iFW’DE NELER DEĞiŞTi?

“Paris, Londra, Milano, New York’tan sonra beşinci moda başkenti olacağız” denildi. “İstanbul Fashion Week (İFW) bu dört moda haftasıyla yarışacak” denildi. İyi niyetli isteklerdi ama ne yazık ki gerçekçi değildi. Buna rağmen İstanbul Fashion Week sürekli gelişiyor. Bunu geçen salı İstanbul Moda Akademisi’nde katıldığım toplantıdan sonra bir kez daha anladım. İFW için marka sahiplerinden moda tasarımcılarına birçok kişinin yer aldığı kurul her salı toplanıyor. Çalışmalar son hızla devam ediyor.

Hedef kendi coğrafyasının kralı olmak

Artık İFW’nin amacı farklı. Hedef, bulunduğumuz coğrafya. Bu bölgenin yıldızı olmak. Zaten Beyrut’tan, Atina’dan ve daha pek çok yerden İFW’ye katılmak isteyen moda tasarımcıları var. İFW uluslararası bir platform olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İFW’nin tanıtım filminde Hüseyin Çağlayan, “İstanbul’un en önemli özelliği büyüsü. Kendi coğrafyasının kralı, New York gibi” diyor. “Ayrıca burada tasarımcının en büyük şansı, arkasında endüstrinin olması. Bunu iyi değerlendirmek önemli” diye de ekliyor. Wallpaper’ın editörü Tony Chambers İstanbul’un çok hızlı ilerlediğini anlatıyor: “İstanbul’da sürekli yeni bir şey bulmak zorunda kalıyoruz.” Bora Aksu’ysa marka ve tasarımcı işbirliğinden söz ediyor, “Aradaki kutup kalkıyor“ diyor.

New York Fashion Week’le çakışıyor

İFW 7-10 Eylül’de gerçekleşecek. New York Fashion Week’le çakışıyor. “Bu seferlik böyle oldu, 10 günlük bayram tatili olduğu için ama bundan sonra Eylül başında gerçekleşecek” diyor Süleyman Orakçıoğlu. Yabancı basının ilgisi çok. Tabii New York Moda Haftası’yla çakışmasa eminim daha da çok olurdu.

Defileler Tepebaşı’nda

Bu sezon defileler şehrin kalbinde, Beyoğlu’nda yapılacak. Mekan olarak Tepabaşı’nda TRT’nin yanındaki otopark seçilmiş. Buraya dev bir çadır kurulacak. Beyoğlu’nda başka alanlarda da defileler yapılsın istenmiş ama sonra bütün defileleri bir mekana toplama kararı alınmış. Beyoğlu Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi de İFW’yi destekliyor. Beyoğlu hem tarihi dokusuyla hem de ulaşım kolaylığıyla iyi bir seçim.

6 marka, 20 tasarımcı

İFW’ye bu sezon 6 marka ve 20’nin üstünde tasarımcı katılıyor. “Marka sayısı az, yerli markalar İFW’ye neden katılmak istemiyor?” diye soruyorum. “Tasarımcıları desteklemek daha önemli” diyor Süleyman Orakçıoğlu. Ardından da ekliyor: “Markalar için sonraki sezonun, önümüzdeki yaz koleksiyonun, hazır olması büyük bir organizasyon, büyük bir çalışma gerektiriyor. Her zaman bu kadar önceden hazır olmuyor.”

Artık kendi gazetesi var

İFW’nin bu sezon kuralları yazılmış. Ana sponsordan ulaşım sponsoruna herkesin hakları yazılı olarak belirlenmiş. İsim sponsoru henüz kesinleşmemiş ama görüşmeler devam ediyor. THY ulaşım sponsoru olmuş. Gelelim diğer yeniliklere... İFW’nin logosu bile sadeleştirilmiş. Amaç tasarımcıları ön plana çıkarmak. Bu sefer genç tasarımcılar yarışması ve fuar yok.
İFW sırasında her gün ‘Fashion Forward’ diye bir gazete yayımlanacak. Defile fotoğraflarına ve eleştirilere bu gazetede yer verilecek. İnternet sitesi bu hafta açılıyor. Ayrıca Facebook ve Twitter’da da artık daha aktif olunacak. “New York’ta Alexander McQueen sergisiyle Metropolitan Müzesi rekor kırdı, bizde de moda sergileri olacak mı?” diye soruyorum: “Moda haftası kapsamında enstalasyonlar olacak, sergi de olabilir. Amaç, şehri modaya boyamak” diyorlar.

“İş bizim işimiz”

“Geçen sezon defile saatleri markalara açık arttırmayla satılmıştı. Bu sefer nasıl oldu?” diyorum. “Önce tasarımcılar seçti” diyorlar gururla. Bu komitede en çok takdir ettiğim şey yapılan hataları kabul etmeleri ve tekrarlamamaları. Bahar Korçan’ın dediği gibi İFW hâlâ bebek bir organizasyon. Arkasında çok iyi bir ekip ve planlama var. Her sezon daha da iyi olacak. Yine Bahar Korçan’ın sözleriyle bitirelim, “İçinde olmayana yazık olur, çünkü iş bizim işimiz.”