Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

BAYRAM BANGKOK’A ERKEN GELDi



Dünyanın en mutlu insanları kesinlikle Taylandlılar. Yüzleri sürekli gülüyor, kavga ederken bile. Onlar ne içiyorsa ben de ondan istiyorum!


Bayram tatiline başladım. Tatilin sonu referanduma denk gelince, dünyanın öbür ucundan da olsa dönüp oy vermek gerektiğine inandığım için çareyi tatili öne çekmekte buldum. Şimdi Bangkok’tayım. İstanbul’un nemi yetmedi, bir de buranınkiyle boğuşuyorum.
Tayland, kendimi en mutlu ve huzurlu hissettiğim ülke. Çünkü burada herkes gülüyor, kavga ederken bile! İşin garibi yapmacık da değiller, içlerinden böyle geliyor. Taylandlının arabasına çarpsanız, suç yüzde 100 sizde olsa bile güleryüzle “Merhaba” diyor. Buraya her geldiğimde, “Ne içiyorlarsa ben de ondan istiyorum” diyorum. Taylandılar böyle diye, Bangkok’ta stres yok sanmayın. Trafik feci. Ama yine de insanların sinirleri alınmış gibi. Bunda esneme hareketleriyle yapılan Thai masajlarının da payı var sanırım. Her köşe başında bedava sayılacak fiyatlara masaj yaptırabiliyorsunuz.

Haberin Devamı

Bize de lazım: Skytrain
Trafiğe alternatif de var: Skytrain. Türkçesi ‘havada giden metro’. Onun sayesinde hem etrafı seyrederek hem de en hızlı şekilde gideceğiniz yere varıyorsunuz. Skytrain İstanbul’a da çok yakışır. Bangkok’ta Chao Phraya nehri kenarında Shangri La’da kalıyorum. Nehir suları leş gibi, zaten kahverenginin tonundan da anlaşılıyor. Yine de nehir manzarası burada Boğaz man- zarası kadar değerli bir şey.

Jim Thompson’dan Robinson’a
Buraya gelir gelmez kendimi Siam Paragon’a atıyorum. Bünye alışmış tabii İstanbul’dan, alışveriş merkezi görmeden yapamıyorum. Burada bütün markalar var. Ama benim favorim tek: Jim Thompson. Jim Thompson ABD’den Tayland’a gelmiş, yerleşmiş ve ipekle kaşmir üretimine geçmiş. Ve kısa zamanda büyük bir marka olmuş. Bütün önemli alışveriş merkezlerinde mağazası var. İnanılmaz güzel şallar, şapkalar, yastık kılıfları, battaniyeler ve evle ilgili daha bir sürü şey göz alıyor. Jim Thompson’da kendimi kaybettikten sonra Skytrain’e atlayıp otele dönüyorum.
Beş durak sonra iniyorum ve karşımda Robinson var. Robinson, Bangkok’un en ucuzcu mağazalarından. Bizde inanılmaz fiyatlara satılan incik boncuklu şeyler burada 1 dolar bile değil. Robinson didik didik edilecek bir yer. Peruktan çamaşır makinasına aklınıza gelecek her şey burada satılıyor. Jetlag’in etkisinden didiklemeyi sonraya bırakıp otele geçiyorum. Çünkü akşam Sirocco’ya gidilecek.

Haberin Devamı

Şehrin en yüksek restoranı: Sirocco
Sirocco, Bangkok’un en ünlü ve en yüksek restoranlarından. Zaten Sirocco’nun bulunduğu binaya (State Tower) Breeze, Mezzaluna gibi şehrin en önemli restoranları toplanmış. Binanın girişinde güvenlik için arabaların sadece bagajını değil, motorunu da arıyorlar. 64’üncü katta terasa çıktığınızda kendinizi havalanıyor gibi hissediyorsunuz. Ne yazık ki şansım yaver gitmiyor, inanılmaz bir yağmur bastırıyor. Mecburen asansöre binip üç kat daha yukarı çıkıyorum, Sirocco’nun manzaralı ama kapalı restoranına gitmek için. Canlı müzik iyi geliyor. Wagyu Beef başta olmak üzere yemekler de başarılı. Yine de açık havada olmayınca buranın tadı yok. Hemen alttaki Sky Bar’a iniyorum. Sky Bar, şehrin en popüler yerlerinden. Passionfruit martinilerle geceyi bitiriyorum.

Haberin Devamı

Uzakdoğu’nun Kıvanç Tatlıtuğ’u kim?
Ertesi güne erken başlıyorum. Türkiye’den dört saat ilerideyiz. Buradaki gazeteler Japonya’da bir tatil merkezinde erkeklere sanal kız arkadaşlarıyla özel tatil uygulaması başlamasıyla yıkılıyor. Şimdi sırada Ortadoğu’da Kıvanç Tatlıtuğ neyse Uzakdoğu’da da öyle yıldızı parlayan bir Türk arkadaşımla buluşma var. Birçok önemli reklam kampanyasının ve defilelerin aranan adamı artık o. Bir an önce gitmeliyim, yoksa ona İstanbul’dan taşıdığım ev yemekleri bozulabilir.


EN GÜZEL DÜĞÜN DAVETiYESi
Şimdiye kadar gördüğüm en güzel ve en romantik düğün davetiyesini geçenlerde aldım. Herkese göstermek istiyorum. Merve Yeşilada ve Sefer Çağlar’ın düğün davetiyesinden bahsediyorum. Gelin Galerist’ten, damat Autoban’dan. Taner Ceylan, damadın gelini öperken bir resmini yapmış. Hayatlarının aynı davetiyeleri gibi olmasını diliyorum. Ayrıca Taner Ceylan’ın resimlerine bayılan biri olarak bu davetiyeyi hep saklayacağım.


H&M KASIM’DA iSTANBUL’DA
H&M Türkiye’ye geliyor diye o kadar çok söylenti çıktı ki, artık açıldığını gözümle görmeden inanmam diyordum. Neyse ki bu durumu değiştirecek bir şey oldu. H&M Kasım’da İstanbul’da. Damat’tan tanıdığım Pelin Atay H&M’e geçti ve bu kışın en sevindirici gelişmelerinden birini haber verdi. Bu sezon H&M Lanvin’le işbirliği yapıyor. En sevdiğim tasarımcı Alber Elbaz H&M için döktürüyor. Koleksiyon 23 Kasım’da satışa çıkıyor. Yaşasın!