85 gün sonra, kaldığı yerden devam

Dünyanın ve ülkemizin yaşadığı pandemi nedeniyle futbola verilen ara son buluyor, heyecan kaldığı yerden devam ediyor. Süper Lig 12 Haziran’da, TFF 1. Lig de 19 Haziran’da yeniden başlayacak. Sizce bu süreçte kulüpler, ne gibi sorunlar ile karşı karşıya kaldı?

Bülent Buda: Hemen vurgulayalım. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Boş tribünler önünde sadece oyun alanından gelen sesler işitilecek ve TV’lerden izlenen futbol renksiz, kokusuz, coşkusuz bir görünüme bürünecek. Bu aşamada kulüplerin temel sorunu para. Futbolcuların hak edişleri ödenemeyecek. Yine futbolculardan özveri, indirim, süre istenecek. Bu isteğe futbolculardan geri dönüş nasıl olacak? Ve bu temel soru futbolcuların oyun alanı eylemlerini ne ölçüde etkileyecek?
Fatih Tanfer: Salgın nedeniyle ara verilen güzel oyun futbol başlıyor. Yalnız yaz sıcağının değil, finansal problemlerin de en üst düzeyde olduğu bir dönem yaşayacağız. Elbette ilk hedef, liglerin bitirilmesi. Bir söz vardır, “İnsanlara ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” diye. Tam da bu sözü yaşıyoruz. Maçlar her sezon başında ağustos sıcağında değil, eylülde oynansın derken şimdi haziran ve temmuzda kalan haftalar oynanacak. Artık futbolcu sağlığı da bu süreçte en çok dikkat edilmesi gereken konulardan bir tanesidir. Hepsine kolay gelsin. Sağlıklı bir biçimde sezonun bitirilmesini temenni ederim.

- Kulüplerin bu süreçte ekonomik açıdan büyük sıkıntılar yaşadığı bir gerçek. Sizce kulüpler, pandemi sonrası neler yapmalı?

Bülent Buda: Şimdi gelelim, bir ölçüde ilk sorunun devamı olan 2. sorumuza. Maçlar başlıyor, salgın devam ediyor. Ne zaman ve nasıl biteceğine ilişkin kesin bir yargı yok. Bir kere kulüpler, var olan koşullarda zorlanarak ligi bitirecekler ve sonrası kesin olarak ekonomik daralmaya gidecekler, kadro yapılanmasında da öz kaynaklara yönelecekler. Bu kaçınılmaz.
Fatih Tanfer: Kulüplerin an itibariyle ekonomik durumunu şöyle özetleyebilirim: l Kulüplerin en büyük gelir kaynağı olan naklen yayın gelirlerinde, bundan önce yayıncı kuruluşun isteği sonrası doların 5.80’den sabitlenmesiyle yaklaşık 90 milyon dolar gibi bir kayıp olmuştu. Salgın nedeniyle 27. haftadan itibaren lig maçlarına ara verilince yayıncı kuruluş, ödemeleri durdurmuştu. Türk futbolu, ekonomik anlamda hakikaten en zor dönemlerini yaşıyor. Elbette bu süreçte kulüplerimiz, sezonu sağlık içinde bitirmek için yoğun bir çaba içerisinde olacaklar. Bugün kulüpler açısından büyük riskler vardır. Bunu ne inkar edebiliriz ne de görmemezlikten gelebiliriz. Sorun önemli boyuta gelmiştir.
- Kulüplerimizin finans problemleri bu dönemde inanılmaz derecede zorlaştı. Ticari gelirlerde büyük düşüşler oldu. Sponsorluk sözleşmeleri ya iptal edildi ya da çok düşük ücretlerle yenilendi. Ülkemizde Süper Lig’de ortalama seyirci sayısı 14.300’dür ve kulüp gelirlerinde en az yüzde 30’luk bir gelir kalemidir. Bu süreçte, maalesef kulüplerimiz bu gelirden de uzak kalacaklardır. Sorunları boş veren ya da tükenmez parası olan kulüp varsa kendi bildiği biçimde yoluna devam eder ama bir seçenek kaçınılmaz. Bir kere bütçe daralmasına gidilecek altyapılar, öz kaynaklar güçlendirilecek. Gençlerin de önü açılacak. Altyapılara yönelme en doğru çözüm olacaktır.

- Süper Lig bu hafta Göztepe-Trabzonspor maçı ile başlıyor. Göztepe ve rakibi Trabzonspor hakkında görüşleriniz nelerdir?

Bülent Buda: Son Rize galibiyetiyle kendilerine gelmişlerdi. İşlerin iyi gitmediği bir süreçti. O galibiyet iyi geldi ama araya salgın girdi. Şimdi tribünlerde coşkulu taraftar yok. Taraftarların formaları var ancak formalar sessiz. Taraftar coşkusunu tam olarak alana yansıtamıyor. Rakip Trabzon. Şampiyonluğu hedefliyor. Sıkı golcüleri var. Göztepe takım halinde hem savunmada hem ataklarda etkili ve yaratıcı olmak zorunda. Göztepe’nin en güçlü ve de yaratıcı yanı hızlı, etkili karşı ataklarla rakip kale önünde pozisyon üretip gole ya da gollere ulaşmaları. İşin daha da önemlisi, bu maçta ilk dakikadan son dakikaya kadar kazanma isteğiyle donanmış bir oyun sergilenmeli. Göztepe’nin en sorunlu yanı, özellikle hücum bölgelerinde yaşanan olumsuzluğu giderecek kulübeden beslenme eksikliği. Kısaca, skora ne denli erken ulaşırlarsa o denli alandan iyi bir sonuçla ayrılacaklardır.
Fatih Tanfer: Göztepe’nin, evinde Trabzonspor’la oynayacağı maç öncesi koronavirüs nedeniyle ligler iptal edilmişti. Sarı kırmızılılar, Trabzonspor maçı ile lige yeniden başlıyor. Çok bilinmezlerin içerisindeyiz. Bu süreç oyuncuların form durumlarını ve psikolojilerini nasıl etkiledi, hep birlikte göreceğiz. Bu maçta hızlı hücum üretmeye dayalı oyun sistemleri en büyük artıları olacaktır.

- Süper Lig’in bir diğer Ege temsilcisi Denizlispor da deplasmanda Sivasspor ile karşı karşıya gelecek. Denizlispor hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Bülent Buda: Salgın öncesi Gençlerbirliği galibiyetiyle takımda gözlenen olumlu gelişmeler ve de salgın arasında ki süreçte sakatların da takıma döneceğini varsayarsak, Sivas’ta seyircisiz tribünler önünde bir başarı öyküsü yazılabilir. Takım, kaleden başlayarak savunma, orta alan ve uçlarda iletişimi yüksek, iyi, etkileyici bir futbol sergiliyor. Eğer ürettikleri pozisyonları gole dönüşmede becerili olurlar ve de orta alan ile savunma dengelerini oturtabilirlerse neden Sivas’tan 3 puan ile dönmesinler? Denizli’nin futbolcu kadrosu bu maçı koparabilecek yeterlilikte. Bence Sivas’tan puansız dönmeyecekler.
Fatih Tanfer: Denizlispor da koronavirüsün yarattığı olumsuz tablodan etkilenmiştir. Pazartesi akşamı, lig dördüncüsü Sivas deplasmanına çıkıyor. Bu hafta Futbol Şube Sorumlusu Ali Fırat’ın, “Hiçbir yerden para gelmiyor. Futbolcuların da birikmiş alacakları var. Mali açıdan kulübün iyi olduğunu söyleyemeyiz” ifadesi, ekonomik tablonun geldiği noktayı göstermektedir. Elbette profesyonel futbolcu geçimini buradan sağlıyor. Onların da ekonomik sıkıntıları arttı. Liglerin başlamasıyla birlikte gelirler artacağına, hak edilişlerin de ödeneceğine inanmaktayım. Denizlispor, disiplinli ve savaşçı bir takımdır. Saha içinde bütün sorunları unutup, forması adına gerekenleri yapacaktır.