Önce Elle dergisi ile Fransız Sarayı’nda bir gece geçirdik. Sarayın ihtişamından, İstanbul’da hâlâ böyle tarihi binalar olmasından ve Fransız markaların dayanışmasından etkilendik.
Aynı gece Sait Halim Paşa Yalısı’nda bir Fransız çıkarması daha vardı.
Paris Antika Bienali’ni tanıtmak üzere Fransa eski Kültür Bakanı ve Uluslararası Antika Sendikası Danışmanı Renaud Donnedieu De Varbes İstanbul’daydı.
Hemen ertesi gün Renaud Donnedieu De Varbes ve Vip Turizm ve Art Travel Başkanı Yasemin Pirinçcioğlu ile Les Ottomans’da bir araya geldim, Paris Antika Bienali’nin bu yılki detaylarını dinledim.
LAGERFELD İMZALIYDI
Geçen sefer bienali yerinde, Grand Palais’de izleme şansım olmuştu. 2012’deki bienalin kreatif direktörü Karl Lagerfeld’di. Paris’teki antika bienaline daha çok ilgi çekmek için böyle bir isimle anlaşmışlardı.
Karl Lagerfeld de Grand Palais’yi masallardan fırlamış gibi bambaşka bir yere çevirmişti. Sokaklarıyla, lambalarıyla, yer taşlarını andıran halısıyla ve ortaya yerleştirilmiş dev balonla Grand Palais baştan yaratılmıştı.
Bu yıl Jacques Grange ile anlaşmışlar. New York’ta Palomo Picasso’nun mücevher mağazasını dekore etmesiyle ün kazanmış ve bugüne kadar Isabelle Adjani, Monako Prensesi Caroline, Alain Ducasse, François Pinault, Robert Agostinelli, Valentino, Karl Lagerfeld, Yves Saint Laurent ve Pierre Berge gibi isimlerle çalışmış biri Grange. Antika ile moderni birleştiren bir tarzı var.
Jacques Grange, Versay Sarayı’nın kreatif ekibi ile birlikte Grand Palais’yi baştan yaratacak. Doğrusu önlerinde zor bir iş var, Lagerfeld çıtayı çok yükselttiği için, onun yaptığını geçmek kolay olmayacak.
TÜRKİYE’DEN KATILIMCI YOK, KOLEKSİYONER ÇOK
Paris Antika Bienali’nde geçen sefer Türkiye’den katılımcı yoktu ama koleksiyonerler ve tabii İznik tabakları gibi Türkiye’den giden ve Türkiyeli koleksiyonerlerin ilgisini çekecek birçok parça vardı.
Bu yıl da henüz Türkiye’den katılımcı yok. Ama koleksiyonerlerimizin hatırı sayılıyor ki Fransızlar her defasında bienalin tanıtımı için İstanbul’a uğruyor.
İstanbul’un yanı sıra 40 şehri daha geziyorlar antika bienalini daha çok duyurabilmek için. Tarihlerine, değerlerine işte böyle sahip çıkıyorlar, antika sektörünü canlandırmak için böyle uğraşıyorlar diye de düşünebilirsiniz.
Burnundan kıl aldırmamalarıyla tanınan Fransızlar bile iş ekonomiye gelince parayı takip ediyor diye de düşünebilirsiniz.
Ne olursa olsun İstanbul’un Paris Antika Bienali için ayrı bir yeri var. Çünkü bienali Fransa dışına çıkarmayı düşünüyorlar.
İki aday var, Moskova ve İstanbul. Şaşırtıcı mı? Hayır.
ÇAĞDAŞ SANAT ÖN PLANDA
“18. yüzyıl parçaları eskisi gibi ilgi görmüyor. Artık kimse evini bu parçalarla doldurmak istemiyor. Bu yüzden adapte olmalıyız” demişti Fransız Antikacılar Birliği Başkanı Christian Deydier.
O yüzden 19-20’nci yüzyıl parçalarına ve çağdaş sanat eserlerine bile yer vermişlerdi.
Bu sefer de bienalde antika olmayan parçalara rastlayabileceğiz. Ayrıca bu yıl da Louis Vuitton, Dior, Cartier, Piaget gibi mücevher ve saat evleri bienalde yer alacak.
Giampiero Bodino, David Morris, Alexandre Reza ve Graff gibi markalar ise bu yıl ilk kez katılacak.
Bienal NEREDE, NE ZAMAN?
Bienal, 11-21 Eylül tarihlerinde Paris’te Grand Palais’de. Bakalım Paris’ten sonra Moskova’ya mı, İstanbul’a mı gelecek? Hep birlikte göreceğiz.
