Gündem Sabri Ok: "Silahsızlanma gündemimizde yok"

Sabri Ok: "Silahsızlanma gündemimizde yok"

23.11.2014 - 19:18 | Son Güncellenme:

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, PKK'nın çıkış gerekçesinin ortada durduğu bir sırada silahsızlanmanın da, geri çekilmenin de mümkün olmadığını belirterek, "Bu koşullarda silahsızlanmayı tartışmak Kürtlerin iradesine saygısızlıktır” dedi. Anayasal güvence olmadan Kürt srununun çözülmesinin mümkün olmadığını ifade eden Ok, tutuklama, gözaltılar ve ev baskınlarına karşı misilleme hakkı kullanacaklarını söyledi.

Sabri Ok: Silahsızlanma gündemimizde yok


Ok, çözüm sürecinin geldiği aşama, Kürt sorununun çözümü, silahsızlanma ve son tutuklama operasyonlarını ANF'ye değerlendirdi:

AKP ADIM ATMAMIŞTIR: Ortada büyük bir manipülasyon ve yönlendirme var. Algı yaratma çabası var. Bu, AKP’nin stratejisidir. AKP Kürt sorununun çözümüne ve Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda ne hareketimizin ve halkımızın ne de Türkiye halkının tanık olduğu, gördüğü ve tatmin olabildiği hiçbir adım atmamıştır. Önder Apo hala kendi avukatları ile görüştürülmüyor. Uzun zamandır heyet ile de görüştürülmüyor. Bu, AKP’nin tamamen keyfiyetçi, üsttenci ve Kürt halkının varlığını kabul etmeyen tutumundan kaynaklanıyor. Kürt halkının varlığını ve temel haklarını anayasal ve yasal güvenceye almadan Kürt sorununun çözülmesi zaten mümkün değildir. Eğer bir sorun çözülecekse önce o sorunun varlığını kabul etmek gerekir.

OSLO’DAN BERİ OYALIYORLAR: AKP’nin son derece politik ve kurnazca hareket ettiği açıktır. Her zaman bazı adımlar atacağını söyler, göstermelik bazı şeyler yapar ama iş esasa geldiğinde hiçbir adım atmaz. Zaman kazanma ve oyalama bugüne kadar izlenen tutum olmuştur. Bu bugün değil sadece Oslo ve Oslo’dan önce yapılan bütün görüşmelerde görülen bir durumdur. HDP heyetinin de safiyane olmaması lazım. Biraz daha öngörülü, eleştirel ve politik olmalı. Hem Kürt halkının hem de Önderliğimizin duruşunu Türkiye kamuoyuna ve halkımıza daha güçlü ve iyi yansıtabilmelidir. Yani devlet ve AKP karşısında daha güçlü tartışan bir konumda olmalıdır.”

KARŞI TARAF İYİ NİYETLİ DEĞİL: HDP istiyor ki iyi şeyler olsun. Ama karşı taraf hiç de iyi niyetli değil ve hiç de iyi şeylerin olmasını istemiyor. Devlet zaten yaptıklarıyla da söylediklerini boşa çıkarıyor. Ankara hükümetinde söz çok ama ciddi hiçbir adım yoksa, sadece göstermelik bazı şeylerle zaman kazanma politikası izliyorsa bu iyi niyetli olmamalarından kaynağını alıyor.

ÖCALAN ÖZGÜRLEŞMEDEN SİLAH BIRAKILMAZ: (Demirtaş'ın 'Öcalan silahsızlanma konusunda çağrı yapabilir' açıklamasına yanıt) Hiç kimsenin silah iradesi elinde olan bizler adına konuşması doğru değildir. Bizim böyle bir şeyden haberimiz yok. Gündemimizde de böyle bir şey yok. Önderlik silahların bırakılması için çağrı yapacak, PKK bunu yapacak şunu yapacak gibi bir durum bilgimiz dahilinde değildir. Gündemimizde de böyle bir şey yok zaten. Bunlar hareketimizin yönetiminin bilgisi dahilinde ancak olabilecek şeylerdir. Kaldı ki biz daha önce de söyledik: Kürt sorununun çözümü konusunda ciddi adım atılmadan, Önder Apo özgürleşip bizzat gerillayla görüşmeden bu tür şeyler tartışılamaz. Gerilla da hiçbir biçimde silah bırakmaz.

GÜÇLERİMİZ BİR YERE ÇEKİLMEYECEK: Çıkış gerekçemiz ortada dururken böyle bir silahsızlanma mümkün olamaz ve gerçeğimize aykırıdır. Hareketimizin gündeminde silahsızlandırma ve silahlı güçlerimizin bir yerlere çekilmesi gibi bir şey kesinlikle yoktur. Üzerinde tartışmaya değer bir durum bile değildir. AKP’nin gündem yaratma çalışması ve çabasıdır. Seçim öncesi bir propaganda argümanı olarak ortaya atılmıştır. AKP seçim öncesi sanki bunları yaptırabilirmiş gibi bir hava yaratarak seçim ortamını etkilemeye çalışmaktadır. Türkiye demokratikleşmiş, Kürt halkının varlığı ve özgür yaşamı güvenceye alınmış değildir. Üzerimizde böyle baskı ve tehditlerin hiç eksik olmadığı bir dönemde Kürt halkının, PKK’nin silahsızlandırılması asla söz konusu olamaz.

GÖZLEMCİ HEYET ŞART: Önderliğimiz daha önce de ‘bir kadın-erkek evliliğinde bile şahitler olur’ demişti. Kürt sorunu gibi tarihsel ve köklü bir sorun çözülmek isteniyorsa ve taraflar arasında ciddi güven sorunları varsa üçüncü bir gözlemci heyetin olması şarttır. Üçüncü bir gözlemciyle pratik sahadaki durumu izleyecek kurumlar aynı role sahip değildir. Birincisi, müzakereyi, ikincisi, pratik sahada müzakerenin gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini gözetler. Biz kim hatalı, kim doğru, kim üzerine düşeni yapıyor kim yapmıyor? Bunun görünür olması için üçüncü bir gözlemci heyetin olmasını gerekli ve doğru görüyoruz. Fakat AKP’nin ısrarla ret ettiği budur. Kendisi üçüncü bir gözlem heyetini istemiyor. Dolayısı ile daha rahat, daha keyfiyetçi ve kendine göre hareket etmenin zeminini korumaya çalışıyor.

BİZ DE AKP'Lİ TUTUKLARIZ: Siyasetçileri, gençleri, kadın aktivistleri, hatta üniversitelerde öğretim görevlilerini gözaltına alıyorlar, tutukluyorlar. AKP'nin tutuklamalar yaptığı bir yerde hareketimizin de tutuklama yapması ve bu tutuklamalara karşı misilleme hakkını kullanması meşrudur ve hiç kimse tarafından da tartışılamaz. Herkes şunu bilmelidir ki, hareketimiz de halkımıza karşı suç işleyen kişi ve kesimleri gözaltına alma ve tutuklama hakkına sahiptir. Bunlar kimler olur? Nasıl ki Kürt legal siyasetçileri AKP nezdinde suç işliyor ve tutuklama gerekçesi var deniliyorsa; AKP’lilerden de suç işleyenler vardır. Resmi görevlileri vardır. Suçlu başka insanlar ve çevreler vardır. Biz de bu noktada kendi hukukumuzu uygulamak durumunda kalırız.