Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Delhi turuna havalimanından başlıyor, gitmiş kadar olmanız için detaylar veriyorum. Yarın kaldığımız yerden devam edeceğiz.

İnanması zor ama İstanbul-Delhi, uçakla 5.5 saat. THY ile uçuyorum. Yine inanması zor ama rötar yok, uçak tam vaktinde kalkıyor. 5.5 saat sonra Indira Gandhi Havalimanı’ndayız. Delhi havalimanını Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ortaklarından GMR işletiyor. Üç günlük seyahatte hiçbir şey kaçırmamak için Sabiha Gökçenciler’den rica ediyorum, bir GMR çalışanı bana Delhi’de yapılacaklarla ilgili içeriden bilgi verebilir mi diye. O da ne? Uçaktan inince altı kişi birden bizi karşılıyor.

Haberin Devamı

DELHi’DE iLK 36 SAAT


GMR ekibi bizi uçak kapısından arabayla alıp, pasaport kontrolden hızlıca geçiriyor. Bu kadar ilgi beklemediğimiz için şaşırıyoruz ama tabii hoşumuza gidiyor. Sabahın 4’ünde bizi arabamıza kadar geçiriyorlar ve Imperial Otel’e gidiyoruz.
Imperial, Delhi’nin en geleneksel lüks oteli. İngiliz tarzı ve Hint detaylarıyla süslü oteli beğeniyoruz. Lobide dev bir Chanel mağazası var. Ve biz üç gün kalıp da mağazayı bir kere bile açık görmüyoruz. Yok, Hindistan’a kadar gidip her yerde olan markalara bakacağımızdan değil, sabah-akşam nasıl bir mesai yaptığımızı anlamanız için söylüyorum bu detayı.

İlk hedef Qutub Minar
Birkaç saatlik uykudan sonra bir rehber eşliğinde Delhi gezime başlıyorum. İlk hedef, Qutub Minar (Kutup Minaresi). UNESCO Dünya Kültür Mirasları listesinde yer alıyor. Delhi’nin ilk müslüman sultanı Qutbuddin tarafından yaptırılmış. 72.5 metrelik minaresi var. İslam ve Hindu detayları göze çarpıyor.
Qutub Minar’dan sonra Hümayun’un türbesine (Humayun Tomb) gidiyoruz. Semerkant’taki Timur Türbesi’nden esinlenilmiş ve yıllar sonra Taj Mahal’e esin kaynağı olmuş. Taj Mahal’le en önemli farkı, Taj Mahal’de Şah Cihan ve Begüm Sultan yan yana, Sultan Akbar ise Humayun’un mezarına bütün yakınlarını toplamış.
Bu arada “Hindistan’a kadar gelip Taj Mahal’i görmeden dönmemeli” diye söylenmeye başlıyorum. Bir de Lodi Bahçeleri’ni gezmek istiyorum. Lodi Bahçeleri, Londra’daki Hyde Park gibi, dev bir park. Çimenlerde ördekler geziyor, herkes burada yürüyüş yapıyor. Ortasında da bir camii var.
Lodi Bahçeleri’nden sonra sırada Dilli Haat var, bildiğiniz hediyelik eşya pazarı. Pazarlık yapılıyor ama doğrusu satıcılar artık akıllanmış, öyle kolay kolay fiyatları indirmiyorlar. Kumaşlar, incik boncuk beklediğim kadar çeşitli değil. Sonradan öğreniyorum, burada her hafta farklı tezgahlar kuruluyormuş, bazen çok iyi oluyormuş, bazen çok kötü.

Haberin Devamı

En havalı restoran: 360
Delhi Haat’tan sonra yemeğe Bukhara’ya gidecekken vazgeçiyoruz, saat geç oldu diye. Onun yerine Hindistan’ın minimalist lüks otel zinciri Oberoi’daki 360 adlı restorana gidiyoruz. Burası Delhi’nin önemli görme/görünme yerlerinden biri. Delhi’deki restoranlar ilginç, aynı mönüde Hint, Japon, İtalyan mutfaklarını bir arada bulmak mümkün. 360’ın suşileri meşhur ama biz yine de “Hindistan’da Hint yemeği yenir” deyip Hint yemeklerine yumuluyoruz.

DELHi’DE iLK 36 SAAT

Yeni Delhi İngiliz, Eski Delhi Hint
Ertesi sabah rehberle baş başa turum, saat 10.00’da başlıyor. Bu sefer istikamet, Eski Delhi. Delhi 15 milyon nüfuslu bir şehir. Eski ve yeni diye ikiye ayrılıyor. Eski Delhi Şah Cihan tarafından kurulmuş, Yeni Delhi ise İngiliz döneminde inşa edilmiş, o yüzden İngiltere’ye benziyor.
Eski Delhi’ye Jama Masjid’den (Cuma Camii) başlıyoruz. Hindistan’ın en büyük camii. Kıyafetiniz yeterince kapalı olsa da üzerinize rengarenk bir kaftan veriyorlar, ayakkabılarınızı çıkartıyorsunuz ve camiiyi geziyorsunuz. Hindistan’daki camiilerin hepsi açık alan, bizdeki gibi kapalı bölümleri yok.
Sonra bisikletli bir tuktukla Eski Delhi sokaklarına karışıyoruz. Burası minik dükkanlarıyla Kapalıçarşı’yı andırıyor, dükkanların çoğu toptancı. Eski Delhi sokaklarında bisikletli diğer tuktuklarla bol bol çarpışma tehlikesi geçirerek ilerliyoruz. Bir binanın ikinci ve üçüncü katında yer alan bir Sıkh Tapınağı’na gidiyoruz. Buraya deri herhangi bir eşya sokmak yasak. Kapıda çantanızı, ayakkabılarınızı, elinizde ne varsa teslim edip içeriyi geziyorsunuz. Hindistan’da herkes sürekli dua ediyor. Din, Hintler için bir yaşam tarzı, çok önemli. Müslüman, Hindu, Jain, Sıkh, Budist, Hristiyan... Herkesin inancı farklı ama herkes herkese son derece saygılı.