TÜRKiYE GELECEĞiN PAZARI

İsviçre’deki lüks saat fuarı SIHH’de Jaeger-LeCoultre CEO’su ve A. Lange&Söhne Başkanı Jerome Lambert’le konuştum: Türkiye’de pazar umut verici

Jaeger - LeCoultre 180 yıllık bir marka. İsviçre’de küçük bir kasabada 50 metrekare bir alanda başlamışlar. Şimdi 25 bin metrekarelik bir tesisleri var. İsviçre’nin en büyük ikinci saat üretim tesisi.
Jaeger-LeCoultre’nin 44 yaşındaki CEO’su, Jerome Lambert karşımda oturuyor. 11 yıl önce CEO olduğunda daha 33 yaşındaymış. Şimdi sadece Jaeger-LeCoultre’nin CEO’su değil, aynı zamanda A. Lange&Söhne’nin Başkanı. Bu kadar köklü markaları bu kadar gençlere nasıl emanet ediyorlar, şaşırıyorum. Sonradan anlıyorum ki, tesadüfle olmuyor bu işler. 20’li yaşlarında markada çalışmaya başlayanları 30’lu yaşlarında yükseltiyorlar. Lüks sektöründe markaya bağlılık da yetenek, vizyon ve çalışkanlık kadar önemli.
Bunları düşünürken Jerome Lambert’le konuşmaya başlıyoruz. Hızlı konuşuyor, arada da eldivenlerini takıp odaya getirilen özel saatleri heyecanla anlatıyor.

İki güçlü ve rakip markanın birden başında olmanın avantajları ve dezavantajları neler?

Jaeger-LeCoultre’de CEO’yum, A. Lange&Söhne’de Başkan. Unvanlar benim için bir şey ifade etmiyor. İkisini birlikte yürütmek daha çok sorumluluk demek. Jaeger’de 1.600 kişi, Lange’de 500 kişi çalışıyor. 2.100 kişinin işi benim doğru karar vermeme ve en iyi şekilde motive etmeme bağlı. Bu da ciddi bir sorumluluk. İki markanın farklı algıları var, onlara dikkat etmek gerekiyor. Ama iki ayrı kaynaktan da bilgi alabilmek beni besliyor.

Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de pazar umut verici. Zaman zaman düşebilir ama 5-10 yılda çok daha iyi olacağına eminim. Türkiye’nin coğrafi konumu çok önemli bir artı. Ortadoğu ve Avrupa’ya yakınlığı sayesinde farklı dinamikleri ve dünyaları bir araya getiriyor. Türkiye, geleceğin pazarı.

Bu yıl Jaeger-LeCoultre’nin 180. yılı için özel kutlamalar yapılacak mı?

180’inci yılda Jaeger-Le Coultre’nin DNA’sını ortaya çıkaracak koleksiyonlar hazırladık. Bu fuarda sergilediğimiz koleksiyonu farklı şehirlerde de sergileyeceğiz.

İstanbul’da özel bir kutlama olacak mı?

İstanbul’daki butiğimizde de bu yıl 180’inci yılımıza özel bir sergimiz olacak, yılın ikinci yarısında. İstanbul’a en son iki yıl önce gittim. Bu yıl bir kez daha gitmeyi planlıyorum. İstanbul’da en son aralık ayında Rendez-Vous koleksiyonumuzun tanıtımı yapıldı. Artık kadın saatlerinde de daha çok hareket ve komplikasyon göreceğiz. Sadece gösterişli saatler değil, aynı zamanda çok iyi bir işçilik söz konusu.

Fuarda bu yıl daha çok kadın saati dikkat çekiyor. Bu değişimi neye bağlıyorsunuz?

İyi saat yapımı artık daha çok kadınları hedef alıyor. Bu trendi seneye daha da çok göreceğiz. Biz geçen sene Rendez-Vous koleksiyonuyla başlattık. Jaeger-LeCoultre için kadın saatleri üretmek yeni değil. Reverso’nun kadın modelleri 80 yıldan fazladır var. Ama bazı markalar kadınlara yönelik koleksiyonlar hazırlamaya yeni başladı.

Favori saatiniz hangisi?

Gyrotourbillon 3. En komplike saatlerimizden biri.

Bu yılın saati hangisi?

1.250 seçenek varken, niye sadece bir tane seçelim? Grande Reverso Ultra Thin Tribute 1931 gururla kullandığım bir saat. Kadınlar için pembe altını çok güzel. Koleksiyonerlereyse Deep Sea koleksiyonumuzu öneririm.

Yaşam tarzındaki değişiklikler saatleri nasıl etkiliyor?

Jaeger-LeCoultre zaten bir yaşam stili. Lükste artık herkes parasının karşılığını daha iyi almak istiyor. Bizde zaten bunu alıyorlar.

KADININ YILI

İsviçreli saat üreticileri, 2013’te kadın saatlerine odaklanacak.

ULTRA iNCE

1953’te Grande Maison’un çıkardığı Calibre 803, 1.64 mm.’lik inceliğiyle kol saatlerinde incelik çağını başlatmıştı. Onu, 10 yıl sonra 1.85 mm.’lik Calibra 838 izledi. Master Ultra Thin 41 de bahsettiğimiz saatlerin soyundan geliyor.

Charlie Chaplin’in saati film oldu

Jaeger-LeCoultre’nin 180’inci yıl kutlamalarından biri Charlie Chaplin’in ailesiyle birlikte yapılıyor. Fuarda Charlie Chaplin’in torunu Carmen Chaplin, dedesine ait Jaeger-Le Coultre altın saati anlatıyor. Mevovox modeli, devrin ilk alarmlı kol saatlerinden biri. Arkasında 6 Ekim 1953’te Charlie Chaplin’e ithafen yapıldığı yazıyor.
Jaeger-LeCoultre saati yeniden üretmeye karar verince yazar, yönetmen ve oyuncu olan Carmen Chaplin’den saatle ilgili bir film yapmasını istiyor.
“Antika saatleri çok seviyorum, en çok da geçmişleri ve hikayeleri olmasını. 1920’ler ve retro tarzındaki minik ve mücevher şeklindeki saatler bana hitap ediyor. Minik bir mücevherin arkasında kalp atışı gibi bir mekanizma olması beni büyülüyor” diye başlıyor Carmen Chaplin anlatmaya. “Dedemin saati beni çok etkiliyor. Çünkü babam Michael Chaplin’e 14 yaşına bastığında hediye etmiş. Babam da evlenirken saati anneme hediye etmiş. Bizim ailede uğur getirdiğine inanılıyor. Çünkü annem ve babam 45 yıldır evliler ve mutlular” diyor.
Filme gelince, Carmen Chaplin heyecanla anlatmaya devam ediyor. “Filmin adı ‘A Time for Everything’ (Her şey İçin bir zaman). Bu filmde zaman geçerken ruhumuzun bir parçasını bazı objelerde bıraktığımızı anlatıyorum. Filmde 3 kuşak Chaplinler oynuyoruz. Annem Patricia Chaplin ve kızım Uma Chaplin Bhalla bana eşlik ediyor.”