Cumartesi Dizilerin heyecanı onların kaleminde

Dizilerin heyecanı onların kaleminde

19.11.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Reyting savaşları en yoğun olarak diziler arasında yaşanıyor. Çok izlenen dokuz dizinin senaristi nasıl çalıştıklarını ve başarının formülünü anlattı

Dizilerin heyecanı onların kaleminde

Senaryo yazma süreleri dört günü buluyor. Bölüm başına ücret alıyorlar. Hiçbiri, komedi unsuru olmadıkça, içkiye senaryoda yer vermiyor. Başarının formülünü ise iyi senaryo, deneyimli yapımcı, iyi yönetmen ve doğru oyuncu seçimine bağlıyorlar. Sezon başından bu yana pek çok yeni dizi yayına girdi. Geçtiğimiz yıllarda başlayıp yoluna devam edenler de var... Ömrü birkaç bölüm sürenler de... Reyting savaşlarının kızıştığı dizi piyasasında oyunculardan haberdarız. Ama arka planda kalan senaristlerin nasıl çalıştığından haberimiz yok. Merak ettiklerimizi yanıtlayanlarsa reytinglerde üst sıralarda yer alan dokuz dizinin senaristleri. Gülse Birsel "Kötü bir senaryoyu iyi bir iş haline getirecek oyuncu dünyada yok" diyor. Gani Müjde ise seyircinin her yıl başka bir konsepte takıldığını söylüyor. Türkiye'de en çok aşk konusunun tuttuğu görüşündeler. Ekibim var sanıyorlar ama diziyi A'dan Z'ye ben yazıyorum. Dünyadan farklı olarak Türkiye'de sitcom'lar 75-80 dakika sürdüğü için en az üç hikaye ve bir kısa yan hikaye kuruyorum. Sonunda bu hikayeleri birbirine bağlıyorum. Amerika'da senaryo mastırı yaptığım sırada öğrendiğim gibi hiçbir replik, hiçbir karakter ve hiçbir bilginin gereksiz olmaması için çalışıyorum. Hangi sahnede aşağı yukarı ne olacağını gösteren sahne planını çıkarıyorum. Ardından işin en zevkli tarafı olan diyalog yazımına geçiyorum. Tüm senaryoyu oluşturmam yaklaşık üç gün sürüyor. Kendim de oyuncu olduğum için, oyuncunun tüm marifetlerini ortaya çıkarma üzerine kurulu bir yazım stilim var. Kim en iyi neyi iyi yapıyorsa onun üzerine gidiyorum. Selin yan bir karakterdi. Ama Evrim Akın çok başarılı bir tipleme çıkarınca Selin'i daha çok sevdim. Ofise renk katmasıyla yetinmedim. Onu Sütçüoğlu ailesine komşu da yaptım. Volkan'la ilişkilerini başlattım. Genellikle en enayi replikleri kendime yazarım. Tek amacı hikayeyi anlatmak olan, verilmesi gereken bilgiyi içeren replikler Aslı'nınkilerdir. Hiçbir oyuncuya haksızlık olmasın diye böyle yapıyorum. Başrolde olmama rağmen en az Aslı üzerinde çalışıyorum. Türk dizilerinde karakterler genelde kitap gibi konuşur. Ben her oyuncuyu kendi karakterine uygun konuşturmaya çalışıyorum. Her karakterimin bir konuşma stili var. Bu bir takım oyunu. Müthiş başarılı oyuncular bazen kötü senaryolarla heba oluyor. Başarı iyi senaryoya, iyi oyuncu ve yönetmene, ekibin anlaşmasına, prodüksiyon şirketine bağlı. Kötü bir senaryoyu iyi bir iş haline getirecek oyuncu dünyada yok. "Diğer oyunculara haksızlık olmasın diye en enayi replikleri kendime yazıyorum" Önce ekibimle birlikte bölüm öykülerini çıkarıyoruz. Sahne içeriğinin anlatıldığı bölüm olan tretman kesinleşince diyalogları yazıyorum. Oyuncular kendi karakterleri ile ilgili bazı hoş öneriler getirirse memnun oluyorum. Çünkü özellikle 40-50 bölüm sonra kalemimi dişlemeye başladığımda bu işime yarıyor. Çok reytingi olan dizilerde halk tepkisi size çok fazla geri dönüyor. Bu nabzı tutmanızı sağlıyor. Bize bölüm başına ödeme yapılıyor. Ama şimdi yavaş yavaş reyting primi gibi sistemler çıkıyor. Sonuçta senaristlik sosyal güvencesi olmayan bir meslek. Yapımcının bizden istedikleri; senaryonun belli bir dakikanın altında olmaması, genel hukuk ve etik kurallarına uygun olması. Bütçeye uygunluk. Dizinin sevilmesi. Başarının formülü deneyimli bir yapımcı, iyi bir yönetmen, iyi oyuncular, iyi bir öykü ve iyi senaryo. Kast yapılırken işe burnumu sokmak isterim. Yanlış oyuncu seçimi koca bir hikayeyi yok edebilir çünkü. "Kalemimi dişlemeye başladığımda oyuncu öneri getirirse memnun oluyorum" Diyalog yazarı, öyküyü ve treatmanı yazan üç kişi var ekipte. Kimi zaman kendimiz proje sunuyoruz, kimi zaman da yeni projeler için yapımcı şirketlerden iş teklifleri alıyoruz. Sadece bir bölümü yazıp projeyi "Devamını siz getirin" diye de satabiliriz. "Senaryoma bir kelime bile ek yapmayın" diyen senaristler var. Dizi işi sinema gibi sanat değil. Oyuncuların karakterin diline uygun olarak ek yapması doğal. Dizi senaryosu yazmanın da bir tekniği, matematiği var. Ben tiyatro yazarlığı bölümü mezunuyum ama yıllarca bu işte çalışmak da bu tekniği kapmanızı sağlıyor. "Kaçıncı dakikada sürpriz yapalım, nerede merak uyandıralım?" gibi soruların cevaplarını biliyoruz artık. Zaten reyting savaşlarının çok yoğun olduğu bir işte bunu bilmek şart. "Dizi senaryosu yazmanın da bir matematiği var" Hikayeciler ve tretman grubu bir arada çalışıyor. Onlar hikayeyi genişletiyor, ben senaryoyu yazıyorum. Bir de senaryo danışmanımız var. Dizi başlamadan önce karakter ve mekan sayısına yapımcının bütçesine göre karar veririz. Yapımcı "Bu işi altı mekanda halledelim" diyebilir. Biz de ona uyarız. Halkın sevdiği oyuncuların başrolde oynaması ve senaryonun başarısı bir dizinin tutmasında başa baş giden iki unsur. Her hafta gelen reyting raporlarını beklemek bu işin en stresli yanı. "Her hafta gelen reyting raporlarını beklemek bu işin en stresli yanı" Ankara Üniversitesi Dramatik Yazarlık Bölümü mezunuyum. "Gümüş"ün hikayesi okul arkadaşım Sema Ergenekon ile bana ait. Bazen bir oyuncu rolünü o kadar iyi oynuyor ki, senaryoda ona daha çok yer vermek istiyoruz. Ve rolünü uzatıyoruz. Bir devlet memurundan daha iyi kazancımız var ama daha az güvencedeyiz. Üç bölümde yayından kaldırılan diziler için bir yıl emek veriliyor. Hiçbir karakterimize sigara içirmiyoruz. Kötü alışkanlıkları özendirici unsurlardan kaçınmaya çalışıyoruz. Yayın günümüz olan çarşamba karşımızda bir aşk dizisi ("Yağmur Zamanı") ve komedi dizisi ("Avrupa Yakası") var. Seyircimizi kaybetmemek için eylem planları düzenliyoruz. Hikayede ufak değişiklikler yapıyoruz, olaya heyecan katıyoruz. Hikaye oyuncudan daha önemli. Bazen hikaye iyi oluyor ama senaryosu kötü yazılınca hikaye heba oluyor. O yüzden bir dizinin başarılı olmasında senaristin önemi büyük. "Seyircimizi kaybetmemek için eylem planları düzenliyoruz" Bir bölümünün kurgulanmış hali olan tretmanı ben yazıyorum. Kılavuz diyaloglar tretman metninde yer alıyor. Ekibimiz dört kişiden oluşuyor. Karakterlere sigara içirmiyoruz, içkiyi komedi unsuru olduğunda kullanıyoruz. Projenin doğru şekilde senaryolaştırılması başarıyı getirir. Bu da öngörülü bir yapımcının projenin elinden tutmasıyla gerçekleşir. Mesela "Yabancı Damat"ın projesi Türker İnanoğlu'na ait. Yaratıcı ekibe bizi o dahil etti. "İçkiyi sadece komedi unsuru olduğunda kullanıyoruz" Sekiz kişilik Tükenmez Kalem ekibinin elinden çıkma bu dizinin senaryosu. Önce tretman ve öyküler yazılıyor ama düzeltmeleri yapan ve son haline getiren ben oluyorum. Bu bir endüstri, sanat yapmıyoruz. Bunun bilincindeyiz ve zaman zaman büyük işletmelerdeki yönelmelere ve reytinglere göre yol alabiliyoruz. Seyirci her yıl başka bir konsepte takılıyor. Ve beğenilerini önceden kestirmek mümkün olmuyor. İyi bir reyting ve program okumayla buna uygun ürünler hazırlıyor veya senaryoda değişiklikler yapıyoruz. Eğer bir karakter sokaklarda bile konuşuluyorsa, dizide kullandığı lafları dillere dolanıyorsa o karakteri daha çok ön plana çıkarıyoruz. Dizinin yakaladığı başarının yüzde 50'si senaryodur. Geri kalan rakamı yönetmen, oyuncu ve proje paylaşır. "Seyirci her yıl başka bir konsepte takılıyor" Senaryo kadromuz şöyle: Ben, Güliz Kucur, Mehmet Bilal, ayrıca tıp danışmanı doktor Ayhan Cingi ve araştırmacı Zeynep Özilhan. Bu ekip düzenli toplantılar yaparak dizinin gerek uzun gerek kısa vadeli hikayelerini belirliyor. Toplantılarda haftalık bölüm içeriği çıkarıyoruz, sonra tretman ve senaryo aşamasına geçiyoruz. Bir bölümün senaryosu ortalama beş günde tamamlanıyor. Televizyon büyük bir sorumluluk alanı. Bu nedenle ders verici değilse bile bazı insani kriterleri gözetmek şart. Örneğin fiziksel şiddeti körüklemek gerçekçilik pahasına bile olsa yapmayacağımız bir şey. Senaristler belli bir bütçeye göre hareket eder. Ama bu, dizinin ihtiyaç duyduğu mekan ve kişilerin kısıtlanması anlamına gelmez. Hikaye bu kişileri ve mekanları gerektiriyorsa yapımcı genelde sorun çıkarmaz. "Fiziksel şiddeti körükleyen senaryo yazmıyoruz" Diziyi ben de dahil dört kadından oluşan Kara Kalem grubu olarak yazıyoruz. Projenin süresine göre bir hikaye düşünüyoruz ve onu parçalara bölüp geliştirmeye çalışıyoruz. Dizinin çekimleri başlayınca da işbölümü yapıyoruz. Hikaye oluşturuluyor, tretman yazılıyor ve araştırma yapılıyor. Son olarak diyalogları ben yazıyorum. Seyircinin istekleri senaryomuzu şu ana kadar hiç değiştirmedi. Mesela "İkinci Bahar"da da çalıştım. İlk bölüm yayınlandığında biz finali biliyorduk. Ve ondan hiç şaşmadık. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de en çok aşk içeren diziler tutuyor. Paramızı bölüm başına alıyoruz. Eğer isim yaparsanız senaristlik kazandıran iyi para kazandıran bir meslek. Bir dizinin başarısı ilk olarak senaryoya, ikinci olarak yönetmene bağlı. Ardından oyuncu seçimi geliyor. "Eğer isim yaparsanız senaristlik iyi para kazandıran bir meslek"