Fransa sahnelerinde genç bir Türk balet

Dans hayatına Fransa’da devam eden Utku Bal, Juene Ballet Europeen Bale Topluluğu’nun tek Türk dansçısı. 11 yaşında baleye başlayan ve şu anda 25 yaşında olan Bal, Jardin d’Acclimatation sahnesinde sergilenen “Puzzle” adlı gösteride dans ediyor. Genç balet dansa nasıl başladığını ve gelecek planlarını anlattı.

Baleye nasıl başladınız?

Akrabalarımız bize geldiklerinde onların çocuklarıyla dans gösterileri hazırlardık. Abimin, annemin ve babamın kıyafetlerini kostüm yapardık. Sanatın her alanına büyük ilgim vardı. Şarkı söylemeyi de çok severdim. Piyano ve şan dersleri almıştım. Aslında dans etmekten çok şarkıcı olmayı hayal ediyordum. Bir gün annem gazetede bir ilan gördü; “Devlet Opera ve Balesi’ne genç yetenekler aranıyor” yazıyordu ve çocuk korosu için ilandaki numarayı aradı. Telefona cevap veren sekreter, çocuk korosunun tarihleri yerine çocuk balesinin sınav tarihlerini söylemiş ama tabiibunu sınav gününe kadar tahmin bile edemedik. Sahneye çıkma sıram geldiğinde anladık.

“Hayatımdaki en güzel hata baleye başlamak”

Ne yaptınız sınavda?

Hiçbir şey yapamadım, sahnede dondum kaldım. 11 yaşında küçücük bir çocuktum. Jüridekiler ilk önce vücut yapıma baktılar sonra bir tane klasik müzik CD’si koydular “dans et” dediler. Etrafımdakileri taklit ettim. İki gün sonra “oğlunuz baleye çok uygun, sınavdan da geçti lütfen derslere getirin” diye aradılar. Biraz şans, biraz hata, biraz yanlış anlaşmalar sayesinde baleye başlamış oldum. Hayatımdaki en güzel hata da baleye başlamak oldu diyebilirim.

Sonra neler yaptınız?

Bir sene Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin çocuk balesine devam ettim ama bana yetersiz gelmeye başladı çünkü haftada bir-iki gün gidebiliyordum. Antalya’da dans okulu buldum “Konservatuara hazırlanmak istiyorum, beni yetiştirin” dedim. Bu kurs sayesinde Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın Klasik Bale Bölümünü kazandım. Lise ikiye kadar Ankara’da okudum. Lise üçte İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptım. Üniversiteyi orada bitirdim.

Fransa’ya gidiş maceranız nasıl başladı?

1.5 senedir Fransa’da yaşıyorum. Üniversitedeyken yaz tatilleri için Fransa’da 15’er günlük stajlar arıyordum. Bir arkadaşım sayesinde Fransa’daki Academie Internationale de la Danse adlı okulu buldum. Bu okul, dünyanın her yerinden katılan öğrencilere ünlü koreograflarla 15 gün çalışma imkanı sağlıyor ve sonunda da büyük seçmeler düzenliyordu. Ben oraya gittiğimde sadece staj yapıp dönmeyi planlıyordum. Oradaki son günlerimde; 1789 Fransız İhtilali’ni anlatan bir müzikalin seçmelerine katılma teklifi aldım. Ona katıldım, kazandım ve kalmaya karar verdim.

Bu ara neler yapıyorsunuz?

Juene Ballet Europeen Bale Topluluğu’nda dans ediyorum. Bu toplulukta dans eden ilk Türk benim. Bu ara, Fransa’daki ünlü Jardin d’Acclimatation sahnesinde ekim ayına kadar her cuma ve cumartesi “Puzzle” adlı bir gösteriyi sahneliyoruz. Ayrıca ekipteki iki solistten birisiyim.

“Türkiye’ye dönünce kendi dans okulumu açacağım”

Gelecek planlarınız neler?

Türkiye’deki bütün arkadaşlarım “Fransa’ya giderek ne kadar güzel yaptın, özleme bizi ve sakın dönme, orada kal, Türkiye’de sanat bitiyor” diyorlar ama ben Türkiye’yi, özellikle İstanbul’u çok seviyorum ve bir gün döneceğim ama henüz tam olarak hevesimi alamadım. Üç-dört sene daha Fransa’da kalıp yaptığım işle tanınmak ve aranılan dansçı olmak istiyorum. Benim hayalim Bejart Ballet dansçısı olmak. Bunu da aklıma sokan İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’ndaki bale hocam Cem Ertekin. Bana hep Bejart Ballet sahnesine çok yakışacağımı ve orada dans edebilecek kalitede bir dansçı olduğumu söylerdi. Her geçen gün yavaş yavaş buna yaklaştığımı hissediyorum. Önümüzdeki sene onun seçmelerine katılıp şansımı deneyeceğim. Türkiye’ye dönünce de kendi dans okulumu açmak istiyorum.