Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Taylan Efe Çeki’nin üniversitede başlıyor radyo macerası... Eskişehir Radyo A’da haberle tanışıyor önce, ardından Alem FM’e geçiyor ve akşam haberlerinin sesi oluyor. Bir süre radyoya ara veriyor ve o büyü yıllar sonra onu interaktif internet radyosu Radyo FD’de yakalıyor. Haberden kopamıyor, haberi mizaha çevirerek bir hafta boyunca biriktirdiği, okurken güldüğü ya da çok yadırgadığı absürd haberleri yayına taşıyor. Çeki, “İnsanlar çok çalışıyor, üzülüyor ve sıkılıyor. İçten gülebilen insana rastlamak artık neredeyse çok güç. ‘Ben gülersem herkes güler’ mottosuyla yola çıktım” diyor.
Bol konuklu, sivri dilli adından da anlaşılacağı üzere bazen +18 esprili programıyla “Taylan’la Ucu Açık” her cuma 19.00-22.00 saatleri arası Radyo FD’de dinleyicileriyle buluşuyor. Radyo FD’yi www.radyofd.com adresinden dinleyebilirsiniz.

Haberin Devamı

DİKKAT PROGRAMIN UCU AÇIK

Radyoya uzak bir isim değilsiniz, radyo maceranız nasıl başladı?
Özel radyoların henüz hayata geçtiği dönem liseye yeni başlayacaktım. Bursa’da yerel radyoların birinde ailece tanıdığımız abla-abilerin yanında takılıp epey bir süre staj yaptım diyebilirim. Lise ikinci sınıftayken aynı radyoda “Artık tek başına program yapabilirsin” dediklerinde akşam yayını aldım. Okulun popüler çocuğu olmak güzeldi. Üniversiteyi kazandığımda Eskişehir’de okul radyosunun eğitimlerine katıldım. Program değil, haber yapmayı istiyordum. Hem fakültede seçtiğim haber üzerine dersler, hem de radyo eğitimleri derken tam dört sene boyunca Radyo A’da haber editör-spikeri olarak çalıştım. İstanbul’a geldiğimde gittiğim ilk yer; stajlarımı da gördüğüm Radyo D haber merkezi oldu. Ulusal bir kanaldan sabah haberleriyle yayına başlamanın keyfi genç bir spiker için paha biçilemezdi. Ardından yaklaşık iki sene boyunca Alem FM’in akşam haberlerinin sesi oldum. Sonra uzun bir süre radyo olmadı hayatımda. Radyoda çalışılan değil, radyo için çalışılan bir kariyer seçtim. Yıllar sonra şimdi Radyo FD’de eğlenmek için haftada bir gün “Ucu Açık” pogramını yapıyorum.
Haberin içinden gelen bir isim olarak neden haber değil de, farklı bir program yapmayı istediniz?
Haber hayatımızın her anında var, bu programda da... Bir hafta boyunca biriktirdiğim, okurken çok güldüğüm ya da çok yadırgadığım absürd haberleri yayına taşıyorum. İnsanlar çok çalışıyor, üzülüyor ve sıkılıyor. İçten gülebilen insana rastlamak artık neredeyse çok güç. ‘Ben gülersem herkes güler’ mottosuyla yola çıktım. Haberin zekası ve dinamizmi ile kahkaha unsuru birleşince tadından yenmez Taylan’la Ucu Açık çıktı ortaya...
Radyo FD’de program yapmayı siz mi istediniz, nasıl gelişti o süreç?
Baktım yakın radyocu arkadaşlarım Radyo FD adında yeni bir oluşumdan bahsediyor, sosyal medyada sürekli yazılıyor, bazıları da oraya transfer olmuş. Ben de durdum ve dedim “Artık zamanı geldi.” Hemen bir telefon genel yayın müdürü Tayyar Işıksaçan’a. Kendisini sektörden tanırdım, o da beni bilirmiş. “Cuma akşamları yapar mısın?” dedi. “Canıma minnet” dedim, bir baktım 15 Cuma bitmiş.
Konuklu programlar yapıyorsunuz. Nasıl geçiyor, eğleniyor musunuz? Adından da anlaşılacağı gibi klasik programlara benzemiyor, anlatır mısınız?
“Taylan’la Ucu Açık” hafta sonunun lokomotifi diyebileceğimiz cuma akşamları, işten koşar adımlarla eğlenmeye kaçan kişileri düşünerek hazırlandı. Kendim de böyle yapıyorum çünkü. Eğlenmeye başladığımız 19.00-22.00 arası saatlerde dinleyicilerin en yakın arkadaşı oluyorum. Her hafta programın bir saatini alanında ünlü ve uzman bir konuğa ayırıyorum. Çok gülüp, çok eleştiriyoruz, dengesizce kendimle de dalga geçiyorum, gelen konukla da... Bazen dudaktan kalbe, bazen bir kulaktan diğerine…
En uysal, en zor, en komik ve en eğlenceli konuk kim?
Aşkım Kapışmak çok komik bir adam. Anlatırken yaşıyor adeta. Tuğçe Işınsu uysal ve çok zeki bir kadın, güzel tespitleri var, inceden de iyi laf sokuyor. Eylem Şenkal çok cesur, Zeynep Dizdar çok samimi, Öykü Gürman argümanı çok kuvvetli ve naif bir sanatçı. Seda Üren geldiğinde yayında bir süre kahkahadan şuurumuzu yitirdiğimizi zannettik.
Dinleyicilerin programa katılımı nasıl, neler yaşanıyor?
Radyo FD’de sadece ben telefonla dinleyici almıyorum yayına. Sadece iki kişi arasındaki diyaloğun diğer dinleyicileri sıkabileceğini düşünüyorum ama adam çok kıvrak ve zeki ise amenna. Türkiye’nin ilk resmi interaktif radyosu olduğundan sosyal medyanın dibini yaşıyoruz yayında zaten. Hem radyonun, hem de benim twitter ve facebook hesaplarımız online iken, radyonun web sitesindeki istek hattından ve gönderdikleri SMS’lerle dolu dolu üç saat geçiriyoruz.
Radyo dışında neler yapıyorsunuz?
Irmak Medya’nın koordinatörüyüm. Pr, menajerlik, kreatif, cast ve organizasyon alanlarında çalışan bir ajansız. Şarkıcı, oyuncu, model ve kuruluşlara danışmanlık yapıyoruz.
Yeni çıkan albümlerin promosyon süreçlerini, sanatçıların menajerlikleri ile beraber basın-halkla ilişkiler danışmanlıklarını ve mekânların iletişim danışmanlıklarını yürütüyoruz. Çok yakında bir sinema filmine başlayacağız, bir de bir programda jüri üyeliği durumu sözkonusu, bakalım bakalım...

Haberin Devamı

‘Kendini kral ilan eden radyocular var’
Sizce radyo dünyasındaki en büyük sorun nedir?
Ses sanatçılarının basın danışmanlıklarını yürütürken radyolarla ister istemez dirsek temaslarımız oluyor. Bir şarkının yükselmesinde ya da hiç duyulmamasında radyo en etkili faktör. İşin her iki tarafını da bilen ve gören biri olarak şunu belirtmeliyim ki, son 2 - 3 yıldır şımaran radyocular var.
Bir radyo yayıncısı ya da müzik direktöründen çok daha fazlasıymışçasına kendini bir müzik otoritesi olarak ilan etme durumu sözkonusu. Örneğin, on beş yıllık bir müzik markasından, sanatçıdan bahsediyoruz, bir şarkı yayınlıyor ama radyocu “Dinledim ama çalıp çalamayacağıma daha karar vermedim canım” diyerek belirleyici dikta kesiliyor başınıza... Hiçbir müzikal bilgisi ve eğitimi olmadan bugün yüksek mevkilerde az maaşlara çalışan ve kendini kral-kraliçe ilan eden radyocu arkadaşlarımız var. Bir konseri bile birlikte izlemekten hiç keyif almayacağınız biriyle kalkıp iş yapıyor olmanız da içler acısı zaten. Ancak ne var ki; durumun bu hale gelmesine sebep olan da yine bazı “sanatçı”lar. Diğer yandan ise gelecekleri hakkında hep kaygı duyan radyocu arkadaşlarımın sendikasızlık durumu vahim.