Ege Ailelerimizi zor teselli ediyoruz

Ailelerimizi zor teselli ediyoruz

21.04.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

HAFTALIK’ta tartışılan konularla ilgili görüşlerinizi yazın, her perşembe yayınlayalım

Ailelerimizi zor teselli ediyoruz

AYŞENUR CANBAY: Kod adı “Sehven şifre” olarak belirlediğimiz sınav skandalına yer vermeniz, arkadaşlarım Özlem, Altuğ, Çağatay, Ferda, Nezihi, Selim, Koçibey, Selma ve bizimle birlikte olduğuna inandığımız diğer kaderdaşlarımızı çok mutlu etti. “Tatmin olduğunu” söyleyen devlet büyüklerimizin acaba empati yapma istekleri, zamanları var mı? Gelsinler, bizim hangi psikolojide olduğumuzu görsünler. Çözmek için baktığımız her soru bize “şifre ara şifre...” diye bağırıyor. Artık, aile fertlerimiz arasındaki konuşmalarda dahi şifre arar hale geldik.
Birileri geleceğimizi çalıyor. Beyinlerine, yüreklerine güvenemediği için bizim gibi köklü eğitim almış, çok çalışmış ve ülkemiz için idealleri bulunan gençlerimizi böylece saf dışı bırakmak istiyorlar. Çalışmayan ama herhangi bir grup veya kitleyle bağlantılı olan ve bunun da kazancını görmek isteyen kişiler maalesef üniversitelerde bizim yerimize oturacaklar ve bizler de belki bu olanaktan yararlanamayacağız. Adaletin nerede olduğunu arıyorum? Sınav stresinde olan bir genç kız olarak bu dönemde ben moral, daha çok ilgi ve sevgi ararken, tam tersini yaşıyoruz. Sınava girecek öğrenci arkadaşlarım ve ben ailelerimizi teselli ediyoruz.
Bu anlayışla mı Türkiye, batılı çağdaş ülkeler seviyesine gelecek? Sehven şifre skandalından da sonuç çıkacağına inanmıyorum. Geçtiğimiz yıl KPS sınavında neler yaşandı, nasıl unutturuldu. Yazık bizlere, yazık gençliğe, yazık geleceğe...

Lekesiz bir gelecek istiyoruz


UĞURTAN SOYKÖK: YGS iptal edilecek mi, edilmeyecek mi? Bu konuya açıklık getirilmesini istiyoruz. Soruşturmayı sürdüren savcılık, bunun zaman alacağını, ikinci sınavdan önce önce soruşturmanın tamamlanacağını açıkladı. Biz ne yapacağız? 1- iptal edilmeyecek varsayarak gecemizi gündüzümüze katarak çalışmalı mıyız 2- İptal edilecek beklentisiyle kitap, defter açmamalı mıyız?
Dershanede ve okul arkadaşlarımızla hep bunu tartışıyoruz. Kişisel görüşüm, ikinci sınava hazırlanmaktır. Çünkü Cumhurbaşkanımızın “Tatmin oldum” sözünün havada kalmaması, Başbakanımızın “Müsterih olun, ikinci sınava hazırlanın” şeklinde talimat verir gibi şimdiden sonu ilan etmesi her şeyi açıkça belli ediyor.
Sayın yazarlar, bu konuyu lütfen,bizlerin yani evlatlarınız olarak gören gençlerin hakkı olarak sonuna kadar takip ediniz. Lekesiz bir gelecek istiyoruz.

Sınav, babamı bile bozdu

HASAN ALİ KARKIN: Ne söylerseniz söyleyin, nasıl yazarsanız yazın YGS sınavı iptal edilmeyecek. Böylesi karar ÖSYM’nin sonu demektir. Büyüklerimiz, “Yargı kararını vermiştir” diyecektir ve bizler boyunlarımızı bükerek ikinci sınava hazırlanacağız. Şahsen benim hiç konsantrasyonum kalmadı. Çok gerginim. Olmadık şeylere sinirleniyorum. Çok sevdiğim babamla tartışıyorum. Önceleri bana hak verirdi, şimdi yardımcı olacağı yerde “Ben mi sınavı bu duruma getirdim?” diyor ve kızıyor. Aile düzenimiz alt üst oldu. İki yıl ailemin fedakarlıklarıyla dersaneye gönderildim. Arkadaşlarımla bir sinemaya gitmek bile lüks oldu. Bugün geldiğimiz duruma bakın. Her yerde politika ve politikacılar var. Ama bir tanesi de bu konuya değinmiyor. Acaba milletvekilleri adayları üniversite sınavına girmedi mi?

Asıl su tarifesinde indirime gidilmeli

AHMET BUĞRA TOKMAKOĞLU: Su faturasından ya da otopark ücretinden belirli bir miktar kesilerek İzmirli spor kulüplerine kaynak aktarılması önerisine kesinlikle karşı çıkıyorum. Zaten fazlasıyla halkçı (!) olan belediye öncelikle toplu ulaşım ve su tariflerinde indirime gitmeli diye düşünürken böyle bir öneri ne kadar gerçekçi? İzmirli futbol kulüplerine profesyonel yönetimler ile planlı bir gelecek sunmak lazım. Ancak bu vatandaşın cebinden kesilecek 2 kuruşla olmaz. Bucaspor gibi bir kulüp Türkiye’nin en iyi altyapı tesislerine ve oyuncularına sahipken Süper Lig’e çıktığında bütün takımı dağıtıp plansız programsız sağdan soldan futbolcu topladı, Bülent Uygun’u takımın başına getirdi. Sonuç ne oldu yarı yolda bırakıldı. Anadolu kulüpleri bu işleri nasıl yapıyorlar, biraz izlemek lazım.

Hislerime tercüman oldunuz

NEJAT BESCELİ: Çok güzel konulara değiniyorsunuz. Ancak bunların içinden en çok ilgimi çeken sporla ilgili olanı oldu. Hislerime tercüman oldunuz. Kulüplere kaynak yaratmak için belediyelere ait otoparklardan pay ayrılması ve su faturaları üzerinden pay ayrılması suretiyle kulüplerin rahatlatılması ve dolayısıyla başkan, yönetici hegemonyasından kurtarılması fikri çok hoşuma gitti. Bu fikri ben dostlarımla 20 yıldır paylaştığımda kanuna aykırı bulup “şikayet konusu olur. Belediye yetkililerinin başı ağrır” deniyordu. Ancak belediye başkanlığı yapmış bir kişi olan sizden bu fikir gelince mevzuata aykırı olmadığını gördüm. Fikrinizi sonuna kadar destekliyorum. 65 yaşında bir KSK’lı olarak bütün çevremle arkanızda olduğumu, size elimden geldiğince her yönde yardımcı olacağımı saygılarımla bildiririm.

Ne yazık ki hiç destek yok

AHMET TAŞPINAR (Altay Kulübü Başkanı) : İzmir Kulüplerinin içinde bulunduğu maddi çıkmazı ve yaşadıkları sıkıntıları şehir gündeminize taşımanız yönetim kurulumuzda mutluluk yaratmıştır. Aslında bu konunun başlı başına her yönüyle tartışılması ve sorunlara çözüm önerilerinin getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Tüm kulüp başkanlarının sıkıntısı aynıdır ve çıkış yolu aramaktadır. Çözüm bulunmadığı sürece de kulüplerimiz her gün çöküntüye sürüklenecek ve geçmiş tarihlerine yakışmayacak durumlara düşecektir. Kulüp başkanı ve yöneticilerinin fedakarlığı yetersizdir. Kapı kapı dolaşarak kulübün yaşaması için hepimiz yardım ve destek arayışı içindeyiz.

Büyükşehir, gündeme almalı

Desteklenmemiz halinde İzmir futbolunun gelişmesi ve Türkiye’de söz sahibi olmaması için hiçbir neden yoktur. Sabit, sağlıklı gelirlere ihtiyaç olduğu gerçektir. Bu nedenle önerdiğiniz fikre katılmamak elde değil. İzmir futbolu da kentin ortak değeridir. Bu ortak değerden kimse bireysel çıkar sağlamamakta, kent adı, gençliği ve anlayışı için hizmet verilmektedir. Dolayısıyla bu ortak değer için kentin ortak kullanımından katkı verilmesi, sağlanması çok akılcı ve bugün belediye başkanlarımıza hukuki sıkıntı yaratmayacak bir öneridir. Sayın belediye başkanı ve meclis üyelerimizin. konuyu gündeme almalarını temenni ediyoruz.

Bu öneri desteklenmeli

Birçok kent takımı, kentin ortak paylarından desteklenerek, sıkıntısız lig mücadelelerini verirken, İzmir nedense son yıllarda hiç beklediği desteği görememektedir. Ben buradan Altay Başkanı olarak tüm kulüplerimize de bu önerinin desteklenmesi çağrısında bulunuyorum. Artık çare kalmamıştır, hak ettiğimiz noktalardan uzaklaşıyoruz ve endişemiz İzmir’de futbolun bitmesidir.İlginize teşekkürlerimi yineliyor, konunun lütfen hep gündemde kalmasını rica ediyorum. Saygılarımla...