Hayatımda hep bazı işaretlerin peşinden koşmuşumdur. Karşıma çıkan her şeyin, herkesin bir anlamı olduğunu düşünürüm. 29 Şubat Pazartesi günü Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşen Lüks Zirvesi’ne de anlamlar yükledim.
Topuklu ayakkabılarla gittiğim zirvede öğle arasında bahçeye çıktık. Dışarıda öyle güzel bir güneş vardı ve öğrenciler çimin üzerine uzanmış öyle güzel sohbet ediyorlardı ki, ayakkabılarımı fırlatıp çimde koşmak istedim.
Tabii ki bunu yap(a)madım. Üniversite yıllarımda yapabildiğim birçok sıradan şeyin bugün benim için lüks olduğunu anladım.
Zirve çıkışında ‘Lüks
özgürlüktür, küçük şeylerden mutlu olabilmektir’ diye
bağırdım içimden.
En büyük lüks: Mutluluk
Zirve sonrası görüşlerini aldığım Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Ayşegül Toker’e kendine aldığı notları sorduğumda şunları söyledi:
“Panellerde ve key note’larda birbirinden değerli isimler sahne aldı. ‘Lüks nedir?’ sorusunu bu kadar farklı yönlerden böylesine keyifli tartışan sektör profesyonelleri ve yöneticileri elbette bende de iz bıraktı.
‘Lüks’ kelimesi ‘lux’ten (ışık) geliyor. Benim en sevdiğim tanım; ‘lüksün, hayatımızdaki ışığı artırma yolunda üretip tükettiğimiz her şey’ olduğuydu. Kendisi de bir Boğaziçi mezunu olan Bee Goddess’in kurucusu, Ece Şirin’in kapanış konuşması çok güzeldi. Şirin, hızla her şeyin yapaylaştığı çağımızda en büyük lüksün ruha seslenen, içten ve doğal şeyler olduğunu vurguladı.
Hepimizin hayatındaki en büyük lüksün ‘mutluluk’ olduğuna değindi. Zirve, ‘lüks’ denen şeyin herkes için başka bir şey ifade ettiğini ve gerçek lüksün, mutlu olmak ve mutlu etmekle alakalı
olduğunu gösterdi.”
Ayşegül Hanım’ın notlarında da lüksün mutluluğa bağlanması çok ilgimi çekti.
KISA KISA notlar...
Pragmatik yaratıcılık
Şu an dünyada lüks moda markaları arasında en çok konuşulanı şüphesiz Gucci. Küllerinden doğan Gucci’nin sırrı ne mi? LVMH CEO’su Bernard Arnault’nun tanımına göre Gucci’nin sırrı ‘pragmatik yaratıcılık’.
Vogue Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Seda Domaniç, Gucci’nin yıllardır bünyesinde çalışan Alessandro Michele’yi kreatif direktörlüğe getirmesiyle lüks dünyasında taşların yerinden oynadığını söyledi.
Ve “Michele sadece tasarımlara ruhunu geri kazandırmakla kalmadı, indirim kelimesini de sözlüğünden tamamen sildi. Michele bu sayede kaybettikleri müşterileri ve sadakatlerini geri kazandı” diye ekledi.
En değerli üç marka
Doğuş Perakende Grubu CEO’su Nur Akgerman, sunumunda dünyada lüks tüketimde ilk sırayı seyahat, ikinci sırayı arabalar ve üçüncü sırayıysa özel jetlerin aldığının altını çizdi.
Dünyanın en değerli üç markası olan Louis Vuitton, Hermes ve Gucci’nin lüks yolculuklarına deri ürünlerinde ustalaşarak başlamalarının lükste zanaatin ve yaratıcılığın tesadüf olmadığı anlamına geldiğini söyledi.
Göreceli ve kişisel
The Estee Lauder Companies Türkiye Genel Müdürü Ahmet Ramiz, “Bir ürünün ederi değil, sizin için değeri önemli” dedi. “Eğer ‘Değmez’ diyorsanız, o ürünü sakın almayın”
diyerek lüksün göreceli ve kişisel olduğunu vurguladı.
Günün sözü:
“Lüks, ihtiyacın bittiği yerde başlayan ihtiyaçtır.” (Coco Chanel)
