Siyaset Gri alan yaratılmalı

Gri alan yaratılmalı

21.05.2008 - 00:57 | Son Güncellenme:

Toptan; “Kapatma davasında çıkış yolunun tarifi, gri alan yaratmaktır. Bu, iki ucu birleştirmek demek değildir. Bu CHP’liler AKP’li, AKP’liler CHP’li olacak falan değil. Bu, tartışmaları da geride bırakmak demek” diyor

Gri alan yaratılmalı

TBMM Başkanı Köksal Toptan, AKP’ye kapatma davasının açıldığı günden bu yana belki de en somut çıkışta bulunan isim oldu. Toptan, “Kapatma ve kapatmama dışında üçüncü bir yol bulunabilir” dedi; hatta bunu da son derece samimi bir şekilde, “Herkese ‘Oh’ dedirtecek bir formül” diye tarif etti. Bu söyleşide ise bir küçük kapı daha araladı ToptanÖ Anayasa Mahkemesi’nin tartışmalı konularda dahi gerektiğinde içtihat kararları alabilme gücünü vurgularken, bizim “367” anımsatmamız üzerine “Dayanak olabilir, demek ki yapılabiliyor” dedi. Ve Toptan, Meclis Başkanı sıfatıyla o önemli çağrısını bir kez daha yineledi; “Üçüncü formülü tartışalım, gri alan yaratmamız şart!” İşte Toptan’la gündeme ilişkin konuştuklarımız:
“Üçüncü yol” arayışınızın ilk çıkış noktası nasıl oldu?
“AKP kapatılsın” diyen çevreler bile AK Parti’nin kapatılması durumunda Türkiye’de meydana gelebilecek kaotik durumu hatırlattığınız zaman “Aman kapatılmasın” diyor.
Ağırlıklı olarak İstanbul’daki iş çevreleri dahil buna. Şimdi bunların hem endişelerini giderecek, rahatlatacak hem de istikrarı koruyacak bir orta yol bulma ihtiyacı var. Herkese “Oh” dedirtecek bir yol...

Türkiye çıkamayacak gibi
Kaldı ki sadece iş çevreleri değil, sokaktaki vatandaş da bir an önce bu gerginlikten çıkmayı istiyor?..
Ama, nasıl çıkılacak? Bu gerginlikten AK Parti kapatılsa da, dava reddedilse de Türkiye çıkamayacak gibi görünüyor. Öyle olunca da benim dediğim yol, bir çare olarak düşünülebilir mi? Ben de bu formülü o yüzden tartışılsın diye ortaya attım.
Tartışılmaya da başladı sanki, birkaç gündür köşe yazarları değiniyor?..
Evet, ama, ben daha çok Anayasa hukukçularımızın, siyaset bilimcilerimizin tartışmasını istiyorum. Şimdi, bana diyorlar ki, “Arkasını getir.” Bunun arkasını getirecek bir şey yok ki, ben meramımı anlattım.
Tam olarak nedir meramınız?
Bakın, bence Anayasa mahkemelerinin özelliği şudur: Anayasa mahkemeleri ülkelerinin geleceğini kuran büyük içtihatlar yaratırlar. Bizde de böyle, başka ülkelerde de böyle. Ben bunu Anayasa Mahkememiz yapabilir diye düşünüyorum.

Rolü çok önemli
Daha önce Türkiye’nin geleceğine yön veren bir içtihadı ne oldu? Örneğin, en son 367 için denebilir mi?
Evet, 367 burada şöyle bir dayanak olabilir. O çok tartışmalı bir konuydu. Oradan hareketle, yani demek ki yapılabilir böyle bir şey,  önemli olan bu... Anayasa Mahkemesi çok önemli bir rol üstlenebilir. Üstleniyor da zaten. Ve Türkiye’de bir yol açıcı olabilir. 
Ama nasıl olur?
Bana onun formülünü sorarsanız, “Anayasa Mahkemesi şöyle bir karar verirse, senin dediğin formül oluyor mu?” derseniz, onu ben bilemem. Ona ben kesinlikle girmem.
Çünkü, o zaman gerçekten Anayasa Mahkemesi’ne yol gösterici pozisyonuna düşerim ki, hiç kimse gibi buna benim de hakkımın olmadığını biliyorum. Ama, böyle bir tartışmayı yapmakta da yani akla-kara arasındaki gri bölgeyi aramakta da, Türkiye açısından çok fayda var.
Bir haftadır aldığınız tepkiler nasıl? Kimler, ne diyor bu formüle?
Aslında, sağdan-soldan hep olumlu tepkiler geldi. Mesela, Cumhuriyet gazetesindeki bir yazarımız da olumlu tepki yazdı, Vakit gazetesindeki bir yazarımız da... Ama, yine bu gazetelerde aleyhte tepkiler de var. Ben de zaten tam bunu istiyordum, konuşulsun tartışılsın...

Mesajım kamuoyuna
Biz bu hafta Joost Lagendijk’la bir söyleşi yapmıştık?..
Gördüm, benim üçüncü formülü de sormuşsunuz zaten.
Evet. Kendisi, kapatma dışındaki bir karara AB’nin büyük reaksiyonlar göstermeyeceğini söyledi; yani, bir anlamda AB’den de destek geldi  formülünüze?
Evet, çünkü doğrusu Türkiye geniş kesimlerin içini ferahlatacak çıkış yolunu bulmalı.
Peki, o çıkış yolunun tarifi ne, onu söyleyebilir misiniz?
Gri alan yaratmak... Tarifi bu.
Yani iki ucu birleştirmek mi?
Yok, onu birleştirmeye gerek yok. Gri alan yarattığınız zaman CHP’liler AK Partili, AK Partililer CHP’li olacak falan değil. Olması mümkün de değil. İhtilaflar bitecek mi? Hayatta bitmeyecek.
Siyasi rekabet bütün hızıyla devam edecek. Zaten etmeli ki Türkiye demokrasisi gelişsin. Ama, bu tartışmaları da geride bırakmak gerekiyor. Belki bu dediğim formülle, bu şansı yakalayabilir miyiz, onu aramak lazım.
Bu süreyi AKP nasıl kullanmalı, bir öneriniz olur mu?
Hayır, çünkü, o zaman siyasete müdahil olurum ve tarafsız kimliğim zedelenir. Benim burada muhatabım siyasi partiler değil. Benim mesaj vermek istediklerim sadece kamuoyu ve entelektüeller.

Herkes bekliyor
Sonuç olarak şu ana kadar ki gelinen noktayı nasıl özetlersiniz?
Ben söylüyorum, sizler yazıyorsunuz, çok fazla yoğunlukta olmasa bile bu konuşulup, tartışılıyor. O arada, ben zaman zaman incitiliyorum. (Gülüyor) Ama tabii bunu söylerken, bu durumu göğüslemem gerektiğini de biliyorum ben.
Kimi diyor ki, “Bunun kafasında Tayyip Erdoğan’ı ve AK Parti’yi kurtarma formülü var”; kimi de diyor ki, “Bu partiyi DYP-Anavatan çizgisine getirmek istiyor.”
İki taraftan da ateş altındasınız yani?
Evet, ama, ben bu öneriyi yaparken tamamen siyaset bilimcilerinin ve hukukçuların tartışmasını istiyordum.
Çünkü, daha fazlasını siz söyleyemiyorsunuz?
Konumum gereği söyleyemiyorum.
Peki, TÜSİAD ya TOBB’un bu öneriye sahip çıkması yol açıcı olabilir mi?
(Gülüyor) Herkes bekliyor, ama ne bekliyorlar bilmiyorum.

Haberin Devamı

Baykal’a incindim
CHP Genel Başkanı’ndan bu öneriniz nedeniyle sert bir tepki aldınız?..
Kesinlikle haksız bir tepkiydi.
Peki o tepkiden sonra ürktünüz mü?
Ürkmem söz konusu olmaz, ama incindim. Çünkü, beni en iyi bilen, en iyi tanıyanlardan biridir Sayın Deniz Baykal. Benim bu tip öneriler ortaya koyduğum zaman, orada kesinlikle iyi niyetim olduğunu bilenlerin başında gelir. O nedenle o sert tepkiye incindim.
O tepki yüzünden önerinizin devamını getirmediğiniz düşünüldü?
Hayır, benim bütün önerim bu. Bunun bir ötesi yok. Elimde bir formül yok. Kafamın arkasında da bir formül var da saklıyor değilim.
Peki Başbakan’dan ya da AKP’nin üst düzey yöneticilerinden herhangi bir tepki aldınız mı?
Bir tek bu sabah, bir Bakanımız “İyi oldu” dedi. Onun dışında olumlu-olumsuz tepki gelmedi.
Bu “Bir Sayın Bakan” giderek esrarengiz olmaya başladı?..
Yok, Sayın Enerji Bakanı söyledi. Onun dışında “İyi söyledin” ya da “Sen ne söylüyorsun bunu” diyen kimse şu ana kadar olmadı.

Haberin Devamı

Gri alan yaratılmalı

Cumhurbaşkanı çok üzüntülü...
Kapatma olursa Cumhurbaşkanı’nın da konumunun tartışmaya açılacağı ve bunun parti kapatmadan da farklı bir devlet krizine dönüşeceği endişesi var; sizce de ağustos ayında böyle bir kaos yaşıyor olabilir miyiz?
Sıkıntılı bir süreç olduğu kesin. Yani, biraz evvel Avusturya Cumhurbaşkanı’nı birlikte karşıladık kendisiyle ve Sayın Cumhurbaşkanımız zor durumda tabii, kim ne derse desin şimdi...
Üzüntülü görüyor musunuz?
Sayın Cumhurbaşkanımızın bizden çok daha fazla üzülmemesi mümkün değil. Umuyorum ki Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanlığı sorununu karşımıza çıkaracak bir şekilde bir karar ibraz etmez.
Anayasa Mahkemesi de herhalde çok zor durumda kalacak. Hukukçular arasında bir ihtilaf var. Siyasi yasak söz konusu olabilir diyenler var.
Hukuk bilgileriniz size ne söylüyor?
Çok zor, yani burada çok net bir hukuki bir karşılık bulmak çok mümkün değil. Ama birincisi partinin kapatılmasını varsayarak bunu söylüyoruz. İkincisi partinin kapatılmasına Sayın Cumhurbaşkanı’nın iddia edilen söylemlerinin neden olmasının kabulü halinde bunun böyle olacağını varsayıyoruz.
Bunların hiçbiri olmayabilir. Yani o tartışmayı yapmak için şu an çok erken.

‘Ara dönem nöbetçisi’
Şimdi kızacağınız bir şey soracağız.
Cevap vermem o zaman. (Gülüyor)
Daha doğrusu kızdığınızı duyduğumuz bir şey: Eski bir FP’li Mehmet Bekaroğlu sizin de aralarında bulunduğunuz bir grup AKP’li için, “Ara dönem nöbetçisi” dedi. Yanıtınız?
Şöyle sinirlenirim bu konuya, benim hayatımda hiç öyle nöbetçilik yoktur. Benim siyasi geçmişim belli. 12 Eylül darbesi olduğu zaman ben Bakan’dım. Birdenbire her şey bitti müdahaleyle, Sayın Demirel sürgüne gönderildi. Bir gün Yavuz Donat’ın odasında otururken, 15 gün falan olmuş darbe olalı, Donat, “Sayın Demirel’i bir arayalım mı” dedi. “Nasıl arayacağız” dedim. “Bir deneyelim şansımızı” dedi. Beş dakika sonra Sayın Demirel bizim karşımızdaydı. Konuştuk, “Ne yapıyorsun?” diye bana sorunca dedim ki, “Zonguldak’a döneceğiz” dedim. “Ben gelmeden hiçbir yere gitme” dedi bana, ben de gitmedim.
.... DYP seçime girmedi. O dönem bana da arkadaşlarıma da hem MDP’den hem de ANAP’tan milletvekili olmamız için teklifler, hatta baskılar geldi. Ama, biz yok dedik. Biz DYP’de siyasete devam edeceğiz dedik. İşte o ara dönemlerde ben zor olanı seçtim.
28 Şubat sürecinde, ne hükümetteydim ne bir şeydim. Tam tersine o zaman çıkarılan zabıtlar incelenebilir. Pek çok yasaya benim ret oyum vardır. Yani bu siyasi geçmişim benim zannediyorum bu alandaki cevap teşkil edecek önemli karnemdir. 

Gri alanda ben yokum
Gri alan yaratmada isteğinde olan kimi çevrelerin okları hep sizi gösteriyor?..
O gri alanda ben yokum yalnız. Tam tersine bu gri alan istikrarın devamını temenni ettiğim alan. Halkın tercihine, iradesine dayanmayan her form beni rahatsız eder.
Özellikle Meclis Başkanı olduğunuzdan bu yana kimi zaman AKP’yle ters düşen görüşler bildirdiniz ve bunu sizin başka hedeflerinizin olduğuna yoranlar oldu?..
Hiçbir hedefim yok. Benim söylediklerimin arkasında kesinlikle başka bir şey yok. Bir beklenti de yok. Görevimin başındayım ve bunu yapmaya da devam edeceğim.
Dava sonucu ne olursa olsun?
Dava sonucu ne olursa olsun!
Hep AKP ve Tayyip Erdoğan çizgisinde mi?
Geçmişimi söyledim, ben o çizginin dışına çıkmadım. Ben siyaseti bıraktığım bir noktada Sayın Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine AK Parti’ye geldim ve milletvekili oldum. Şimdi Sayın Erdoğan’la benim siyaset dışında da hemşeriliğe dayanan bir yakınlığımız var, müşterek çok dostlarımız var. O nedenle ben bu çizgiyi bozmam.
Yani “Erdoğansız siyaset yapmam” mı diyorsunuz?.
Yapım o, ben bu çizgiyi bozmam.

Haberin Devamı

Toptan’a zırhlı araç

Haberin Devamı

TBMM Başkanı Köksal Toptan’a   1 milyon YTL’lik BMW marka zırhlı makam aracı alındı. Toptan dün TBMM’de gazetecilere “Zaten bütçede vardı zırhlı araç alımı. İşte o” dedi.