Her takıma eşit davranıyoruz

Göztepe ve İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı Başkanvekili görevlerini sürdüren Talat Papatya, TFF’nin olağanüstü seçimli ve mali genel kurulunda kongreye tek aday olarak giren Başkan Mehmet Büyükekşi’nin asil listesinde yönetim kuruluna seçilmişti.
Mahmut Özgener’in başkanlık görevinden bu yana 11 yıldır, Futbol Federasyonu yönetiminde İzmir’den temsilci yer almazken Papatya yıllar sonra ilki başarmıştı. Göztepe’de, 8 yıldır başkanvekilliği görevini sürdüren Talat Papatya, İzmir’i yıllar sonra Türkiye Futbol Federasyonu yönetiminde temsil eden ilk isim olmuştu. Milliyet Ege Bölge Temsilcisi Engin Uğur Ağır, Milliyet Ege Spor Müdürü Mehmet Demirtaş ve Milliyet Ege Spor Yazarı Fatih Tanfer’in sorularını cevaplayan Papatya, yeni sezon öncesi açıklamalarda bulundu.

‘Niyetimiz halis’

Yeni görevinde iyi işler yapmak istediğini belirten Talat Papatya, “Başarılı bir şekilde iz bırakıp görevi bırakmak istiyorum. Bu tür görevlere geldiğim zaman bir şeyler vermek niyetinde olan bir insanım. Ekip arkadaşlarımda da onu görüyorum. Herkes kendisini 10 aylık görüyor. Çok çalışıp elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Allah nasip ederse iyi şeyler yaptığımız takdirde devam etmek tabi ki isterim. Görevi bitirdiğim zaman hakkımda güzel şeyler duyarsam çok mutlu olurum. Başkanımız Mehmet Büyükekşi’nin de dediği gibi, niyetimiz halis” ifadelerini kullandı.

‘Ligin değeri artacak’

“Hep birlikte liglerin değerini düşürdük” diyen Papatya, “Taraftar olayları, yöneticilerin tutumları, topyekûn ligin değerini düşürdük. En alttan en üste yeniden liglerimizin hak ettiği konumda olması için çaba göstermeliyiz. En büyük dert borç tabi ki. Kurdaki artışlar, pandemi süreci kulüpleri daha da sıkıntıya soktu. Günü kurtarmak yerine uzun vadede çalışmalar gerekiyor. En büyük gelir kapılarından birisi yayın gelirleri. Finansal yapısını buradan sağlayan camialar var. Öncelikle kaliteyi artırıp yayın gelirlerini yükseltebiliriz” dedi.

Hakemlere güven tam

Türk hakemlerine güvenerek yola çıktıklarının altını çizen Papatya, “Federasyon seçimleri öncesi Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) Türk Futbol Hakemlik Sistemi çalışmaları kapsamında danışman olarak anlaştığı dünya hakemliğinin en önemli isimlerinden birisi olan David Elleray, raporunu sunmuştu. Yaptığımız toplantı sonrası bize 19 maddelik bir belge verildi. Bunun 14’ünde ‘güven’ ön plana çıkmıştı. Yani toplumun hakemlere güven problemi kendisini gösteriyordu. Bu konu çok temel. Fakat neredeyse her maddede güven eksikliğinin vurgulanması dikkat çekiciydi. O nedenle Türkiye Futbol Federasyonu Başkanımız Mehmet Büyükekşi ile bu konu üzerine yoğunlaştık. ‘Önce biz güvenmeliyiz’ dedik. Kurum ve yönetim olarak hakemlerimize güveniyoruz. Beyaz bir sayfa açtık ve yola çıktık” diye konuştu. Papatya, “Westerlo camiasını ziyaret edip oradaki sistemin nasıl işlediğini yerinde görmek istedim. Belçika’daki merkez hakem kurulunun görevlerine ilişkin gözlemlerimi yaptım. Umarım o modeli Türkiye’de uyguladığımızda, ‘Neden bu hakem hep bizim maça veriliyor?’ düşüncesi ortadan kalkacak” dedi.

‘Ortak dertlere sahibiz’

Papatya, “Türkiye’de oyunun çok durduğu yönünde serzenişler var. Fakat Avrupa’ya oranla aramızda yalnızca 4 dakika bulunuyor. Bizde topun oyunda kalma süresi 54 dakikayken Avrupa’da bu rakam 58 dakika. Biz kendimize de kimi zaman haksız eleştiriler yapıyoruz. Ayrıca hakemlerin, gözlemcilerin, temsilcilerin görevlerini oturtamadık. Varsa yoksa kulüp yöneticileri ve başkanları. Böyle olmaz” ifadelerini kullandı. Papatya, “Biz bir kanadız, kulüpler diğer kanat. Tek kanadın çırpması bir şey ifade etmiyor. Sorunlarımız ortak. Sıkıntıları birlikte çözmeliyiz. Elimizden geldiğince eksiklerin üzerine gidip çözümü bulmaya çalışıyoruz. Başkanımız Büyükekşi’nin, ‘Bize olmazı değil oluru anlatın’ diye bir söylemi var. Bu çok değerli bir yaklaşım” diye konuştu.

‘Adaletli olacağız’

Papatya, “Kulüplerle görüşüp fikstür çekimini yaptık. Bu da ligin kalitesine bir katkı oldu. Ardından yaklaşık 3 saatlik bir boşluk doğdu. Orada sorunları, problemleri konuşup elimizden neler geliri konuştuk. Sezonun 1 hafta geç başlaması, Dünya Kupası nedeniyle liglere verilecek 45 günlük arada 1. Lig’deki maçların devam etmesi gibi konu başlıklarını tartıştık, fikirlerini sorduk. Onlardan görüş almamız bile çok sıcak bir ortam yarattı” dedi. “Her kulübe eşit mesafede yaklaşıyoruz” diyen Papatya, “İzmir’deki ekiplere ayrıcalık tanımıyoruz. Ancak ben Göztepe’de yöneticiyken muhatap bulamıyorduk. Benim bu göreve getirilmem İzmir için de önemli olacaktır. Hukuk, doğruluk ve dürüstlük çerçevesinde adaleti sağlayacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Futbolda barış ortamını yöneticilerin sağlayacağını dile getiren Papatya, “Kaos ortamının yerini barışa bırakması gerekiyor. Taraftardan ziyade biz yöneticilere büyük iş düşüyor. Eğer ki taraftarları doğru yönlendirip güzele çekersek bu işi başarırız. Örneğin Hentbol Erkekler Challenge Kupası 3. tur rövanş maçında Hollanda ekibi JMS Hurry-Up’a deplasmanda 28-25 olmuş ve turnuvadan elenmiştik. Orada Göztepe seyircisi de vardı. Hollandalı taraftarlar, bizim taraftarlarımıza hayran kalmıştı. Çok güzel bir şekilde ağırlandık. Maç sonu kaybedip Avrupa’ya veda etsek de aynı coşku ile barış ve dostluk ile İzmir’e döndük. O maçın görüntülerini hala unutamam. Bize böyle ortam lazım” dedi.

‘Zevkli bir sezon olsun’

Türkiye Futbol Federasyonu’nun 2022-2023 sezonundan itibaren Spor Toto 1. Lig’de Play Off sisteminin değiştirmesi kararını değerlendiren Papatya, “Ligi 3, 4, 5, 6 ve 7. sırada bitiren takımlar Play Off müsabakalarına katılma hakkı kazanacak. Ligi 3. sırada bitiren takım doğrudan Play Off finaline yükselecek. Müsabakalar, 4. ve 5. takımların sahasında tek maç eleme usulüne göre oynanacak. Bu fikir bizzat Büyükekşi’den geldi. Telefonla arayıp ne düşündüğümü sordu. Ben de kulağa hoş gelen bir uygulama olduğunu ancak üzerine çalışılması gerektiğini söyledim. Son 12 sezonda 7 defa normal sezonu 5. bitirip Play Off’a kalan takımlar Süper Lig’in yolunu tutmuş. 1 kez 3.’ler, ikişer defa da 4 ve 6.’lar çıkmış. Bunu da düşününce son haftalarda sürpriz sonuçlar çıkabiliyordu. 7. takımı da işin içine katınca 8, 9 hatta 10. basamaktaki takımlar da mücadele edecek. Heyecan ve iddia devam ettiği sürece kalite de artacaktır” diye konuştu.
“Teoride her takımın ortak paydada buluştuğu bu sistemden herkesin daha mutlu ve yarışmacı olduğu ortam diliyorum. Ligin son haftasına kadar heyecanın yüksek olduğu, sakatlıkların yaşanmadığı, hakemlerin çok konuşulmadığı, marka değerinin arttığı, başarılı ve zevkli bir sezon olsun. 1. Lig’in değeri artarsa Süper Lig’in de artacaktır. 1. Lig, Süper Lig’in arka bahçesidir. Arka bahçeye bakalım, gübre atalım, çiçek ekelim. Çünkü bu arka bahçe, Anadolu’dur.”