, ifade özgürlüğü ve fırsat eşitliği alanında yaşanan olumsuz gelişmelerden dolayı Türkiye’nin yeniden siyasi izlemeye alınmasını öneriyor.
Zorlu süreç
Avrupa Konseyi, 2004’ten bu yana Türkiye’nin siyasi izleme sürecini
noktalamıştı. Böylece Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerini yeterince yerine getirdiğini tespit ederek, AB devlet ve hükümet başkanlarına Türkiye ile müzakerelerin resmen başlatılmasını önermişti.
Bu çerçevede değerlendirecek olursak, ülkemizin yeniden izlemeye alınması demek, Turkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmediği anlamını taşıyor. Buna göre, AKPM’nin Avrupa Komisyonu’na tebliğ edeceği bu kararın ardından, Avrupa Komisyonu’nun da Ankara ile Ekim 2004’de belirlediği müzakere çerçeve belgesinin 5. maddesi gereği Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterleri yerine getirmediği gerekçesiyle müzakereleri hukuken ve resmen durdurma kararını önermesi gerekiyor. Söz konusu önerinin de, nitelikli oy çoğunluğuyla kabul edilmesi gerekli. Avrupa Komisyonu, müzakerelerin durdurulmasını önermekle yetinmeyecek. Aynı şekilde, müzakerelerin hangi koşullarda ve Türkiye’nin yerine getirecegi hangi şartlarla yeniden başlayabileceğini tespit etmesi gerekiyor. Bu karar, oybirliğiyle alınabilecek.
Lehte çıkabilir
Avrupa Birliği (AB), Türkiye ile
diyaloğu kopartmak niyetinde degil. Bununla birlikte, AKPM, kararının 16 Nisan referandumun neticesinden dolayı alındığı izlenimi yaratmak da istemiyor. Ayrıca, siyasi mülahazaralarla alınmış bir karar olduğu yönündü algı yaratmak niyetinde de değil.
AKPM’nin Türkiye’yi izlemeye alma kararının ardından Ankara’nın, AB’nin belli başlı ülkelerine karşı mülteci kartını oynaması veya Almanya ile Fransa’daki seçim sonuçlarını etkileyebilecek yönde hamleler yapmasını da istemiyor.
Öte yandan, Türkiye’deki siyasi
atmosferle insan hakları, ifade ve
basın özgürlüğü konusunda yasanan olumsuz gelişmelere de sessiz kalmak istemeyen Avrupa, önümüzdeki hafta yapılacak Türkiye raporu oylamasını bir yol haritasina endeksleyerek erteleme formulu uzerine duruyor.
AKPM’ye yakın kaynaklardan
edinilen bilgiye gore, yeni anayasanın ne şekilde uygulanacağı, olağanüstü halin Temmuz sonunda uzatılıp uzatılmayacağı ve basın özgürlüğü konusunda atılacak adımlara endeksli olarak, raporun Eylül oturumuna ertelenmesi yönünde müzakereler sürüyor. Aynı kaynaklar, Türkiye’nin bu alanlarda vereceği teminat ve atacağı samimi adımlarla, raporun hem ertelenebileceğini hem de Eylül’de Türkiye’nin lehine çıkabileceğini de belirtiyor.
Reformlar izlenecek
Avrupa Birliği yetkilileri de Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri tehlikeye atacak adımlardan kaçınılmasının önemine vurgu yapıyor. Aynı kaynaklar, 2017’de Avrupa Komisyonu’nun 1998’den bu yana yayımladığı aday ülkelerle ilgili ilerleme raporlarına ara vereceklerini hatırlatarak, 2018’de yayımlanacak ilerleme raporuna kadar Türkiye’nin temel hak ve özgürlükler alanında reform yapması için önemli bir fırsat bulunduğunu hatırlatıyor.
Gözlemciler, Ankara’nın kulislerde vereceği mesaj ve taahhütlerin, raporun ertelenme süreci için önem arz
ettiğini dile getiriyor. Türkiye’nin
siyasi izlemeye alınmasının Ankara’ya zarar vereceğine ve Avrupa ülkeleri ile Türkiye arasında istenmeyen büyük gerginliklere neden olabilecegine de dikkat çekiyorlar.