Herkesin 'gurme' olduğu günümüzde, pek çok şef hak ettiği yerin çok uzağında kalıyor. İmaj, çoğu zaman iyi yemeğin önüne geçiyor
Son zamanlarda herkes lezzetin doruklarını arıyor...
Dünyada bu uğurda uzun yollar tepiliyor ve çokça paralar harcanıyor. Ülkemizde de medyada sıkça 'En İyi Balıkçı', 'En İyi 10 Esnaf Lokantası' tadında bolca yazılar yazılıyor. Yemekte mükemmele giden yola adanmış kitapların sayısı da her geçen gün artıyor.
YAZARI TEST EDİN
Bilinçli yeme-içme uzmanları tarafından yazılan bu tarz kitapların; hem işini iyi yapanları ödüllendirme açısından olumlu, hem de bu yola yeni başlayanlar tarafından da özendirici olduğunu düşünüyorum.
Tavsiye edilen mekana gidip, memnun kalınıp-kalınmadığı yazarın inandırıcılığının bir testi oluyor.
DAHA İYİSİ YAPILABİLİR
Yazmak, işin biraz daha kolay kısmı. Mükemmel lezzetler keşfetmek ve bunu her gün gerçekleştirmeye çalışmaksa, restoranın diğer tarafındakilerin sorumluluğunda.
Peşinen söyleyeyim, kendini bilen hiçbir şef yaptığı yemeğin mükemmel olduğunu düşünmez.
Onlara göre hep bir şeyler eksiktir. Birçoğunun imza yemeği ve menüsünden çıkartmadığı klasikleri olsa da hepsi bilirler ki, daha da iyisi yapılabilir ve günün birinde mutlaka yapılacaktır.
Dünyanın farklı yerlerinde egosuna yenik düşen bazı şeflerin tariflerini verdiği 'mükemmel' yemekler ve basında çıkan 'En İyi Yemekler' gibi köşe yazıları, yukarıda belirttiğim sebeplerden dolayı okurken içimde bir burukluk yaratır.
Her yıl düzenlenen 'En İyi 50 Lokanta' ve benzeri etkinlikler de ister istemez paralel çağrışımlar yapıyor.
İmaj yemeğin önünde
Herkes eşit şartlarda yarışmadığı gibi, birçokları kendilerini duyuracak yeterli tanıtımı yapamadıklarından dolayı teğet geçiliyor. Sadece iyi yemek yapmak, maalesef bu listelere girmek için çoğu zaman yeterli olmuyor.
İmaj, iyi yemeğin önüne geçiyor ve toplum psikolojisi birçok kez canlanıp, bu imajın peşinden koşuluyor.
BU PUSLU YOLDA KAYBOLMAMAK İÇİN...
Genç aşçılara, iyi yemek yapmanın yanı sıra restoran işletmeciliğinde çok önemli olan pazarlama, imaj, finans, insan kaynakları gibi unsurları da iyi bilmeleri gerektiğini defaatle söylememin ana nedeni, bir şekilde bu puslu yolda kaybolmamaları.
Sapla samanın çoğu kez karıştığı, herkesin gurme olduğu günümüzde; bu unsurları yeterince bilmediği veya yok saydığı için hak ettiği yerin çok uzağında kalmış şefler tanıdım.
Bu yüzden ne zaman yemekle veya restoranlarla ilgili 'En İyi' veya 'Mükemmel' tanımları içeren bir yazı okusam, en iyi lezzeti bulma peşinde kendindini yeterince ifade edememiş o meçhul şefler aklıma gelir. Bu sebeple, bu yıldızları parlatmak ve vitrinin önüne koymak, her daim biz köşe yazarlarının boynunun borcu olmalı...
