Bazılarıyla hiç tanışmadık, bazılarınınsa adını duyduk. Ama büyük çoğunluğu bu yıl sofralarımızda yerini alacak gibi. 2015‘te yıldızı parlayacak gıdaları tanımaya devam ediyoruz
Biberiye: Baharatlar, yemeklerin tadını ve besleyicilik oranını etkiler. Bunların arasında yer alan biberiye, kansere yol açan zararlı bileşenler üzerinde etkili olmanın yanı sıra diyabet ve Alzheimer risklerini azaltma da rol üstleniyor.
hindistan cevizi unu:
Araştırmalar, Hindistan cevizi ununun diğer unlara göre; lif yönünden daha zengin olduğunu ve glisemik indeksinin daha düşük olduğunu ortaya çıkardı. Bu özellikleriyle zayıflamak isteyenlerin yardımıcısı.
Fasulye çeşitleri:
İnsanlar buğdayı bırakıp fasulyeye yöneldikçe; 2015’te buğdaysız erişteler daha çok tüketilecek. Siyah fasulye, maş fasulyesi ve nohut; en yaygın fasulye çeşitleri. Glutensiz olmasının yanı sıra, bu fasulye türlerinden üretilen makarnalar; lif ve protein açısından zengin, glisemik endeks bakımından diğer buğdaylı olanlara kıyasla daha düşük. Bu da daha doyurucu oldukları anlamına gelir.
Fasulyeyi ayrıca gevrekler, cipsler ve krakerlerle de tüketebilirsiniz. Tüm besinlerde olduğu gibi karışımlardan uzak durun ve fasulye tozunun rafine edilmiş buğday unuyla karıştırılmış halini seçin.
Plantain: Pişirilebilir bir muz türü olan bu meyve, Güney Amerika ve Küba seyahatlerimde ilgimi çekmişti. Bu yıl ülkemize de uğrayacak. 2010’da yapılan bir araştırmaya göre; bu meyvede bulunan çözünebilir lifler, Crohn hastalığının tedavisine yardımcı olabilir. Kızartmak yerine haşlama ve püre haline getirilmiş şeklini tercih edin.
Kamut buğdayı: Bu buğday cinsine ‘Firavun buğdayı’ da denir. Bugünkü sert buğdayın atası olarak görülür, Mısır’dan gelir. Bildiğimiz buğdaydan yüzde 20-40 oranında daha fazla albümin, amino asit, vitamin ve minaral içerdiği söylenir. Bu ilkel tohum, ekmek üretimi ve hamur işlerinde kullanılır.
‘Avrupa Klinik Beslenme Dergisi’nin yaptığı bir deneme, Kamut buğdayının faydalarını ortaya çıkardı. Araştırmacıların elde ettiği sonuçlara göre; Kamut buğdayının kardiyovasküler risk faktörlerini önemli derecede azaltıcı etkisi ve metabolizma, yağ, antioksidan ve inflamatuar kan profilleri üzerinde belirgin iyileştirici özellikleri var.
Mor biber: Mor besinlerin sağlığa faydaları bilinir. Domates, tatlı patates, mısır ve yaban mersini gibi bitkilerin mor çeşitlerinin diğer türlerine göre, daha sağlıklı olduğu ortaya çıktı. Mor biberin sağlığa faydalarını gösteren çok sayıda araştırma yapılmamasına rağmen, 2015’teki beslenme programınıza bu sebzeyi de eklediğinizde sadece tabağınızdaki renk değişimini değil, sağlığınızdaki önemli değişimi de fark edeceksiniz.
Kaletteler: Brüksel lahanasını daha önce duymuşsunuzdur, elbette lahanayı da duydunuz. Bu iki sebze bir araya geldiğinde neler olabileceğini bir hayal edin... Hem lahananın, hem de brüksel lahanasının faydalarına sahip. Henüz yakınlarınızdaki marketlerin sebze reyonlarında görünmüyorlarsa bekleyin, yakında mutlaka gelecektir.
Çekirgeler: Yanlış okumadınız... Bilimadamları, artan nüfusla birlikte ete olan talebin artacağını, bunun da iklim değişikliği ve kirlilik gibi sorunlara yol açacağını söylüyor.
Bu yüzden sevgili et yiyenlere seslenerek soruyorlar; hem kendi sağlığınız, hem de çevrenizin sağlığı hakkında kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak proteini başka nereden temin edebilirsiniz? İşte burada çekirgeler devreye giriyor. Bu nedenle 2015’te daha az inek, daha çok çekirge görebilirsiniz.
Ben çekirge konusunda yorumsuz kalmayı seçiyorum...
İki bölüme ayırdığım bu makalede bazı besinler size çok yeni gelebilir, bazılarını ise yıllardır tüketiyor olabilirsiniz. Ancak ne kadar yeni, eski veya popüler olduklarına bakılmaksızın önemli olan temel besin gruplarından dengeli tüketmek ve sağlık faydaları kanıtlanana kadar ölçülü davranmayı sürdürmek.
