Dünya Güzellik uğruna en acı gelenek! Ayak kemikleri un ufak olsa da devam etti

Güzellik uğruna en acı gelenek! Ayak kemikleri un ufak olsa da devam etti

01.02.2023 - 06:59 | Son Güncellenme:

Çin'de süregelen bir gelenek yüzünden yüzyıllarca kadınların ayak parmaklarının tabanlarına doğru kıvrılarak bağlanması, kemiklerinin un ufak olup parçalanmasına ve normalin yarısı kadar küçük ayaklara sahip olmalarına sebep oldu. Güç, güzellik sembolü haline gelen ve 'lotus ayak' olarak adlandırılan ayak bağlama geleneğinin korkunç yüzünü Dr. Havva Meryem İmre anlattı.

Güzellik uğruna en acı gelenek Ayak kemikleri un ufak olsa da devam etti

Zeynep Dilara Akyürek - Kadınlar tarih boyunca güzel ve çekici olmak uğruna birçok yöntem denedi, sırf güzel görünmek adına pek çok kez acılarla dolu yollardan geçti. Dünyanın en eski medeniyetlerinden Çin'de uygulanan bir yöntem ise tüyler ürpertecek türden. Yüzyıllar önce Çinli kadınlar arasında statü ve güzellik sembolü haline gelen bir gelenek adeta işkenceyle eşdeğerdi. Kadınlar ancak bu yöntemi uyguladığında evlenmeye değer görülüyor, çektiktekleri acıyla paralel olarak toplum tarafından saygıyla karşılanıyordu. Peki neydi bu gelenek? Ayaklarını özel bez ve malzemelerle bağlayan kadınlar, bu sayede daha küçük ayaklara sahip oldular. Zaman içinde 'Lotus Ayak' diye adlandırılan bu yöntem, ayaktaki birçok küçük kemiğin kırılmasına ve büyüme çağındaki genç kızların sırf güzellik uğruna büyük acılar çekmesine sebep oldu. İstanbul Aydın Üniversitesi Ayakkabı Tasarım ve Üretim Programı Öğretim Üyesi Dr. Havva Meryem İmre, lotus ayak geleneğiyle ilgili çarpıcı detaylar paylaştı.

Haberin Devamı

Güzellik uğruna en acı gelenek Ayak kemikleri un ufak olsa da devam etti

MEZAR KAZISI ORTAYA ÇIKARDI

Lotus ayak geleneğiyle ilgili araştırmalar, Leydi Huang Sheng’in mezar kazısında arkeologların beze sarılı ve özel olarak şekillendirilmiş bir ayakkabı bulmasıyla başladı. Dr. Havva Meryem İmre, bu geleneğin M.S. 960-1200 döneminde Song Hanedanı döneminde başladığını belirterek kadınların küçük ayaklı olmak için bu yönteme başvurduğunu belirtti. Leydi Huang Sheng’in mezar kazısında bulunan lotus ayakkabı ve formu bozulmuş bir ayak, bu gelenek için ilk ipuçlarını vermişti. Ancak araştırmacılar için bu geleneğin nasıl ortaya çıktığı merak konusuydu. Dr. İmre, bu geleneğin kökenini ve ortaya çıkışını şöyle anlattı:

"Song Hanedanı döneminde dansçı kadınların egzotik hareketlerinin ve küçük adımlarla yürümelerinin erkekler üzerindeki etkisi, dansçı kadınların ayaklarının küçük olmasına bağlandı. Dans eden kadının küçük adımlarla yürümesi ve dans etmesi, erkeklerde rüzgârda uçuşan nilüfer (lotus) çiçeklerini hatırlatmış ve bu duygu erotizm etkisini belirginleştirmiştir."

Dr. İmre, hem kadının erkeğe ve ailesine vereceği hizmetin ahlaki değerlerle örtüşmesi hem de kadının geleneklere uygun olarak saygınlığını artırması açısından ayak bağlama uygulamasına 2-7 yaşından itibaren başlanıldığını da sözlerine ekledi.

Haberin Devamı

YA YÜRÜYEMEZ HALE GELDİLER YA DA ÖLDÜLER

Çinli erkeklerin dansçı kadınların hareketlerinden etkilendiğini fark eden Çinli kadınlar, özellikle de erkeklere kendilerini beğendirmek adına küçük yaşlardan itibaren ayak parmaklarını tabanın altına kıvırarak bağladı. Bu uygulama genç kızlara başlarda büyük acılar çektiriyordu. Yürürken zorlanan kızların kemikleri, ayaklarının yanlış şekilde yere basması ve kıvrılmasıyla kırılıyor, sonunda da lotus çiçeğini andıran bir görünüm kazanıyordu.

Dr. İmre, bu uygulamanın kötü sonuçlar verdiğini söyledi ve lotus ayak ölçüsü olan üç inç (yaklaşık 8 cm) uzunluğuna ulaşamayan ayakları için birçok kadının ayak parmaklarını tekrar kırarak bağladıklarını ifade etti. Dr. İmre, "Sonuç olarak kadınların ya hiç yürüyemez hale geldikleri ya da hayata veda ettikleri biliniyor" dedi.

Güzellik uğruna en acı gelenek Ayak kemikleri un ufak olsa da devam etti

KONFÜÇYÜS'ÜN ÖĞRETİSİ ETKİLEDİ

Lotus ayak geleneğinin kadının ezilmişliğinin ve ataerkil anlayışın sembolü olarak literatüre geçtiğine dikkat çeken Dr. Havva Meryem İmre, Çinli filozof Konfüçyüs ile ilgili de şaşırtıcı bir gerçeği ortaya koydu. Dr. İmre, Çin'de kadınlar arasında uzun yıllar devam eden acı verici bu geleneğin, Konfüçyüs’ün ahlaki değerleri ve 'acının insanı olgunlaştırması' felsefesinin etkisi altında geliştiğini belirterek şunları ekledi:

Haberin Devamı

"Çin'in kültürel yapısının ve geleneklerine bağlılıklarının son derece güçlü olması lotus ayak işleminin yüzyıllarca sürmesine yol açtı. Beraberinde toplumsal cinsiyet açısından bakıldığında kadına yüklenen sorumlulukların başında namus anlayışının gelmesi, temel görevinin kocasına itaat ve hizmet olması da konuyu sorgulanamaz hale getirmiş olabileceği düşüncesini güçlendiriyor."

'YANLIŞ OLDUĞU ZAMAN İÇİNDE ANLAŞILDI'

Çin kültürü dünyadaki birçok kültür gibi değişime uğrayınca bu gelenek de zaman içinde yok olan uygulamalar arasına adını yazdırdı. Uzun yıllar boyunca nesilden nesile aktarılan bu gelenek yüzünden ise pek çok kadın çeşitli rahatsızlıklar sebebiyle hayatını kaybetti. Ancak en sonunda ne kadar yanlış olduğu yalnızca fiziksel nedenlerle değil, teorik açıdan da anlaşıldı. Sanayi Devrimi ile başlayan küresel değişimin Çin'de kültürel, sosyal, gelenekler bağlamında ve ataerkil aile yapısında bazı sorgulamalar ve yeni açılımları gündeme getirdiğinin altını çizen Dr. İmre, "Kadının sosyal yapı içerisinde bir kimlik oluşturabilmesi ve ayak bağlama uygulamasıyla özdeşleşmiş olması bu konuyu daha fazla göz önüne serdi" dedi.

Güzellik uğruna en acı gelenek Ayak kemikleri un ufak olsa da devam etti

YÜZYILLARCA SÜREN GELENEK NASIL SONA ERDİ?

Lotus ayak uygulamasının nasıl sona erdiğini anlatan Dr. Havva Meryem İmre, "1860'dan 1910 yılına kadar süren bilimsel çalışmalarla sosyal, fiziksel, psikolojik açıdan kadın bedeni üzerindeki etkileri araştırıldı. Lotus ayakla ilgili en önemli atılım ise 1882 yılında Çinli reformist Kang Youwei ayak bağlama uygulamasının kaldırılması için kampanya başlattığında yapıldı. 19'uncu yüzyılda Batılı misyonerlerin Çin'e adım atmasıyla beraber ayak bağlama uygulaması Batı ülkelerinde duyulmaya başladı ve Çinli kadınların durumlarını iyileştirmek için harekete geçildi. Kadın bedenine acı veren, anatomisini bozan bu uygulamanın bitirilmesinde Batılı kadın misyonerlerin çalışmaları etkili oldu" diyerek sözlerini noktaladı.

Ayak bağlamak, ayak parmaklarındaki kan dolaşımını engelleyerek kangrene ya da başka ölümcül enfeksiyonlara sebep oldu. Kangrenli parmaklar ise bir avantaj olarak görülüyordu çünkü böylelikle parmakların işlevini kaybetmesi kolaylaşıyordu. Makbul olan da ayağın ayak gibi değil, bacağın bir parçası gibi görünmesiydi. Hatta bir dönem aileler ayaklarını bağladıkları çocukların acı çekmesinden gurur duyar bir hale bile geldi. Ayak bağlamayı düzgün şekilde yapmayan anneler ise iyi bir ebeveyn olmamakla suçlandı.