Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu aralar herkes aynı şeyi soruyor. Bu kış nerede eğleneceğiz? Evet, farklı ruh halleri için kişisel bir listem var. Buyrunuz...
H Longtable: Yeni dekoruna tek kelimeyle bayıldım. Bir mekânın dekoru yenilendi ya da adı değişti dendi mi korkarım. Genelde de haklı çıkarım. Tutmamıştır, allansa da pullansa da tutmayacaktır. Longtable’da ise durum tamamen farklı. Zaten tutmuştu, dolup taşıyordu. Eski dekoru da seviyordum. Ama yeni dekor bambaşka.
Hemen Çapamarka Genel Müdürü Barış Demirtaş’a sordum, dekorasyonu kim yaptı diye. Beymen’in kreatif direktörü Murat Türkili ve İzzet Çapa’nın ortak çalışmasıymış. Görüyoruz ki iyinin iyisi de oluyormuş.
Barın tepesinde yeşilliklerin arasındaki ekranlarda maymunlar geziyor. Sandalyelere leopar şallar iğnelenmiş. Rich yazılı şamdanlar başköşede duruyor.
Bu arada sigara içenler de unutulmamış. Onlar için çok güzel bir açıkhava bölüm yapılmış. Şıkırtılı bir yemek artı eğlence için doğru adres.
İzzet Çapa’yı seversiniz sevmezsiniz, o ayrı ama hakkını vermek lazım. Zaten çok iş yapan bir yeri sürekli yenilemek, bu kadar eğlenceli detaylar katmak, bu arada servisi ve yemeği hiç bozmamak kolay iş değil. Popülerlik sadece Bo Derek’i getirmekle ya da ünlü isimlerle fotoğraf çekimi yapmakla olmuyor işte. Gerçekten çok emek var çok.
H QCab by Coppa: Melisa Çakarlar işin içinde oldu mu eğlence garantidir. Bir de Q Jazz Club’ın sahibi Mehmet Ali Açılmış da Coppa’nın danışmanlarından. Burası hem bir restoran hem de bir komedi kulüp. Her ne kadar yeri İstanbul geceleri için biraz sapa olsa da (Ulus’a giden yeni yol üzerinde, Bellevue Residence’da) özel partileriyle adından eminim çok söz ettirecek.
İlk parti 15 Ekim’de. Konsept, gençliğimizin dizisi Fame. Melisa’nın diğer partileri gibi bu da kostümlü. Gecenin sürprizi ise Tennis Band. Sigara içenler burada da unutulmamış. Tiryakilere özel bir açık alan ayrılmış.
H Joke Perestroyka-Der Die Das-W: Bermuda Şeytan Üçgeni gibi. Birinden çıksanız hoop diğeri sizi çekiyor. Yokuşta topuklarla yürümek hiç kolay olmasa da yapacak bir şey yok. Joke Perestroyka daha şıkırtı ve eğlence, Der Die Das daha rahat etme ve yayılma, W ise yeni açılacak restoranlarıyla biraz daha görme ve görünme için. Bir de Sortie’nin içindeki Meyhane Akaretler’e taşınıyor. Merak ediyorum, bu üçgene eklenebilecek mi?
H Anjelique: Anjelique perşembe, cuma, cumartesi kulüp olarak açık. Ortaköy artık kış güzergâhları arasına da girecek. Bakalım, İstanbul’da yazın iş yapan yer kışın yapmaz tezini çürütebilecek mi?
H Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi’ndeki The House Cafe’nin partileri, geçen sezon açılan Otto Sofyalı ve tabii artık bir klasik haline gelen Babylon yine her zamanki gibi listemde baş köşede.
H Bir de açılacaklarını ilk benden duyduğunuz mekânlar var. Asmalımecit’te modern meyhane Münferit, Happily Ever After’ın sahibi Ayşe Kucuroğlu’nun Tünel’deki yeri Public, Emre Ergani’nin Nişantaşı’nda eski Banyan’ın yerinde açacağı Biber ve Mithat Can Özer ile DJ Tangun’un Tepebaşı’nda eski Wan-na’nın yerine açacakları tekno çalacak kulüp 11:11. Hepsini heyecanla bekliyorum.


Ünlüler ve magazinciler karşılaşması
Gece gezmeleri sadece bizim ilgi alanımıza girmiyor tabii. Ünlü isimler de gece çıkıyor. Eğlenmek en doğal hakları. Gecenin bir yarısı bar çıkışında kameraların ışıkları açılıp da sinir bozucu sorulara maruz kalındığında herkes cinnet geçirebilir. Ünlülerimiz bu duruma alışık oldukları için son derece kontrollüler. Kırk yılda bir, bir şemsiye vakası ya da kavga oldu mu herkes ikiye bölünüyor. Evet bu kez farklı. Çünkü çok ileri gidildi. Timuçin Esen’e yapılanlar, özellikle de katil zanlısı gibi kelepçe takma gerçekten çok ağır ve gereksizdi.

Medeni bir ilişki başladı
Bütün dünyada ünlüler paparazzilerle savaşıyor. Prenses Diana ve Dodi El Fayed’in paparazzilerden kaçarken geçirdiği kazayı unutmadık. Neyse ki her zaman bu kadar acı sonlanmıyor takipler. Yine de sürekli kavga gürültü oluyor. Bakınız Dirt dizisi.
Friends’in Monica’sı Courtney Cox bir magazin dergisinin editörünü canlandırıyor. Şizofren bir paparazzi arkadaşı var. Hastaneye yatan bir starı görüntülemek için kendi parmağını kesip acilen ameliyata alınmayı isteyecek kadar gözü kara bir paparazzi. Sonuçta editör de paparazzi de yalnız ve mutsuz.
Gelelim bizdeki duruma... Bengü ‘Magazin gazetecileriyle çok seviyeli bir ilişkim var’ demiş. Sibel Can ‘Biz gazetecilerle birlikte bu günlere geldik. Gazetecilere saldırmayı ne olursa olsun hiç tasvip etmiyorum’ demiş. Çok ‘seviyeli’ ve tabii politik cevaplar bunlar. Kimsenin özel hayatında bu kadar ‘fazla seviyeli’ olması gerekmiyor. Olmaya çalışınca da sıkıcı olunuyor. O zaman da haber değeri kalmıyor çünkü kimse onları merak etmiyor.
Nedense bu cevaplar bana hiç inandırıcı da gelmiyor. Ama tam tersini söyleseler biliyorlar ki bir sonraki hedef kendileri olacak. Çok zor bir denge bu. İpin ucu kaçmış durumda. Bir haftada Levent Kırca, Uğur Yücel ve Timuçin Esen’in benzer durumlara düşmesi çok üzücü. Neyse ki bu durum medeni bir tartışma başlattı. Bu sayede belki herkes kendi hatasının farkına varır.