Bihter Ayyıldız

Bihter Ayyıldız

tbkrxm@yahoo.fr

Tüm Yazıları

Dünyanın en ünlü trend kahinlerinden biri olarak gösterilen Lidewij Edelkoort İstanbul’a geldiğinde kendisiyle röportaj yapmıştım. Moda sektörünün sonunun geldiğini söylemişti. Bunu duyduğumda, durumun bu kadar kısa sürede bu kadar vahim bir hâl alabileceği aklıma gelmemişti.

KOPYA ÇEKTİN KARL. OTUR. SIFIR
Chanel’in el işçiliğine ve ustalığa saygı duruşu niteliğinde gerçekleştirdiği ‘Métiers d’Art’ defilelerinin sonuncusu 1 Aralık’ta Roma’da gerçekleştirildi.

Her defasında izleyenleri şaşırtmayı başaran ve artık tasarımlarından daha çok defile konseptleri merak edilen tasarımcının bu defilesi de çok konuşuldu.

Haberin Devamı

Ama bu sefer konuşulan konu tasarımcının yaratıcılığı değil, kopyacılığı oldu.

Mati Ventrillon isimli Venezuella asıllı İskoçyalı tasarımcının Instagram hesabında paylaştığı post, moda dünyasına bomba gibi düştü. Çünkü bu post, Chanel’in Mati Ventrillon’un tasarımını birebir kopyaladığını gösteriyordu.

Haber, New York Times, Le Monde gibi en önemli gazetelerde yer aldı. Ardından internette yaptığım araştırmada Fransa’daki neredeyse tüm gazetelerde haberin yer aldığını ve tüm haberlerde Chanel’in ve Karl Lagerfeld’ın suçlandığını gördüm. Bizde olsa, tasarımcılar istedikleri gibi kopyacılık yapar ama çoğu yazar, tasarımcıyla ilişkisi bozulmasın diye olayı görmezden gelir.

Konuya geri dönelim

Mati Ventrillon isminden çok, tasarladığı İskoçya’ya özgü Fair Isle stili süeter ve ceketlerle tanınan Venezuella asıllı, İskoçyalı bir tasarımcı. Tasarımcı, Instagram hesabında geçen sene Chanel ekibinden birkaç kişinin geçen yaz Fair Isle’a gelerek birkaç kombin satın aldıklarını açıkladı.

Dünya basınının baskısı modaevini bir açıklama yapmak zorunda bıraktı ve defileden tam bir hafta sonra Chanel, Ventrillon’un tasarımlarını ilham kaynağı olarak kullandıklarını kabul ederek özür diledi.

Kısacası Karl kopya çektiğini itiraf etti.

Sonuç olarak, Chanel bundan sonra iletişim yaparken kopyalanan tasarımlar için Mati Ventrillon ibaresini kullanacak.

SANATIN GÜNLÜK HALİ
Herkes küçükken camın önünde durup, karşı pencerelerden içeriye bakarak, o evlerde geçen hayatları tahmin etmeye çalışmıştır herhalde. Gail Albert Halaban da bu merakını sanata dönüştürmüş bir isim.
Çok kısa mesafelerde, karşılıklı binalarda birbirlerinin hayatlarına seyirci kalan ve iletişimi kopuk çağdaş toplumun görsel analizi niteliğindeki sergi gerçekten çok eğlenceli ve düşündürücü.
Daha önce New York ve Paris’te yaptığı fotoğraf çekimlerine İstanbul’u da eklemiş ve fotoğraflar İstanbul 74’de sergileniyor. Ben sergiye gidememiştim. Audemars Piguet’nin İstanbul 74’de geçen hafta Shelly Ovadia ev sahipliğinde verdiği özel yemek davetinde sergiyi de görmüş oldum.
Audemars Piguet bu serginin sponsoru olmasının yanı sıra, dünyanın en önemli sanat fuarı olan Art Basel’in de sponsoru. Yüzyıllar önce sanatı ve sanatçıları destekleyen asil ailelerin ve kişilerin yerini günümüzde markalar aldı.
Yine de yemek bir sanat galerisinde değil de çok şık bir restoranda da olabilirdi ama artık sanat günlük hayatın bir parçası.
Artık restoran ve kafelerde bile sanat sergileri görmek ve müzik dinletilerine rastlamak mümkün. Akaretler’de açılan Pizza East’in pazar kahvaltılarında caz müzik dinlemek ve hafta sonuna Pera Palace’ın cumartesi konserleriyle başlamak gibi…