Nil Kural

Nil Kural

nil.kural@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sinemanın dönüp dolaşıp işlediği konulardan biri de şeytan çıkarma. Bu filmler, genellikle ergenlik dönemindeki kız çocuklarının içlerine giren şeytan yüzünden sapıtmasını ve pederler tarafından ‘arındırılma’ çabalarını konu alıyor. Ağırlıklı olarak korku filmlerinin bir alt türü olarak karşımıza çıkan şeytan çıkarma filmlerinin bir örneği de bu hafta vizyona giren ‘İblis/La Posesion de Emma Evans.’ Manuel Carballo’nun yönettiği İspanyol yapımı ‘İblis’ten yola çıkarak, şeytan çıkarma filmlerinin tarihine göz attık.


SiNEMADA ŞEYTAN VAR


‘ŞEYTAN/the Exorcist’ (1973)


William Friedkin’in yönettiği, 1971 tarihli, aynı isimli William Peter romanından uyarlanan film, tek başına tüm şeytan çıkarma filmlerinin kurallarını belirlemiş bir korku klasiği. Oyuncu kadrosunda Ellen Burstyn, Linda Blair ve usta aktör Max von Sydow’un bulunduğu film, muhafazakâr alt metniyle dikkat çekiyor. Ancak şeytan çıkarma filmlerinde, annesinin hastalık sürecinde inancını sorgulamaya başlayan, filmin karakterlerinden birinin deyimiyle ‘pederden çok boksöre benzeyen’, gönülsüz şeytan çıkarıcı Damien Karras’a rakip olabilecek bir karakter yaratılamadı. ‘Şeytan’ın devam filmlerini bir yana bırakın, mesele şeytan çıkarma olunca, iki Oscar’lı bu klasiğin aşılması pek mümkün görünmüyor.

SiNEMADA ŞEYTAN VAR


‘Ayin/The Rite’ (2011)

Filmde, inancını kaybetmek üzere olan peder Michael Kovak (Colin O’Donoghue) ve inancını yenilemesi için yanına gönderildiği normal prosedürleri takip etmeyen Peder Lucas’ın (Anthony Hopkins) birlikte gerçekleştirdikleri şeytan çıkarma ayinlerini izliyorduk. Mikael Hafström’ün yönettiği film, türün son dönemde girdiği sorgulamalara hiç yüz vermiyordu.


SiNEMADA ŞEYTAN VAR


REQUIEM’ (2006)

Şeytan çıkarma ayinleri sırasında açlıktan ve susuzluktan hayatını kaybeden ve ailesiyle şeytan çıkarmayı gerçekleştiren pederlerin dava süreciyle ünlenen Anneliese Michel’ın (1952-1976) hikayesinden yola çıkan bir Alman filmi. Hans-Christian Schmid’ın yönettiği film, dindar, epilepsi hastası Michaela Klingler’ın üniversite okumak için evden ayrıldıktan sonra okul, dersler ve annesinin baskısıyla krizler geçirmesini ve içine şeytan girdiğine inanmasını konu alıyor. Klingler’ı canlandıran Sandra Hüller’a Berlin Film Festivali’nden En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazandıran film, şeytan çıkarma ayinlerine giden yolu, sosyal ve psikolojik etkenlerle örüyor. ‘Requiem’, şeytan çıkarma filmlerine korku türünde değil, dram üzerinden yaklaşıyor.


SiNEMADA ŞEYTAN VAR


‘Şeytan Çarpması /The Exorcism of Emily Rose’ (2005)

‘Requiem’ gibi Anneliese Michel’ın hikayesinden yola çıkan film, pederlerin yargılandığı dava süreci üzerinden ilerliyor. Scott Derrickson’ın yönettiği film, şeytan çıkarma ayinleri sırasında hayatını kaybeden Emily Rose’un (Jennifer Carpenter) ihmal sonucu öldüğünü savunan avukatla ayinleri gerçekleştiren pederi karşı karşıya getiriyor. Mahkeme filmleriyle korku türünü karıştıran film, ‘Requiem’in tersine tavrını dinden yana koyuyor.


SiNEMADA ŞEYTAN VAR


‘SON AYiN /The Last Exorcism’ (2010)

Amerikan yapımı sahte belgesel ‘Son Ayin’, türe yenilik getirme çabası içindeydi. Şeytan çıkarma ayinlerinin dolandırıcılık olduğunu kabul eden ve bir çocuğun ölüm haberi üzerine bu işin ipliğini pazara çıkarmaya karar veren peder Cotton Marcus (Patrick Fabian), filmin ana karakteriydi. Bir çiftlikte yaşayan ergenlik çağındaki Nell’e (Ashley Bell) sahte bir şeytan çıkarma ayini düzenleyen Marcus, Nell’in tuhaf tavırlarının devam etmesiyle neye uğradığını şaşırıyordu.