Şişmanın halinden şişmanlar anlar diyorum ve Akrep Nalan’ı neyin sinirlendirdiğini çok merak(!) ediyorum...

Bu ülkede birçok ‘şey’ olmak zor, biliyorum. Kürt olmak, alevi olmak, parasız olmak, sakat olmak, bekar olmak, dövmeli olmak, kadın olmak, hayvansever olmak, okuyor olmak, okuduklarını sorguluyor olmak, hatta soru soruyor olmak bile... Yani liste uzar gider. Bugün en az diğerleri kadar zor bir şeyden daha bahsedeceğim: Şişman olmak! Evet, burada şişman olmak da çok zor.

Sadece turistler umursamıyor
Siz hiç Taksim’de kısa şortla dolaşan 100 kilonun üzerinde bir kadın gördünüz mü? Hadi gördünüz diyelim Türkçe konuşanına rastladınız mı? Yüksek ihtimalle hayır. Zira o kalın ve belki de kıllı bacaklarıyla hiç umursamadan rahat rahat dolaşan kadınların hepsinin boynunda fotoğraf makinesi, ellerinde de bir İstanbul haritası vardır. Çünkü turistlerdir.
Şişman bir Türk kadını, yanından geçen adamın haline bakmadan “Ayıya bak ne giymiş! Yağlarını yerim senin! Şortun olayım abla” laflarına tahammül edemeyeceğinden kilolarının elverdiği (!) şeyleri giyer. Yani siyah bol pantolon, siyah uzun etek, siyah eşofman altı ya da en iyi ihtimalle siyah jean.

Haberin Devamı

Nereden mi biliyorum?
Sakın “Abartıyorsun” demeyin. Ömrümün uzun bir süresini tıbben obez olarak geçirdim. Sinema salonunda koltuğa sıkışmak nedir, dolmuşta şoförün ikazları (!) ile iki kişilik para vermek nedir, lunaparkta çarpışan arabadan indirilmek nedir iyi bilirim.
Şimdi geriye dönüp tebessümle hatırladığım bu anılarımın hepsinde ne vardı biliyor musunuz? Bana gülerek bakan, yüzlerinden bu durumdan mutlu oldukları okunan insancıklar.
Nedense düşene gülmeyi pek seviyoruz biz. Sanki ayağımız hiç kaymayacakmış, yere mıhlanmışız gibi davranıyoruz.
“Bu dünyanın her yerinde böyle, insanoğlu işte” de demeyin lütfen. Birçok ülkede tam tersini yaşadım. “Şişmanım ben öyle şeyler giyemem” dediğimde ağzı açık kalan, aradaki farkı gerçekten kavrayamayan yabancı dostlarım oldu... Yani onlar için fiziksel görünüm hiçbir zaman bizdeki kadar mühim değil. Küpesi mi var? Dövmesi mi var? Şişman mı? Başı mı örtülü? Umursamıyorlar.

Haberin Devamı

Akrep’in başına gelenler
Bu tatsız anılarımı anlatmamın sebebini de tahmin etmişsinizdir. Geçen hafta magazin gündeminde en çok konuşulan konulardan biri Akrep Nalan’ın THY uçağında başına gelenlerdi. Nalan, uçağın acil çıkış kapısındaki koltuklarda oturuyormuş ve personel tarafından kaldırılmış. Buraya kadar itirazım yok. O koltuktakilerin ekstra sorumluluk aldıkları biliniyor. Ancak personelin Akrep Nalan’ı uygun dille uyarmadığı kanaatindeyim. Görevlinin ses tonu, vücut dili ya da bir mimiği Akrep’e kendisiyle dalga geçildiğini hissettirmiş olmalı ki verilen kemeri yere atma noktasına gelmiş.
Onun gibi kilolarıyla ilgili sorunlarını hiçbir zaman bize yansıtmamış (Sorunu yok, o halinden memnun falan demeyin zira mutlu şişman yoktur! Bu koskoca bir yalandır) bir kadının bu kadar sinirlenmesinin bir nedeni olmalı.
Nedense anılarımdaki insanlar gibi bir yüz ifadesine sahip, içinden “Haline bakmadan buraya oturmuş. Uçak düşse poposunu koltuktan kaldıramaz, he he he” diyen biri tarafından kaldırıldığını düşünmeden edemiyorum. Bu da bedenen zayıflamış ama ruhu hep şişman kalacak biri olarak canımı yakıyor.
Kısacası Twitter’da da yazdım: Bu konuda sonuna kadar ‘Nalancı’yım!

Haberin Devamı